VAY SENİN....
İnsanları anlamak ve anlamlandırmak gerçekten güç
İnsanları anlamak ve anlamlandırmak gerçekten güç. Nasıl bir kafa ve mantaliteye sahip olduklarını yorumlamak da zor. Öyle olaylar ve meseleler oluyor ki bununla ilgili yapılan haber ve yorumlara karşı insanın “Vay Senin Gazeteciliğine ve Haberciliğine” demek geliyor insanın içinden.
Şehrimizin gurur kaynağı olan marka, firma ve isimler vardır. Bu şahsiyetler kınayanların kınamasına aldırmadan inadına Elazığ ve Elazığ insanı derler. Önlerinde farklı seçenekler olduğu halde yaşamlarının merkezine Elazığ’ı koymuş bu amaçla risk de alarak şehri için mücadele etmektedirler.
İbrahim Taşel, Çelik Gurubu, Açılım ve Seza İnşaat Grubu, Ziver Grup, Gül Şirketler Gurubu ve daha birçok gurur duyduğumuz şirketlerimiz var. Bu şirketlerin yöneticilerinin ülkemizde gerçekleştirdiği başarılar yanında şehrimize yaptıkları katkıdan öte herhangi bir olumsuz yanları yoktur ve olmamıştır.
Peki neymiş, yine Elazığ olarak kendileriyle her zaman gurur duyduğumuz Seza İnşaatın İzmir- Çanakkale Otoyolu Koyundere Mevkisi'nde yapımı devam eden viyadük inşaatında iş kazası olmuş.
Elbette hiç kimse kendi şirketinde, işyerinde hatta evinde kaza olmasını istemez. Kazaların olmaması için de her türlü önlemin alınmasına rağmen zaman zaman kaza gelir bulur sizi. Adı üzerinde zaten kaza…
Kaza da kişi ve kurumların ihmali de olabilir. İlgili şirketin ve o şirkete iş güvenliği hizmeti veren firmaların eksikliği de olmuş olabilir.Bunlar araştırılır ve kusurlu olan yetkililer varsa gerekli ceza verilir.
Ancak siz bu iş kazasından hareketle siyaset yapmaya kalkarsanız, vefat eden işçilerin cenazeleri üzerinden siyasi propaganda yapmaya kalkar ve şirketin ortağı üzerinden olayı siyasi yıpratmaya ve linç operasyonuna dökerseniz işte “lanet olsun sizin gazeteciliğine ve haberciliğinize” derler.
İş Kazası yaşanan viyadük inşaatını yürüten Seza inşaat ülkemizin önemli projelerinde imzası olan ve gözbebeğimiz olan kurum. Binlerce Elazığlıya istihdam sağlayan, şehrimizin birçok sosyal ve kültürel projelerinde katkısı olan bir firma. Bu kazanın sebeplerini sorgulamak yerine firmanın sahiplerini, ortaklarını sorgulayarak AK Parti ve bu partiden aday adayı olmuş Yasemin Açık Hanımefendiyi hedef tahtası haline getirmek hangi tür gazeteciliğe örnektir inanın biz bilemedik ve adını koyamadık.
Bu olay karşısında Ak Parti ve Yasemin Açık düşmanlığı yapan Sözcü, Cumhuriyet, Hürriyet, Radikal gibi yayın kuruluşları aslına bakarsanız çok görmedik. Onlar kendi kinlerini ve düşmanlıkları bu acı haber üzerinden bile olsa yaparlar ve yaptılar.
Ya bu haberi iştahı kabarmış şekilde yayınlayan, paylaşan, kendi paylaşmasa ve yayınlamasa bile beyinsiz ayak takımına paylaştıran kafalara ne demeli…
ZATEN…
Bu şehirde kötü bir şey olsun ki kirli pazarlığa ve şantaj muhabbetine gireyim diyen şahsiyetsizler olduğu sürece bu şehir gelişemez ve kalkınamaz. Bakmayın siz her ortamda “Ne Olacak Bu Şehrin Hali” dediklerine. İnanın bu şehrin en büyük sorunu bu beyinsizler ve haramzedeler. Bunlardır asıl bu memleketin sorunu.
Dileriz bu haberi iştahla yapan, yayınlayan, paylaşan ve paylaştıran zatların başına bugünlerde bir iş kazası gelmez. Çünkü kaza değil, kazanın nerede ve kimin mekânında olması önemli birileri için…
Sonuç olarak hiç kimse şantiyesinde ya da iş yerinde kaza olmasını ve insanların ölmesini istemez. Ancak kazanın ne zaman ve nerede olacağı da bilinmez. Yaşanan kazalar nedeni ile birilerini hedef göstermek, bu kazayı onun siyasi yürüyüşünün önünü kesmeye tahvil etmek bize yakışmaz.
Eğer gerçek ve ciddi haber yapıyorsanız, keşke aynı firmanın Erzurum şantiyesinin basılıp onlarca iş makinalarının yakılmasını da yazabilseydiniz. Ama o insanlar böylesine bir olayı mağduriyet yapmama adına konuşmadılar bile. Bir kenarda böyle bir asalet diğer tarafta alabildiğine cibiliyetsizlikler….