Ümit Özdağ için 4 yıla kadar hapis talebi

'Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçlamasıyla 142 gündür tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, Özdağ için 1.5 yıldan 4 yıla kadar hapis istedi. Duruşmaya 15 dakika ara verildi.

Ümit Özdağ için 4 yıla kadar hapis talebi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, 19 Ocak'ta Antalya'da partisinin İl Başkanları İstişare Toplantısı'nda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik "Son bin yılda gerçekleşen hiçbir Haçlı Seferi, Erdoğan'ın ve AK Parti'nin Türk milletine ve Türk devletine verdiği zararı vermemiştir" sözlerinden bir gün sonra Ankara'da gözaltına alınmıştı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirilen ve ardından İstanbul Adliyesi'ne götürülen Özdağ, "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlamasıyla tutuklanmıştı.

İLK DURUŞMA 29 NİSAN'DA GÖRÜLMÜŞTÜ

Özdağ'ın dosyası 17 Şubat'ta tefrik edilmişti. "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle dava açılan Özdağ'ın bu dosyadaki ilk duruşması 29 Nisan'da Çağlayan'da bulunan İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmüştü.

BUGÜN HAKİM KARŞISINA ÇIKTI

Özdağ'ın "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik ve aşağılama" suçundan tutuklu bulunduğu dosyanın ilk duruşması ise bugün görülüyor. Mütalaasını açıklayan savcı, Ümit Özdağ için 1.5 yıldan 4 yıla kadar hapis istedi. Duruşmaya 15 dakika ara verildi.

İFADESİ ORTAYA ÇIKTI

Uzun zaman sonra duruşma salonunda ilk kez kameralara yansıyan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ savunmasında halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmediğini, kışkırtmakla suçlandığı Kayseri olaylarında, olayları yatıştırmak için sosyal medya platformu üzerinden paylaşım yaptığını söyledi. Bu paylaşımlar nedeniyle birçok trol hesaptan saldırıya ve hakarete uğradığını belirten Özdağ, fiillerinin hepsinin hukuka uygun olduğunu dile getirdi.

"TÜRK MİLLETİNE VE TÜRK DEVLETİNE KARŞI HİÇBİR SUÇ İŞLEMEDİM"

Kendisinin ve genel başkanı olduğu Zafer Partisi'nin, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'nin göç konusunda Türkiye'ye büyük haksızlık yaptığını düşündüklerini ve bu haksızlığa itiraz ettiklerini belirten Özdağ, "Ülkemiz bir yandan Suriye ve Afganistan'dan stratejik göç mühendisliği ile gelen milyonlarca sığınmacı ve kaçak, diğer yandan küresel ısınma sonucunda Afrika ve Pakistan başta olmak üzere değişik ülkelerden gelen milyonlarca yabancının baskısı altındadır. Bu baskı; ekonomik, demografik, sosyolojik, kültürel baskı ve tehditler başlığı altında toplanabilir. Sığınmacıların ve kaçakların, ülke ekonomimizin oluşturduğu ekonomik yükü ifade ettim. Bugüne kadar kamuoyuna açıkladığım tüm uyarıları, tüm bu hususlar konusunda halkımızı bilinçlendirmek amacıyla yaptım. Saydığım hususlar, benim yıllarca üzerine çalıştığım ve uzmanlık alanım olan hususlardır. Asıl bu uyarıları yapmasaydım, hukuka aykırı davranmış olurdum" diye konuştu.

Ümit Özdağ, savunmasında şunları kaydetti: "Bütün hayatımı akademik ve siyasal olarak Türk milletinin güvenliği ve refahı, Türkiye Cumhuriyeti'nin güçlü bir ülke olmasına adadım. Binlerce öğrenci yetiştirdim. Yüzlerce polis ve subaya hocalık yaptım. Ülkeme ve milletime yönelik tehditleri tespit etmek ve çözüm yollarıyla birlikte ortaya koymak için akademik ve siyasal çalışmalar yaptım. Türk milletine ve Türk devletine karşı hiçbir suç işlemedim. Savcılık 78 gün boyunca, 4 yıl süreyle yapmış olduğum bütün X paylaşımlarımı, Instagram paylaşımlarımı, hatta videolarımı inceledi. Savcılığın iddianameye koyduğu hiçbir açıklamam, TCK 216'da, maddenin gerekçesinde ve Yargıtay içtihatlarında tanımlandığı şekilde suç değil. Savcının hiçbir suçu yoktur. Halkı kin ve nefrete, düşmanlığa teşvik eden paylaşımım olmadığı için bulması mümkün değildir. Ancak savcılık, Oğuzhan Kumpınar'ın iddianamenin hazırlanmasından 8 ay önce takipsizlik almış X'inin, soruşturmadaki X gibi gösterilmesini kabul edilebilir bulmuştur. Keza savcılığın aleyhimde olduğunu düşündüğü paylaşımlarımı koyarken, lehimde olan X paylaşımlarımı iddianameye koymaması da kabul edilebilir değildir.

"UMARIM VERECEĞİNİZ HÜKMÜNÜZ MİLLETİN VİCDANINI VE ADALETİ TEMSİL EDER"

Konuşmam boyunca, ortaya delilleri koyarak ülkemizde geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin ve kaçak olarak gelenlerin ülkelerine güven içinde, devletler hukuku ve milli hukukumuza uygun şekilde geri dönmelerini savunduğumu açıkladım. Yine konuşmam boyunca kanıtları ile; değil kışkırtma, düşmanlaştırma ve tahrik etmek, aksine kışkırtanlar ile, tahrik etmeye çalışanlarla mücadele ettiğimi; davalar açtığımı, suç duyurularında bulunduğumu ortaya koydum. Çünkü ben yıllardan bu yana Stratejik Göç Mühendisliğini gerçekleştiren emperyalizmin, ülkemizi istikrarsızlaştırma programı ile mücadele ediyorum. Ve ne yazık ki; küresel göç çağında, ülkesine yönelik kontrolsüz göçe karşı çıktığı için bütün dünyada tutuklanan tek politikacıyım.

Burada bulunmamın, Cumhurbaşkanına hakaret iddiası ile hakkımda dava açılmasının, 21 Ocak'ta Ankara Başsavcılığı'nın 11 iddianame hazırlamasının nedeni; PKK terör örgütü baş yöneticisi A. Öcalan ile yürütülen görüşmelere eleştiriler yöneltmemdir. PKK terör örgütüne güvenilmeyeceğini düşünmemdir. PKK'nın ancak dizleri üzerine çökerek, 'teslim oluyorum' demesi durumunda muhatap alınması gerektiğini savunmamdır. Bu gerçeği bütün dünya ve büyük Türk Milleti biliyor. Tarih böyle kaydedecek. 100 sene sonra tarih kitaplarında 'Ümit Özdağ, Kayseri'de olayları kışkırttığı için yargılandı' diye yazmayacak. 'PKK'ya güvenmeyin, Anayasayı değiştirmeyin dediği için yargılandı' diye yazacak. Bütün bu bilgiler ışığında hüküm sizin, adalet Allah'ındır. Umarım Türk Milleti adına vereceğiniz hükmünüz, milletin vicdanını ve adaleti temsil eder."

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü "ihbar eden" olarak yer alıyor.

İddianamede, sanık Özdağ'ın kullandığı sosyal medya hesabından farklı tarihlerde 34 paylaşımda, Suriyeliler ve diğer sığınmacı gruplara ilişkin dezenformasyon içerikli paylaşımlar yaptığı, bu paylaşımların yetkili makamlarca yalanlandığı belirtiliyor.

Özdağ'ın sosyal medya paylaşımlarındaki söz ve beyanlarının kışkırtıcı tutum ve davranışlar sergilemeye yönelik ifadeler içerdiği kaydedilen iddianamede, bu paylaşımların halkın bir kesiminin diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa, ayrımcılığı gerektirecek nefrete yönlendirici nitelikte olduğu ifade ediliyor.

İddianamede, Kayseri Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğünce 21 Ocak'ta hazırlanan rapora değinilerek, olaylara katılan kişilerin Zafer Partili ve müzahir şahıslar tarafından sosyal medyada yapılan paylaşımlardan etkilenmiş olduklarının değerlendirildiği belirtiliyor.

Özdağ'ın paylaşımlarının Kayseri'de meydana gelen olayların oluşumunda etkili olduğu vurgulanan iddianamede, söz konusu suçun somut tehlike unsurunun da gerçekleştiği, şüphelinin 18 Ağustos-24 Aralık 2024 tarihlerinde de ayrımcılığı gerektirecek, nefrete yönlendirici nitelikteki paylaşımlarına devam ettiği, üzerine atılı suçu işlediği hususunda yeterli suç şüphesinin bulunduğu anlatılıyor.

İddianamede, Özdağ'ın, basın ve yayın yoluyla zincirleme şekilde "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan 1 yıl 10 ay 15 günden 7 yıl 10 ay 15 güne kadar hapisle cezalandırılması talep edilirken, hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinde yer alan "belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" hükmünün uygulanması da isteniyor.