SLOGAN, İLKELİN İDEOLOJİSİ
Geçtiğimiz Pazar günü yapılan olağanüstü kongrede Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan kurucusu olduğu Ak Parti'nin genel başkanı oldu
Geçtiğimiz Pazar günü yapılan olağanüstü kongrede Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan kurucusu olduğu Ak Parti’nin genel başkanı oldu. Bu değişiklik 16 Nisan referandumunun getirdiği yasal düzenlemeden kaynaklanıyordu.
Kongreyi izlerken Ak Parti’nin 15 yılını düşündüm. Sonra aklıma Cemil Meriç geldi…
“İzm’ler idraklerimize giydirilen deli gömlekleri..” diyor Cemil Meriç. Ve Meriç daha başka şunları da söylüyor:
“Slogan, ilkelin ideolojisi,
İdeolojilerin peşine takılanlar pusulasızdırlar,
İdeolojilerin ışığına göz yumanları sloganlar yönetir,
Karanlık kinlerin birbirine saldırttığı çılgın sürülerin savaş çığlığıdır slogan. İlkelin, budalanın, papağanın ideolojisidir,
Düşünce ile çığlık bağdaşmaz,
Yabani bağırır, medeni insan konuşur,
İnsanlar sloganla güdülmez,…”
*****
Yakın tarihimize damgasını vurmuş ve ülkenin kaderinde çığır açmış olan rahmetli Turgut Özal’ın toplumsal karşılığı hemen hemen hiç yoktur. Sadece ihtiyaç duyulduğu zamanlarda iktidar partisi yetkilileri demokrasi geleneğinde aynı çizgide olduklarını vurgulamak için rahmetli Özal’a atıfta bulunurlar, hepsi bu.
Bahsettiğimiz kişi iki defa genel seçimlerde ve yerel seçimlerde başarılı sonuçlar alıp Başbakanlık yapmış ve sonrasında da Cumhurbaşkanı olmuş birisidir. 1980 Darbesinin etkisi en ağır şekilde hissedilirken yasaklar ülkesini dünyaya açmayı başarmış bir liderdir Özal.
Tüm siyasi kariyeri boyunca sadece 11 ay Başbakanlık yapmış rahmetli Necmettin Erbakan’ın toplumda bugün itibariyle karşılığı Özal’dan çok fazladır. Adına kurulan dernekler, vakıflar her gün etkinlikler düzenleyerek rahmetlinin adını yaşatırlar. Hatta aralarında rahmetliyi en fazla kimin temsil ettiği konusunda kavga bile ederler!
Girdiği hiçbir seçimde barajı aşamamış Rahmetli Alparslan Türkeş halen daha çok ciddi bir kesim için idoldür. Partisinin ölümsüz lideridir. MHP içindeki muhalif sesler mevcut yönetimedir. Ama hepsi de ittifak halinde rahmetlinin mirasını gururla anarlar. Özal’ın partisi tarihe karışalı çok olmuştur!
Hatta ve hatta girdiği hiçbir seçimde %1-2 bandını asla aşamamış rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun bile toplumsal karşılığı Özal’dan fazladır…
*****
İdeolojiler için semboller çok önemlidir. Kutsanmış semboller, sloganlar, kişiler… Özellikle gençlerin ideolojiye motive olmasında semboller ve sloganlar çok ehemmiyetlidir.
Dava kardeşliği adına omuz omuza vererek sloganlarla bir şeye karşı çıkmak, başucunda fikrini taşıyan sembolleri bulundurmak, giyim/kuşam şekilleri, tokalaşma, selamlaşma, parmaklarla semboller yapmak…
Yaşı gereği kanı deli akan gencin en büyük motivasyon kaynağı hürriyetler, hukuk devleti ilkeleri, hülasa evrensel değerler, insan hayatını kıymetli kılacak düşünceler değildir.
Cemil Meriç’in dediği gibi, slogan ilkelin ideolojisidir ama işe yarar. İdeolojinin peşinde koşanların pusulası kayar ama gittiği yol mutlu eder. Hele bir de acı çekmişse…
Siz düşünseniz bile yabani bağırır. Anlamak değildir onun derdi. Kazanmaktır muradı..
*****
Ak Parti 2002 yılında sloganlardan ve ideolojik körlükten uzak çıkmıştı yola. Özellikle AB yolunda atılan adımlarla birlikte ilk 7-8 yılda Türkiye büyük bir ivme kazandı.
FETÖ kumpaslarıyla açılan Ergenekon davalarından sonra Ak Parti yalpa yapmaya başladı. 17/25 Aralık süreciyle yaşanan karmaşa 15 Temmuz ihanetiyle sonuçlandı.
Sayın Erdoğan partisinin aldığı oyların büyükçe bir kısmının kemik oylar olmadığının farkında. İstikrara göre sandığa giden bu seçmenleri elde tutmanın tek yolu refah seviyesinin hiçbir zaman aşağı düşmemesi gerekiyor. Aksi takdirde bu seçmen en yakın partiyi alternatif haline getirebilir.
Belki bunu bildiği için Sayın Erdoğan, tabanını ideolojik olarak kemikleştirmek istiyor. Özellikle 16 Nisan referandumunda evet oylarıyla hayır oylarının birbirine çok yakın olması tehlikeyi açık bir şekilde ortaya koydu. Son kongrede, Türkiye ile hiçbir bağı olmayan Rabia işaretini Ak Parti tüzüğüne koydular.
Mısır Darbesiyle başlayan Rabia işareti uluslararası konjonktür gereği gereksiz hale gelince ve de muhalefet tarafından eleştirilince işarete kendisiyle hiç ilgisi olmayan bir anlam yükletildi:
“Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.”
Sloganlarla ve sembollerle düşünmeye alışmış toplum bu ilginçliği hiç sorgulamadı!
Ha, mutlak suretle bir slogan mı lazımdı?
“Dünya beşten büyüktür!”
Belki de dünya siyasi tarihinde söylenmiş en vicdanlı sestir! Bu sesin çıktığı vicdan sloganlarla sağırlaşmamalıydı!…
*****
Görünen o ki, Sayın Cumhurbaşkanımız Özal gibi olacağını zannettiğimiz yolda bir Erbakan, bir Türkeş olmayı tercih etti. Her iki lider de muhakkak ki çok kıymetli isimlerdi. Bu ülke insanı için verdikleri emekleri her zaman takdir ettiğimi söylememe gerek yok sanırım.
Ben sadece yola nasıl başlandığını ve hangi şekilde devam edildiğini anlamaya çalışıyorum! Belki yanılıyorumdur. Tartışmaya, en önemlisi de anlamaya hazırım!
Neyse… Unutmayın, özgürlükler en kolay sloganlarla yok edilir!