TÜRK VE MÜSLÜMAN'IM ELHAMDÜLİLLAH
Bir ara üç ayrı vilayette üç ayrı gazetede yazılar yazardım
Bir ara üç ayrı vilayette üç ayrı gazetede yazılar yazardım. Bir gün köşe yazarı bir dostum bana “Şükrü Bey biz haftada bir gün yazıyoruz onda bile zorlanırken siz üç ayrı şehirde üç ayrı gazeteye nasıl yazı yazıyorsunuz hayret ediyorum” demişti?..
Hiç düşünmeden “malzeme çok da ondan” demiştim.
Hakikaten bu ülkede malzeme çok…
Çünkü ha bire konuşuyoruz.
Söylediğimiz sözlerin içi boşta olsa konuşuyoruz doluda olsa. Gerekli de olsa konuşuyoruz gereksizde olsa…
***
Son günlerde önüne gelen babasına sorular soruyor “Baba biz Kürt müyüz, Türk’müyüz? Diye.
Çerkez’miyiz, Laz’mıyız? Diye…
Bizim anlı şanlı köşe yazarlarımızda anında olaya müdahale ediyor, onlarda babalarına soruyor “Baba biz Zaza’mıyız, Türk’müyüz?”
Hatırıma geçen gün kaleme aldığım biraz açık seçik olduğu içinde + 18 başlığını attığım bir yazım geldi.
Ne dersiniz birlikte okuyalım mı o yazıyı?..
***
“Üçüncü sınıfı okutan bir öğretmen öğrencilere bir ödev verir “Çocuklar devlet nedir, vatandaş nedir istikbal nedir?” bunları öğrenin gelin der.
Çocuk akşam anne ve babasına öğretmenin verdiği ödevi sorar.
Önce anneye yönelir anne “Ben bilmem eşim bilir” programını izlemektedir “Ben bilmem babana sor” Der.
Çocuk bu kez babaya döner;
Babacığım “Devlet nedir, vatandaş nedir, istikbal nedir? Der. Babanın gözü ekranda Arda’ya ödenen transfer ücretinde kulağı oğlundadır “ Bak oğlum” Der… “Devlet benim, vatandaş annen, istikbalde beşikte uyuyan küçük kardeşindir” diye cevaplar.
***
Gece olur herkesin uyuduğu bir saatte çocuk beşikteki kardeşinin hıçkırıklarla ağladığın görünce yaklaşır kardeşine bakar ki kardeşi b…içinde “Gidip anneme haber vereyim” diyerek anne ve babasının yatak odasına girer ki ne görsün devlet olan babası, vatandaş olan annesiyle güreşmektedir geri dönüp yorganı başına çekip yatar.
Sabah okula gittiğinde öğretmen “Söyle bakayım Mehmet verdiğim ödevi sorup öğrendin mi? Öğrendinse anlat bakayım devlet nedir, vatandaş nedir, istikbal nedir?” der demez öğrenci gayet bilgiç bir şekilde “Öğretmenim benim babam devlet, annem ise vatandaş, küçük kardeşimde ailemizin geleceği yani istikbaldir. Dün gece bizim evde devlet vatandaşın üzerinde, istikbal ise bokun içindeydi” diye cevap verir.”
Sizi bilmem ama bana göre yerinde bir cevaptır bu…
***
Benim annem Kürtçe bilmezdi. Babamda çok iyi Kürtçe konuşurdu.
Babam vatanını, milletini, devletini seven Kur’anı ezbere okuyacak kadar dini bütün bir Müslüman’dı.
Türkçe okuma yazması yoktu ama çok iyi bir Atatürk hayranıydı. Atatürk’ü ve İsmet İnönü’yü çok severdi. Ben babama böyle bir soru sorsaydım eminim ki rahmetli beni döverdi.
“Oğlum biz Türk’üz,
Türkoğlu Türk,
Yurdumuz Türkiye,
Atamız Atatürk” derdi…
***
Kürt - Türk - Alevi - Sünni - Çerkez - Laz dedik yedi bölge olan ülkemizi yetmiş iki bölgeye böldük.
Babamıza sorduk anamıza, dedemize sorduk. “Biz alevi miyiz, Sünni miyiz diye Laz’mıyız Türk’müyüz” diye.
Hani üçüncü sınıftaki öğrencimiz babasına soruyor ya “Baba devlet nedir, vatandaş nedir, istikbal nedir?” diye.
Çocuk gece yarısı anlıyor istikbalin ne olduğunu,
Tıpkı bize göre…
TÜRK VE MÜSLÜMAN’IM ELHAMDÜLİLLAH
Bu cennet vatanda, bu bayrak altında, vatanını, milletini, devletini, seven birisi olarak cumhuriyetimizin bütün nimetlerini soluya soluya yaşıyorsam lehçem ne olursa olsun ben Türk’üm arkadaş.
Hem de Türkoğlu Türk…
Vatanım Türkiye, atam Atatürk.
Vatanımı yurdumu canım gibi severim,
Türk doğuran her ananın ellerinden öperim.
***
Ne Müslümanlığımdan olurum nede Türkülüğümden.
Ne anama sorarım nede babama Türklüğümü hiç kimseyle tartışamam.
Çünkü ben TÜRK ve MÜSLÜMAN’IM Elhamdülillah.
Hiçbir bahanenin arkasına sığınmam.
Türklüğüme dil uzatanları ise asla bağışlamam.
Birde atama dil uzatanı…
**
Atama dil uzatan babam olsa haşlarım,
Bakmam gözü yaşına şeytan deyip taşlarım.
Benim için mukaddes vatan, bayrak ve atam,
Ya cahildir ya hain bunlara dil uzatan.
**
Sizlere sağlıklı, huzurlu ve yarınlara umutlu günler diliyorum sevgili okurlarım.
Kalın sağlıcakla…