SANATIN 'ÇEVRESEL' 'EĞİTİCİ' VE 'SIRA DIŞI' BOYUTU
Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü Resim İş Anabilim Dalı Başkanı Öğr
Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü Resim İş Anabilim Dalı Başkanı Öğr. Gör. Rüçhan Keçeci, güzel sanatların birçok dalıyla ilgileniyor ve ilham verici eserler ortaya koyuyor. Birçok şehirde sergilediği “Art Of Metal” sergisi büyük ilgi ve merak görüyor. Farklı bakış açısı, özgün tekniği ve becerisi ile öğrencilerini de sanata yöneltiyor.
Keçeci, ilk sanat hayatına başlayışını, aldığı eğitimi, sanat çalışmalarını ve güzel sanatlar hakkındaki düşüncelerini Gazetemiz Hâkimiyet’ e anlattı.
“Milli Sporcu Olma Yolunda İlerlerken, Resim Yapmaya Karar Verdim”
Lise hayatıma kadar sporla uğraşıyordum ve resim yapma yeteneğimi fark etmemiştim henüz. İlk olarak lise 2. Sınıfta resim öğretmenim fark etti resim yeteneğimi. Abim, çok iyi resim yapardı. Bende arada onun resimlerinden kopya ederek okula götürürdüm. Tom Cruise’ in resmini yapmıştım. Kendim bile inanamamıştım. Milli bir sporcu olma yolunda ilerlerken birden bire resmin güzelliğini keşfettim. Böylece sporu bırakıp resme yöneldim. Bob Ross tarzında resimler yapmaya başladım. Grafiker ressam olarak üniversiteden mezun oldum.
“İlk Sergimi Lisede Açtım”
Üniversiteyi kazanmadan önce ilk sergimi 1989’ da Malatya’ da arkadaşımla açtım. O sergiyi hiç unutmuyorum, 2 tane eser satmıştım. İstanbul’ a gidip yeni boya ve fırçalar aldım. Kendi emeğinle sergi açıp, ondan elde edilen kazançla yeni malzemeler almak ve resim yapmaya devam etmek çok farklı bir duygu. Ondan sonra serilerinde devamı gelmeye başladı.
“Kendimi Metdigere Özdeşleşmiş Hissediyorum”
Heykelle ilgili herhangi bir eğitim veya ders alamdım. Yaklaşık 10 yıl önce heykel yapmaya başladım. Çok farklı bir alan. Resim 2 boyutlu iken heykel, 3 boyutlu bir sanat. Sanatçı tekrar yapmaz, yaparsa zaten sanatçı olamaz. Bende bu anlamda ahşap ve taş malzemeler kullandım. Kültür Bakanlığı için kuklalar ürettim. Ama şuan metdigere tanıştım. Metal ve kaynak makinesinin birleşimi, benim için en güzel enstrüman şuan. Metale şekil vermek, çamura şekil vermekten daha kolay geliyor bana. Şunu keşfettim; metdigere özdeşleşmiş durumdayım. İlginç tasarımlar yapmaya başladım.
“Metal Tasarımlara, İnsanların İlgisi Çok Büyük”
İlk başta yapmış olduğum tasarımlar, küçük boyutluydu. Daha sonra büyük boyutlu yapmaya başlayınca ufkum gelişti ve sergi talepleri gelmeye başladı. Metal tasarımlara insanların tepkileri müthiş geldi. Eserlerime bakan kişiler, büyük bir hayranlıkla izliyorlardı. Açtığım sergilerde, bir izleyici gibi oturup, gelen insanların yorumlarını dinliyorum. Eserlerimin bu kadar ilgi görmesi beni çok mutlu etti. Tarifi ve anlatılması zor bir sevinç. Gurur verici. Bu sevinç, bana geri dönüt olarak yeni eserler üretme çabası verdi.
“Müze Projelerimi, Gerçekleştirmek İstiyorum”
Yapmış olduğum tasarımlarda dikkat ettiğim şey duran bir heykel olması yerine, insanların günlük yaşamda kullanabileceği ve genç nesillere bir fikir oluşturması adına tasarımlarımı yapıyorum. Şuan iki müze tasarımım var. Uluslararası boyutta bir tasarım, bu nedenle maddi imkân olarak biraz daha zorluyor. Yüksek bir maliyet gerektiriyor. Rektör ve yetkililerle de paylaşıyorum düşüncelerimi fakat bütçe olarak üniversitemizi çok aşan şeyler. Bu desteği bulacağımızı düşünüyorum. Elazığ halkı bu güzellikleri hak ediyor. Her şey gençlerimiz için. Gençliğimize güzel yatırım demek sonraki nesillere de yatırım demek. Elazığ’da ve Çanakkale’ de de bir müze projem var. Umarım gerçekleşir.
“EXPO 2016’ da En iyi Tasarım Ödülü Aldık”
Çok fazla sergiye ve uluslararası fuarlara katıldım. Geçen sene EXPO 2016 Antalya fuarındaydım. Dünyanın her yanından gençler, sanatçıların katıldığı bir aktivite oldu. Bende Fırat Üniversitesi’ ni temsilen ‘ Art Of Metal’ heykellerimle katılmıştım. Fuarda, üniversiteler arası en iyi tasarım ödülünü aldık. Müthiş bir gururdu. Uluslararası bir platformda üniversitemizi temsil etmek, kendi adıma ve üniversite adına çok güzeldi. Sergiler dışında konferans talepleri alıyorum.
“Sanatseverler ve İş Adamları Eserlerime Çok İlgili”
Temel amacım endüstriyel atıkları değerlendirmek. Her şey çöp değildir, her atık çöp değildir. Özellikle bunu gençlerimize anlatmaya çalışıyorum. Hem sergilere katılıp eserlerimi ve kendimi duyurmak bir yandan da yapmış olduğum şeyi insanlara aktarmak oldu. İnsanlar belli bir alanda bir sanatçının varlığından haberdarlar ve sürekli bana ulaşabiliyorlar. Ben gidip kendimi anlatmadan, sanatseverler ve iş adamları projeler için teklifte bulunuyor. Bende fikirlerimi onlarınki ile birleştiriyorum. Çok güzel şeyler çıkıyor ortaya.
“Yeni Nesille Atıkları Değerlendirmeye Çalışıyoruz”
Yeni nesille de çok güzel şeyler yapıyoruz. Çöpün ve atığın birbirinden farkı şeyler olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Belki 30 yıl önce evden çıkan her şey çöptü ama şuan attığımız şeylerin içerisinde geri dönüşüm dediğimiz; kâğıt, plastik, cam gibi maddeler var. Ben bunları kullanıyorum. Çevre içinde camın, plastiğin ve kâğıdın ayrı yerlere atılması gerek ki çevreye bir faydası olsun. Düşünün, 200 yıl kadar plastik bir malzeme doğada çürümüyor. Bununla birlikte metalin kirletmesi var, atık yağların kirletmesi var. Daha duyarlı bir toplum olursak, güzel olan ülkemiz daha da güzel olur.
“Heykellerimde Farklı Maddeleri Bir Arada Kullanıyorum”
Son zamanlarda metali çok fazla kullanıyorum heykellerde. Metal benim için olmazsa olmazlardan. Son zamanlarda metalin içerisine farklı malzemelerde kattım, plastik ve kumaş malzemelerde kullanıyorum. Hayvan kemiklerindeki dokuları katıyorum, cam ve taş malzeme katıyorum. Zoraki bir şey katmaktansa yakışanı katmaya çalışıyorum. Bu anlamda kendimi aynı zamanda çevreye faydalı bir sanatçı olarak görüyorum. Bundan da gurur duyuyorum.
“Eğitim Çınarı Kitaplığı İle Kitap Okuma Alışkanlığını Arttırmaya Çalışıyoruz”
Şuan Eğitim Fakültemizin önünde ‘Eğitim Çınarı’ adını verdiğimiz bir kitaplığımız var. Sonuçta eğitimci yönümüzde var. Ne kadar sanatçı olarak ön plana çıkmış olsak da birer eğitimciyiz. Eğitimcilerin görevlerinden en önemlisi insanlara yön vermek, daha faydalı olabileceğimiz eğitimsel alanlarda yardımcı olmamız gerekiyor. Bu da kitap okumaktan geçiyor. Ben kitap okumadan bir eğitimin tamamlanacağını düşünmüyorum. Bu anlamda kendimde dâhil olmak üzere toplum olarak çok fazla okuyan kişiler değiliz. Daha çok kitle iletişim araçları ile meşgul oluyoruz; telefon, tablet, televizyon… Bu nesneleri kullanarak birçok şeyden haberdar oluyoruz. Yapmış olduğum tasarımlarda da en çok bunu vurguladım. ‘İnsanların kitap okuma açlığını gidermek’. Özellikle altını çiziyorum. Açken bir insanın gözünün önünden yemek geçirin, direk yemek ister. Bizde de aynı şey söz konusu. Kütüphaneler var, binlerce kitap var. Ama görmediğimiz zaman ona ulaşamıyoruz. Söylemek istediğim şey, insanların gözünün önünde kitapları sergilemek. İnsanlar, bakarak sonunda kitabı okumaya başlar. Kitap okumaya aç insan, yemeğe aç biri gibi bir kere okuyunca kitaplara saldırmaya başlıyor. Kitap bittikten sonra heyecanla diğerini okumaya başlıyor. Kitabın başından 3-4 saat ayrılmıyor. Mesela bankta oturup kitap okuyan birini gören kişide kitap alıp okuyor. Çünkü ağaç yaşken eğilir diye güzel bir lafımız var. Biz çocukken kitap okuyan bir toplum maalesef olamıyoruz. Bu belki eğitim sisteminden belki de aileden kaynaklanan bir durum. Ne olursa olsun 7’sinde okumadıysak 70’inde okumamız gerek.
“Güzel Sanatlar Çok Çeşitli Bir Alan”
Yaptığım sanatı öğrenmek isteyen gençlere kapım her zaman açık. Boynuz kulağı geçsin, bundan çok mutlu olurum. Bazı insanalar, bilginin bir başkasına anlatılması veya öğretilmesini yanlış buluyor. Ben bu bilgiyle mezara gitmeyi düşünmüyorum. Bu bilgi benden çok diğer insanlara yarar sağlar ve yüceltirse ben zaten yücelmiş oluyorum. Bu anlamda her gelen öğrenciye metal, heykel, anatomi hakkında bilgiyi elimden geldiğince yardımcı oluyorum ve olmaya devam edeceğim.
Güzel sanatları sadece boya ve fırçadan oluşan bir bilim dalı olarak düşünüyor insanlar fakat birbirinden farklı alanları var. Fırat Üniversitesi’nde Resim ve Grafik ana bilim dalı bulunuyor. Şuan atölye ve hoca sayımız yavaş yavaş artıyor. İnşdigerah önümüzdeki yıllarda seramik ve heykel ana bilim ddigerarını da açacağız. Eğer bunu gerçekleştirirsek öğrencilerimize heykel dersleri de vereceğiz. Bazı derslerde küçük çeşitler olarak seramik ve heykeli anlatmaya çalışıyoruz ama tabii bu yeterli olmuyor. Bir sanat dalı olarak başlı başına bir eğitim almak çok farklıdır. Her dersten biraz bilgi almakla bir alan da tüm bilgiye sahip olmak çok farklıdır. Umarım bizde heykel alanında böyle bir şey yapacağız. Bu bölümümüz adına bir eksikliktir. Bizde kendi atölyemizi kurarak, eğitimci sayımızı arttırarak iyi heykel bölümü öğrencileri yetiştireceğiz. Daha kaliteli eğitim vereceğiz ve başarılı öğrencilerle çalışmış olacağız. Elazığ olarak sanatta geride değiliz, hatta ilerideyiz. Müzik alanında özellikle klarnet ve folklor Elazığ için çok önemli bir değerdir. Harput’ un sanat yaşamı ve medeniyeti tartışılmaz. Fakat üzeri toz tutmuş bir sanatımız var. Bunu biz Elazığ halkı ve üniversitemiz olarak atacağız üzerimizden. Çok başarılı sanatkârlar yetiştireceğiz.
“İnsanlar Mutlaka Sanatın Bir Dalıyla İlgilenmeli”
İnsanlar sevdikleri işlerle uğraşsınlar. Her çocuk tıp okumanın, doktor olmanın hayalini yaşamıyor. Aileler, seçimlerinden dolayı çocuklarına baskı yapıyorlar. Ama insanlar bu seçimi kendileri yapmalılar. Kalben neyi istiyorlarsa, hangi alanda kendilerini geliştirmek istiyorlarsa onu yapmalılar. Kendi yeteneği ve isteği doğrultusunda hareket eden insanlar başarıya ulaşırlar. Yapılan işi aşkla yapmak gerekiyor. Yunus Emre’ nin kalben yazdığı şiirler gibi olacak. Âşık Veysel’ in mısralarında geçen şiirler olacak. Bizim aş dediğimizde anlaşılan çok farklı. Aşkı sadece kadın ve erkek arasında yaşanan duygusal bağ olarak adlandırmamak gerek. Aşk, her şeyde var. Bir çocuğun kedi ve köpeği sevmesi gibi. Bir insanın doğayı sevmesi gibi sanatı da aşkla seviyorsanız, başarı kaçınılmazdır.
Yaşam bir defa elimize geçiyor, o yüzden yaptığımız işi severek yapmalıyız. İnsanlar mutlaka sanatın bir dalıyla uğraşsınlar. Psikolojik olarak çok çok rahatlatacak bir alandır. Herkse tavsiye ediyorum, ‘mutlaka sanatın bir dalıyla ilgilenin’.