ŞİİRLERİYLE ŞAİRLERİ SELAMLAMAK - I -

Uykularımın Kaf Dağı’nın arkasına kaçtığı bir gece…

         Saat 02.15

         Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in “Beklenen” adlı şiirini mırıldanıyorum yalnızlıklarla süslenmiş odamda:

Ne hasta bekler sabahı, 
Ne taze ölüyü mezar. 
Ne de şeytan, bir günahı, 
Seni beklediğim kadar. 

Bu saatte hasta yatağında bitmeyen gecelerle mücadele eden garipleri,

yalnızları, hastaları dualarla yad ediyorum. Rabbim sizlere şifa versin diyorum.

         İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e, Çanakkale,  Mersin’e, Manisa, Kayseri,  Gümüşhane’ye, Kahramanmaraş’a, Gaziantep, Malatya ve Tokat’a gidiyorum gecenin bu saatinde…

         Şair dostlarımla kucaklaşıyorum.

         Merhaba diyorum şiirin hanımefendisi SİNOP doğumlu Cansın Erol’a. Onun “Bayram” başlıklı o muhteşem şiirine bir göz atıyorum.

Sevgi düştüğü an kalbime 
İçimde bütün ışıklar yandı. 
Bayram sevgilinin gözlerime 
aşkla baktığı zamandı… 
**
İstanbul’dan şiirin sultanı Neriman Ertem’ide unutmadım. Çaldım

Neriman Ertem Hanımefendinin kapısını, onunda “Unutmadım” Başlıklı o

güzelim şiirini aldım gönül defterime:

**
          Sana koştum bugün, yüzünü görmek için. 
          Ellerini tutmak, sesini duymak için. 
          Penceren kapalı, perdelerin inikti. 
          Odalar boşalmış, her şeyler silinmişti. 

**

İstanbul’dan İzmir’e geçiyor, İzmir’den İsmail Göktaş kardeşimin

“Hüzünlü Gölgem” isimli eserinden…

**

Gözlerim nemliyse yaktığındandır,

Sözlerim içliyse yokluğundandır.

Sürünüp ardınca dolanıyorsam

Sevda zincirini, taktığımdandır.

**

Başlıklı o şiiriyle gönül tellerimizi titretiyoruz.

         **

Yine İzmir’den İzmir’in kültür elçisi Kamile Yeşiltepe ablamız “Kardelen

Düşleri” kitabında “Yürek Yangını” şiiriyle bakınız nasıl yüreklerimizi 

dağlıyor…

         **

İçimde bir kor alev dillerimse lal gibi

Bilmem ki kör talihi nasıl terse döndürsem

Gözlerim gitme diyor dudaklarım kal gibi

Bilmem ki bu yangını ne yapsam da söndürsem…

**

Şiirin ablası Kamile Hanım’a içindeki yangının sönmesini temenni ediyor,

İzmir’den Çanakkale’ye uzanıyoruz. Kardeşimiz, dostumuz Mustafa Berçin’in “Penceremin Pervazına Ay Konmuş” isimli kitabından;

         **

         Gönlümüzde engin ummanlar saklı

         Nefsine gem vuran, aklayan gelsin.

         Eline, diline, beline sahip,

         Dostunun sırrını saklayan gelsin. Dizelerini okuyoruz.

         **

         Mustafa Berçin kardeşimizin böyle bir dost bulması temennisiyle Manisa’ya geçiyoruz. Manisa Soma’dan yeğenimiz Mehmet Metin Baş’a kulak veriyoruz. Mehmet Metin Baş “Şiir Düştü Kalemden” isimli şiir kitabının ön sözünde adeta şiirin tarifini yapıyor.

         Yani beni bir damla olarak bilin

         Gelip geçeğim yüreğinizin önünden.

         Bir selam salayım fani âlemden,

         Şiir bir iksir olsun düşsün kalemden.

         **

         Kayseri’ye geliyoruz. Şairleri bol ve zirvede olan Kayseri’ye…

         Kayseri’den bir şiir ustası Muhsin İlyas Subaşı’nın “Gül Seferi” başlıklı şiir kitabından ‘Kaldı’ başlıklı şiirinin ilk dörtlüğüne…

         **

         Düşümde yıkadım gecelerimi,

         Ne korkudan ne umuttan iz kaldı.

         Âşıklara verdim artık yerimi

         Gönlümde soğumuş, sönmüş köz kaldı.

         **

         Kayseri’ye gidilirde Destanlar Şairi Fazıl Ahmet Bahadır Kardeşime kulak vermemek olur mu?..

         Fazıl Ahmet Bahadır “Eylüllere Karışır Eylüller” isimli eserinde yer verdiği “Ağlayan Taşlar”  Şirinin bir bölümünü siz değerli okurlarıma sunmakla cidden gurur duyuyorum.

         İşte o şiir:

         Gözlerinde öfke vardı

         Metehan’ın çatılmıştı kaşları,

Nasıl satılırdı vatan toprağı

         Töre ne derdi satana

         Bu satışı

         Tarih nasıl yazardı.

         **

         Şairin derdi bitmez arkadaş.

         Şairin ilhamı vatan sevgisi sermayesi gözyaşı olmalıdır.

         Geçiyoruz Başkent Ankara’ya bir şiir operatörü İsmet Bora Binatlı’nın “Silinmesin İzlerin” isimli şiir kitabından “Adı Yok” başlıklı şiirine…

         Hiçbir beklentim yok, fani dünyadan

         Yüzüme bir defa gülümse yeter.

         Sana olan sevgim Allah’a ayan,

         Özlemin adeta ölümden beter… Derken kitabın arka yüzünde…

         “Kalmadı şu sevgiler, bitti tatlı muhabbet

         Boşa yakmışım seni ey gönlüm beni affet.

         **

         Gönüller bizi affeder mi etmez mi bilmiyorum ama Ankaralı şairimiz şiirin gülen yüzü Nevin Kurular “Aşkın Lal Sesleri” kitabından ‘İki Pare Can’ başlıklı şiirinde acaba bu soruya mı cevap veriyor?

         **

         Biçare kalmış umut, bir hal çare olmaz mı?,

         Bir anlıksa mutluluk, gayesi yar olmaz mı?..

         Bir bedende iki can, o bedendir ki bir can

         Can ayrılık ardından, bin bir pare olmaz mı?..

         **

         Şimdi de Antalya’ya uzanıp şiirin en güzel gözlü şairesine kulak verelim. Şairimiz Nevra Çağlayan “Adını Sevgi Koydum” başlıklı şiir kitabında yer alan ‘Kara Toprak Gir Bağrıma” başlıklı şiiriyle Âşık Veysel’i rahmetle yad ediyor. Bizlerinde o büyük ustayı rahmet ve şükranla yâd etmemize vesile oluyor.

         **

         Aşık Veysel beni de duy

         Duygularım senin olsun.

         Kara toprak gir bağrıma

         Özlemlerim senin olsun.

         Karanlıkta ışıl ışıl

         Bakışlarım senin olsun.

         Sadık yarin kara toprak

         Dualarım senin olsun.

         **

         Biz bugün bu şairlerimizi kendi şiirleriyle selamladık.

         Tabii ki bitmedi.

         Ancak yerimiz bitti.

         Haftaya devam etmek umuduyla kalın sağlıcakla…