SESİNİ DUYDUK LEYLA!
Konuyu biliyorsunuz. İsveç'in Malmö kentinde, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) testi pozitif çıkmasına rağmen tedavi edilmeyerek eve gönderilen 47 yaşındaki Emrullah Gülüşken'in, kızları Samira ve Leyla Gülüşken'in sosyal medyadan yayımladığı yardım çağrısına Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yanıt vermiş ve hasta özel uçak ambulansla ülkemize getirilmiş ve tedavisine başlanılmıştı.
Bu olayda bizleri en çok duygulandıran ve sonrasında da gururlandıran olay şu: duygulandıran kısım; hasta olan ve İsveç yetkilileri tarafından kaderine terkedilerek evine gönderilen 47 yaşındaki Türk vatandaşımızın kızlarının belli ki çaresizlik için de belki de umutsuz olarak sosyal medya aracılığı ile Türkiye’den destek istemeleri idi.
Gururlandıran kısım ise İsveç’te yükselen bu yardım sesine Türkiye’nin Sağlık Bakanı Koca’nın bizzat cevap vermesi ve gereğini yaparak hastayı ülkemize getirtmesiydi. "Sevgili Leyla, sesini duyduk. Ambulans uçağımız saat 06'da havalanıyor, İsveç’e geliyoruz. Tüm Türkiye, böyle bir dönemde, uzakta olmanıza üzüldük. Baban için hastanemiz, hekimlerimiz hazır. Cumhurbaşkanımızın, bütün halkımızın geçmiş olsun dileklerini iletiyorum." Bu ifadelerle gurur duyulmaz mı?
Dünyanın umudu olmak ne güzel bir duygu. Dünyanın imdadına koşmak ne güzel bir duygu. Hiçbir ayrım yapmaksızın, hiçbir çekince ve şart koşmaksızın başta ABD olmak üzere birçok gelişmiş ülkelerin sığınacağı bir şefkat kucağı olmak ne güzel… Koronavirüsle mücadele kapsamında, tüm dünyaya verdiği karşılıksız destek sebebiyle İsviçre Alpleri'ndeki ünlü Matterhorn Dağı'na Türk Bayrağının yansıtıldığını görmek ne büyük gurur ve bahtiyarlık.
Birileri bu başarıları görmezden gelse de küçümsese de hatta ölüm vakalarının azlığından kudursa da biz ülkemizle, bayrağımızla, tüm dünyaya umut olan insanlığımızla, bu tabloları bizlere yaşatan basiretli ve dirayetli yöneticilerimizle gurur duyuyoruz.