Sosyal devleti saf devlet sanıyorlar
Elazığ, biri 24 Ocak 2020, ikisi de 6 Şubat 2023 tarihinde olmak üzere üç yıkıcı deprem yaşadı. Can kaybı ile birlikte on binlerce konut ağır hasar aldı.
Vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek amacıyla depremin ilk günlerine kamu misafirhaneleri, oteller ve diğer sosyal tesislerde vatandaşlarımıza tahsis edildi. Devletimiz, ilerleyen günlerde de kurduğu konteyner kentlerde vatandaşlarımızı ağırladı.
TOKİ tarafından kısa sürede yapılan binaların hak sahiplerine teslim edilmesinin ardından yeni ve güvenilir konutlara taşınıldı. Bu süreçte hak sahibi olmayan ancak depremden olumsuz etkilenen ve ev bulamadıkları için dışarda kalan kiracılar da geçici olarak konteyner kentlere yerleştirildi.
Hak sahiplerinin kendi evlerine taşınmasının ardından konteyner kentlere olan ihtiyaç da son buldu ve çoğu kapatıldı. Herhangi bir hak sahipliği ve yasal hakları olmamasına rağmen sosyal devlet ilkesi gereğince kiracıların bir süre daha konteyner kentlerde kalmasına müsaade edildi.
Ancak bu süre beş yıl gibi uzun bir süre devam etti. Elazığ AFAD İl Müdürlüğü de haklı olarak kiracılara uyarıda bulunarak konteynerleri boşaltmalarını istedi. İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Beş yıl boyunca elektrik, su ve diğer konularda hiçbir ücret ödemeden oturan kiracılar “bizi buradan gönderirlerse nereye gideceğiz” sözleriyle buna itiraz ettiler.
Tezleri şu: Biz 14 bin lira maaş alıyoruz. 10 bini kiraya verirsek nasıl geçiniriz?”
Hoppala.. Valla ülkemizin yüzde 40 nüfusu aynı durumda. Devlet, yaşanan bir deprem sonrası sosyal yüzünü ve müşfik tavrını göstermişse ve bunu da beş yıl boyunca devam ettirmişse bundan daha büyük sosyal devlet ve büyüklük mü olur?
Geçtiğimiz gün bir sosyal medya hesabı ve sitede konteyner kent sakinlerinin konuşmalarını dinledim. Taleplerin hiçbirinin haklı, makul ve yasal tarafı yok. Valla ben de asgari ücretle çalışıyor ve kira ödüyorum. O zaman devlet beni de alsın konteyner kente. Elektrik, su paramı versin. Yemeğimizi versin, çocukları servisle okula götürsün. Birileri sosyal devletle saf devleti karıştırıyor olsa gerek. Evet, devlet elbette mağdurun ve halkının yanında olacak ve beş yıl boyunca da oldu. Kimse kusura bakmasın. Devletin bu kiracılara harcadığı paralar bizim paralarımız. Biz paralarımızın haksız bir şekilde ve bu tür merhamet istismarı yanında siyasi algı yapmaya kalkan kişilere harcanmasını istemiyoruz. Harcanırsa da hesabını sorarız.
Devletin yardımda bulunacağı zamanlar bellidir. Deprem, sel, yangın ve diğer doğal afetler sonrası devletin halkına yardım ve desteğine varız. Ama Elazığ depremi esnasında kalacak yer bulamayan kiracılara geçici olarak verilen konteynerler ve bunların devlet tarafından ödenen elektrik ve su bedellerini yıllarca ödemeye devam etmesini doğru ve yasal bulmayız.
Birileri devletin herhangi bir hakları olmamasına rağmen devletin kiracılara yaptığı iyiliği kazanılmış bir hak görme ve gösterme çabaları yine devletin adalet mizanında değerlendirilecek ve gerekli adımlar atılacaktır. Elazığ AFAD il Müdürlüğünün Kırklar Mahallesi Konteynerkentte yaptığı uygulama doğrudur ve gereklidir. Eğer bu adımdan dönülürse tüm halkın parası birkaç merhamet istismarcısına peşkeş çekilecektir. Devlet sosyal devlettir ama enayi ve saf devlet değildir. Herkes haddini bilmekle birlikte hakkı olanla olmayı da bilmelidir.