Sahte diploma ve sınavlarda şaibe şoku
Türkiye'nin gündemini sarsan sahte diploma ve ÖSYM sistemine müdahale edildiği ve bazı kişilerin sınav puanlarının haksız şekilde yükseltildiği iddiaları ile ilgili konuşan Av. Burak Boyraz, bu suçun kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve görevi kötüye kullanma kapsamında değerlendirilebileceğini ve sınavın iptali ya da yeniden yapılması taleplerine dayanak teşkil edebileceğini ifade etti.
Türkiye'nin gündemini sarsan sahte diploma ve kimlik skandalında çarpıcı yeni iddialar ortaya atıldı. Gazeteci Murat Ağırel, ÖSYM sistemine müdahale edildiğini ve bazı kişilerin sınav puanlarının haksız şekilde yükseltildiğini iddia etti.
Türkiye sahte diploma skandalını konuşuyor. Hukuk, sağlık, eğitim ve mühendislik gibi kritik meslek gruplarını kapsayan geniş çaplı dolandırıcılık ağına yönelik soruşturmada skandalın boyutları her geçen gün daha da derinleşiyor.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, konuya ilişkin açıklamasında 16 ilde düzenlenen operasyonlarda 197 kişinin gözaltına alındığını, 37’sinin tutuklandığını, geri kalan 150 kişinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını duyurdu. Bakan Yerlikaya ayrıca, örgüt yapısının tamamen çökertildiğini açıkladı.
“ÖSYM SİSTEMİNE SIZDILAR!”
Gazeteci Murat Ağırel, katıldığı canlı yayında skandala dair bomba etkisi yaratan açıklamalarda bulundu. İddianamede yer alan ifadeleri aktaran Ağırel: “ÖSYM sistemine müdahale edilmiş, sınav puanları yükseltilmiş. Bu benim iddiam değil, iddianamede açıkça yazıyor.” dedi.
8 PUAN ALAN KİŞİNİN PUANINI 70’E ÇIKARDILAR!
Ağırel, ehliyet sınavlarında bile sahtecilik yapıldığını vurgulayarak şu örneği verdi: “Bir şahıs sadece 8 puan alıyor, sistemden 70 puan çıkıyor. Yani rastgele işaretle daha fazla alır. Bu kadar vahim!”
Gazeteci Murat Ağırel’den çok konuşulacak bir çağrı da geldi: “Son 20 yılda verilen tüm diplomalar, yatay geçişler, denk diplomalar ve akademik unvanlar titizlikle araştırılmalı. Sahte belgelerle kariyer yapan kişiler sistemin güvenilirliğini sarsıyor."
CİDDİ İDDİALAR VAR
Konu ile ilgili Hakimiyet Haber’e özel açıklamalarda yapan Av. H. Burak Boyraz,“ Son günlerde kamuoyunun gündemini sarsan gelişmeler kapsamında, gazeteci Murat Ağırel tarafından kamuoyuyla paylaşılan bir mahkeme ifadesi, ölçme ve değerlendirme sisteminin en temel taşlarından biri olan Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)'ye yönelik ciddi iddiaları da beraberinde getirmiştir. Bahse konu ifade içeriğinde; şüphelilerin kullandığı dijital materyaller üzerinde yapılan incelemelerde ÖSYM Web geçmişine mütemadiyen giriş yapıldığı ve bu durumun sorgulanması neticesinde, sınav sonuçlarına yönelik puan yükseltilmesine dair açık beyanların yer aldığı iddia edilmektedir. Ancak ne var ki, kamuoyuyla paylaşılan bu ifade örneği herhangi bir resmi dosya numarası, duruşma zabtı ya da yargı kararı içermemekte, bu yönüyle iddiaların ciddiyetine rağmen belgelendirilebilirliği tartışmalı hale gelmektedir.” dedi.
SINAVIN İPTALİ VE YENİDEN YAPILMASI TALEPLERİNE DAYANAK TEŞKİL EDEBİLECEKTİR
Av. Boyraz sözlerine şöyle devam etti: “Eğer bu içerikler gerçekliği haiz ise, Türk Ceza Kanunu kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık (TCK m.158/1-d), resmi belgede sahtecilik (TCK m.204) ve hatta görevi kötüye kullanma (TCK m.257) gibi ciddi suçların varlığı söz konusu olabilecektir. Aynı zamanda, bu hukuki durum binlerce öğrencinin eğitim hakkının ihlali anlamına gelmekte olup, doğrudan Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkının sekteye uğraması anlamına gelir. Bu nedenle; sınav sonuçlarında şaibe oluştuğuna dair güçlü kanaatin kamuoyu nezdinde yer bulması halinde, İdare Hukuku açısından “hukuka aykırılık” unsuru gündeme gelecek; bu durum sınavın iptali ve yeniden yapılması taleplerine dayanak teşkil edebilecektir. Aynı şekilde, idari yargıda yürütmenin durdurulması ve iptal davası açılmasının yolu da bu suretle açılmış olacaktır. Bu iddiaların araştırılması ve kamu vicdanının tatmini için, ivedilikle Yüksek Denetleme Kurumlarının, Cumhuriyet Başsavcılıklarının ve ÖSYM Denetim Kurulu’nun harekete geçmesi, delillerin toplanarak şeffaf bir soruşturma sürecinin başlatılması büyük önem arz etmektedir. Zira hukuk devleti ilkesinin tesisi ve vatandaşların devlete olan güveninin muhafazası için hesap verilebilirlik, sadece etik değil hukuki bir zorunluluktur.” dedi.