REKORTMEN İLÇE PALU GÜVENE 'EVET' DEDİ

REKORTMEN İLÇE PALU GÜVENE 'EVET' DEDİ

16 Nisan'da yapılan 18 maddelik anayasa değişikliği referandumuna Palu rekor oyla evet dedi

REKORTMEN İLÇE PALU GÜVENE 'EVET' DEDİ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

REKORTMEN İLÇE PALU GÜVENE ‘EVET’ DEDİ

16 Nisan’da yapılan 18 maddelik anayasa değişikliği referandumuna Palu rekor oyla evet dedi

 

ALİ ÖZTÜRK/16 Nisan 2017’de yapılan referandum her ilde olduğu gibi Elâzığ’da da coşkulu geçti. Rekor oy oranıyla evet diyen Elazığ’da en dikkat çeken ilçelerden birisi de Tarihi Palu ilçesi oldu. Yüzde 92,13’lük rekor oyla evet diyen Palu, istikrardan yana olduğunu gösterdi.  Palu’da oy kullanan kayıtlı 11 bin 418 seçmenin 10 bin 295’ininin ‘evet’,  880’inin ‘hayır’ dedi. 243 oy ise geçersiz sayıldı. Bu şekilde Palu; Elazığ’da birinci, Türkiye genelinde ise 5.sırada yer aldı. Palu’da vatandaş bir kez daha üzerine düşen görevi yaptı.

Konuyla alakalı görüşlerine başvurduğumuz Birlik Vakfı Başkanı Prof. Dr. Memet Şekerci, Palu’nun her zaman milli bir duruş sergilediğini ve istikrardan yana olduğunu belirterek Palu’nun her zaman İslami değerleri ve milli duyguları yüksek olan bir şehir olduğunu belirtti. Şekerci, Palu’nun İslami değerleri ve milli duyguları esas alan partilerden yana olduğunu vurguladı.

 

“ELAZIĞ VE PALU KENDİNE YAKIŞANI YAPTI”

Elazığ ve Palu’nun hedef ve amaçlarının Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın hedef ve amaçlarıyla uyuştuğunu belirten Prof. Dr. Memet Şekerci: ‘’Elazığ her zaman ki gibi kendine yakışanı yapmıştır. Palu’nun da özellikle bu durumda farklı bir konumu var. Sayın Cumhurbaşkanımızın misyonu-vizyonu bir anlamda Palu’nun misyonu ve vizyonuyla aynı çizgidedir ve AK Parti kurulduğundan şimdiye kadarki süreçte Palulular destek vermişlerdir. Palu aslında milli, manevi ve dini hassasiyetleri olan bir şehir olduğu için bu yönde eğilim gösteren siyasetçilere geçmişte de destek vermiş bir yapısı vardır. Burada Elâzığ’ı bir bütün olarak ele alırsak eğer Palu’nun hinterlandı Elazığ’da en geniş alanı kapsar. Palu bölgesi aslında Bingöl ilinden Genç ilçesine, Karakoçan, Kığı, Arıcak, Kovancılar, Alacakaya hatta Diyarbakır’ın bir kısmı ve Murat Havzası da kendini Palulu olarak kabul eder ve Elazığ nüfusunun yüzde 65 ‘ine tesir eden hepimizin bildiği bir bölgedir. Palu deyince bir görünen yönü var bir de dışardaki kuvveti var. Mesela Adana, Malatya, Elâzığ hatta yurt dışındaki ticaretine ve siyasetine baktığımız zaman etkili olmuştur. Özellikle Doğu’da oy oranlarında ortalama yüzde 40’lık bir “evet” artışı sağlamış, onun haricinde Şırnak ve Hakkâri illerinde baktığımız zaman yüzde iki yüzlük bir artış sağlamıştır. Bu demektir ki huzur ve barış ortamı olduğunda bu bölgenin insanlarının da devlete bağlılığını da net olarak görebiliyoruz. Bu da demek oluyor ki bu bölgedeki insanların geçmişte yanlış yönlendirilmeleri aslında çokta kendi hatları değil yalnız bırakılmaları neticesinde oluşmuştur. Bunu da görmemiz lazım. Tabi burada özellikle Karakoçan, Kovancılar, Arıcak gibi Palu hinterlandına giren yerler hepsi güçlü bir şekilde evet dedi. Bunların içerisinde Palu zirve yaptı ve Türkiye’de bildiğiniz gibi 5. sıraya yerleşti” şeklinde konuştu.

 

“TÜRKİYE GİBİ ELAZIĞ VE PALU DA CUMHURBAŞKANINI YALNIZ BIRAKMADI”

Elazığ ve tüm ilçelerinin referandum da cumhurbaşkanını yalnız bırakmadığını belirten Şekerci, şehidimiz Fethi Sekin’in ilçesi olması nedeniyle ayrı bir önem kazanan Baskil ilçesinde de yüksek oranda evet çıkmasına vurgu yaparak tüm Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’nı yalnız bırakmadığını belirtti.

Şekerci, 15 Temmuz gibi karanlık gecelerin bir daha yaşanmaması temennisinde bulunarak konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Umarım referandumdan çıkan bu sonuçla beraber “15 Temmuz” gibi karanlık geceleri de tarihin kirli sayfalarına gömeriz. Tabi Elâzığ’ın verdiği bu destek hükümet kademelerince görülecek ve Elâzığ’ın tarihinde de değişiklik olacaktır. Bunun haricinde Sayın Cumhurbaşkanımız mitinglerinde mücadelesinde hep tek kaldığını söylerdi ama Palulular onu tek bırakmadı. Türkiye halkı da onu tek bırakmadı. Bunun da altını çizmek gerekir diye düşünüyorum. Tabi kamuoyu şirketleri bu konuda bayağı bir yanıldı. Bu sonuçları kestiren şirketlerde oldu. Kendi adıma elhamdülillah hem Türkiye geneli olsun hem Elazığ geneli olsun bu sonuçları kestirebildik. Elâzığ’da zaten yüksek bir beklenti vardı ve bu seviyede olacağını tahmin etmiştim. Hatta biz yüzde 52 derken federatif yapıyla alakalı yapılan açıklamalardan sonra bir miktar daha düşeceğini tahmin ediyorduk. Referanduma son 2 gün kala olan bir olaydı. Yüzde 52 olarak söylemiştik. Dolayısıyla siyasi kulvarda tahminde bulunanların biraz daha objektif olması gerekir. Halkın içinde gezdiğiniz zaman o havayı yakalayabiliyorsunuz, halktan uzak olduğunuz zaman yanılabiliyorsunuz. Tabi ki Sayın Cumhurbaşkanımız mutlaka bunları biliyordur.

 

“EVET VEREN DE HAYIR VEREN DE BU ÜLKENİN EVLADIDIR”

Referandumdan çıkan sonucun gerginliğe neden olmaması gerektiğini belirten Şekerci konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Başta gergin tutulan ortam yumuşamaya başladı. “Evet” veren de, “hayır” veren de neticede bu halkın evladıdır. Birbirlerine düşmanca bakmalarına gerek yoktur. Sistemde mutlaka hatalar olacaktır ama bu hataları da millet meclisimiz düzeltecektir. Onlara da bu konuda çok işi düşüyor. Tabi bundan sonra bizlerin ve halkın beklediği şudur; uyum yasları dediğimiz siyasi partilerin seçim yasalarının mutlaka değişmesi lazım. Çünkü bu durumun artık bundan sonra Cumhurbaşkanlığı Seçim Sistemi ‘ne ayak uydurulamayacağını düşünüyorum. Her ili temsil edecek vasıflı milletvekillerinin ve il başkanlarının olması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle bu bütün partilerin kendi içlerindeki kripto Fetöcüleri de temizlemesi gerektiğini düşünüyorum. Artık bundan sonra bu durumun geciktirilmesi millette tedirginliğe yol açacaktır. Tabi verilen sözlerde var çünkü başkanlık sistemine geçilmesiyle birlikte vatandaşların bazı beklentileri oluştu. Bu da 2019’da olacak seçime kadar giderilmelidir. Çünkü vatandaşlar bu verilen sözlerin takipçisi olacaktır. Dolayısıyla 2019’da yapılacak seçim zor olacaktır. “

 

“OPERASYONLAR SANDIĞA OLUMLU YANSIDI”

Doğu ve Güneydoğu illerinin bazılarında kazılan hendekler ve sözde özerklik ilanları sonucunda başlatılan operasyonların halk tarafından benimsendiğini ve bu operasyonların sonuçlarının sandığa da olumlu bir şekilde yani yüzde kırk oranında yansıdığını belirten Şekerci; “Tabi biz daha öncesinde üniversiteden birkaç arkadaşımla birlikte Doğu’da huzur operasyonları başlamadan önce “Katil Devlet” bildirisini imzalayan 1118 akdemiysen hakkında suç duyusunda bulunmuştuk. Türkiye’de bu ilk olmuştu. Elâzığ’dan çıkan bir ses olmuştu. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun öncesinde de biz STK’lar olarak Diyarbakır’da yani bu operasyonlar olmadan 600 STK olarak imza toplanmıştık ama bu toplantıya katılım fazla olmamıştı. Ancak 300 kişi olarak katılabilmiştik. Nerdeyse bizim sayımız kadar da polis vardı Diyarbakır halkı bu toplantılara katılamamıştı ama yapılan operasyonlardan sonra Diyarbakır’a gittiğimiz zaman bir huzur adasına dönüştüğünü görebilmiştik. Zaten verilen oy oranlarıyla da bunu görebiliyoruz. Bütün Doğu ve Güneydoğu’daki illerimizde bunu görebiliyoruz. Vatandaşlarımız oylarına sahip çıkmışlardır. Tabi Doğu’da özellikle Hüdapar’ın katkılarını da göz ardı etmemek gerekiyor” diye konuştu.

 

“MHP’NİN KATKISININ OLMADIĞI SÖYLENTİLERİ DOĞRU DEĞİL”

16 Nisan’da yapılan tarihi referandumda MHP seçmeninin destek vermediği iddialarına cevap veren Şekerci, şu şekilde konuştu;

“Diğer seçim bölgeleriyle kıyasladığımız zaman son zamanlarda MHP‘nin hiç katkınsın olmadığını söyleyenler var ama bu çok doğru değil. Özellikle sahil şeridinde katkısının olmadığını görüyoruz ama iç bölgelerde, Elazığ, Erzurum gibi şehirlerde özellikle büyük bir katkısı oldu.  Yani aslında bu yıpranmışlık sadece MHP‘nin içindeki muhaliflerden değil, AK Parti’nin içeresinde de bazı durumları kötüye kullanan kişilerinde halkın üzerine yapmış olduğu ters etkinin de sonucudur. Bunları görmek lazım...”

 

Şekerci, konuşmasını şu şekilde tamamladı; “Bundan sonraki sürecin hayırlara vesile olmasını diliyorum. İnşdigerah da öyle olacaktır. Siyasette güven önemlidir ve Sayın Cumhurbaşkanımız da hepimizin bildiği gibi bu güveni sağlayan bir kişiliğe sahiptir. “