Batuhan Kemal AYDIN

MESELE POŞET DEĞİL

Batuhan Kemal AYDIN

Ülke olarak mizah seviyemizin doruklara çıktığı anlara zaman zaman şahitlik ediyoruz. 2019 yılının ilk günü bile mizah seviyemizin doruklarda olduğu bir gün oldu. Ama gerçekten memleketime de yurdum insanına da hayranım hele ki konu mizah ise yaratıcılığın hayret edici bir hal alması bile ne kadar farklı bir millet olduğumuzu kanıtlıyor. Rabbim bu milletin yüzünü güldürsün.

Şimdi mesele tam olarak ‘’ Poşet ’’ gibi görünse de asıl tehlike yapımını oluşturan kimyasal olgu ( NAYLON ) Poşetler.

Geçen yılın son haftalarından başlayan mevzu, “Poşet ücretli olacak, Ya kardeşim poşete de mi para vereceğiz, her sorunumuz tamam sadece poşet kalmıştı değil mi?” gibi cümleler zamanla yerini 90’lı yıllarda kullanılan renkli bez çantanın görseli kullanılarak ‘ Birileri demiş öldü söyleyin onlara kral geri döndü ‘ gibi espriler çığ gibi büyüdü. Ve o büyük gün geldi çattı. 1 Ocak 2019 marketlerde poşet artık 0.25 krş. Marketlerde ücretli olarak satılmaya başlanan poşet ülke gündemine oturdu. Youtuber’lar videolar çekti, Vine’lar çekildi milyonlarca izlenen videolar oldu. Atılan twt’leri saymıyorum bile.. Aldığı ürünleri ceplerine dolduran mı dersiniz, kasaya geldiğinde cebinden çuval çıkaran mı dersiniz, ilk gördüğümde montajdır dediğim ama hani ‘kanlı canlı ‘ derler ya aynen öyle olduğuna şahit olduğum markete el arabasıyla gelenler mi dersiniz mesele böyle inanılmaz bir mizah dünyasına doğru ilerledi. Hatta dün ticari zekâsı yüksek bir kardeşimiz market önünde 10 krş’a poşet satmaya kalktı ve zabıta ekipleri durumdan haberdar oluncaya kadar bir miktar satış da yaptı. Hangi şehir diye merak etmeyin tabi ki ADANA.

Şimdi gelin işin biraz mizah boyutundan çıkalım. Nedir bu poşetin meselesi? Bizim gözümüzde basit olan bir poşet neden ücretlendirilecek kadar kıymetlendi bunu konuşalım.

 

Fransızcadan dilimize türemiş bu poşet geçtiğimiz 80 yıl boyunca çevreye verdiği ve vereceği zararlar nasıl önlenebilir ya da azaltılabilir üzerinde çalışılmış, (ve emin olun ki önümüzdeki birkaç yüz yılın en büyük çevre doğa sorunlarının başında gelecek ‘Naylon’) araştırmalar yapılmış fakat bir türlü kesin çözüm bulunamamış. Alternatif olarak bez poşetler, bez çantalar, kese kâğıtları, ipten yapılmış fileler gibi argümanlar üretilmiş lakin bu argümanlar için fikir yürütülmesi en azından ilk bir kaç yıl insanlığa fayda sağlayacak işlerini kolaylaştıracak bu naylon poşetin üretilmesi gerekiyordu. Nitekim cep telefonları da öyle olmadı mı? Önce tuşlu, şarjı 3-5 gün dayanabilen telefonlar üretildi geliştirilerek dokunmatik hal almadı mı?

Mesela İskoçya, yıllardır poşet ücretli 1 yılda ortalama 650 milyon poşetten doğanın kirlenmesini engelliyorlar. ( Kirlenme sadece bizim gördüğümüz görüntü kirliliği değil asıl kirlenme naylon’ un doğaya kimyasal olarak verdiği zarardır. )

Kuzey İrlanda, İngiltere, Galler gibi ülkelerde 2010 yılından beri naylon poşetler ücretli. Birleşik krallık 6 milyar adet civarında olan poşet kullanımının önüne ancak bu sayede geçebilmiş.

Almanya’da 1 Euro olan poşet yıllardır raflardaki yerini almış hatta alternatif kese kâğıtları daha yüksek fiyatlardan satılır vaziyette.

Hatta meseleyi bir seviye daha arttıralım!

İtalya da naylon poşetler ücretli bile değil YASAK. 2011 yılından bu yana İtalya, süpermarkette naylon poşet tespit edilmesi halinde 25 bin Euro’ya kadar para cezası yazılmasını yasalaştırdı uyguluyor. Naylon poşeti yasaklayan ülkeler arasında Meksika, Hindistan, Bangladeş ve Avusturalya’nın bazı şehirleri yer alıyor.

Şimdi Su’da 400 yıl, karada ise 800 yılda çözünebilen bu petrol türevi ürünün sadece doğaya değil insana da çok fazla zararı var.  Alışma süreçleri biraz sancılı geçebilir lakin çok da büyütülecek bir şey yok tek yapmamız gereken naylon kullanımını azaltmak kendimiz için değil yarınlarımız için bunu yapmak. Mesele artık sizin vicdanınızda.!

Yani her ne kadar mizah konusu olsa ve araştırmadan iyice öğrenmeden ilk tepki verenlerden biri olsam da bu kullanımı azaltmanın gerçekten başka bir yolu yoktu. Hiç öyle çevreci poşetler, kâğıt keseler falan demeyin onların maliyeti bunun iki katı o para ya devletten çıkacaktı ya da market sahibinden her iki durumda da bizim cebimize yansıyacaktı.

Yalnız bir şey dikkatimi çekiyor bu yasaya en sert tepkileri verenler neden hep ağaç kesiliyor doğaya zarar veriliyor bahanesiyle bir terörist gibi Gezi olaylarını çıkaran ortalığı savaş alanına çeviren “gezi zekâlılar” oluyor anlayamadım.

Acaba ‘ Mesele ağaç değildi de ben halen anlamadım mı?

Yazarın Diğer Yazıları