Nihat Hoca'nın tespitleri dikkate alınmalı
İlimizde uzun yıllar Milli Eğitim Müdürlüğü görevinde bulunmuş daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliği, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi Başkan Yardımcılığı görevinden sonra memuriyet hayatını Milli Eğitim Bakanlığı Yurt Dışı Teşkilatı Bakü Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri olarak sonlandıran ancak eğitime dair görüşlerini ve tecrübelerini dile getiren Nihat Büyükbaş, sosyal medya hesabından önemli bir tespit ve eleştiri de bulundu.
Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi, Türklerde Eğitim Araştırma, Öğrenme Kültürü, Türkçe Eğitim-Tarih Yazımı ve Öğretimi ile Millî Bilinç Aktarımı adlı kitapları ve eğitime dair çok sayıda makalesi olan Büyükbaş, Fırat Üniversitesi ile ilgili şu değerlendirmede bulundu.
“40 yıllık Fizik bölümünde yirmiye yakın profesör var. Üniversitenin rektörü, rektör yardımcısı genel sekreteri fizikçi. Bölüm hocaları TÜBİTAK projeleri ile yabancı dergilerde çoğu parayla yayımladıkları “makalelerle” üniversitenin görünürlüğünü arttırıp çok başarılıyız propagandası yapıyor. Ancak eğitilecek, ülkenin bilim kısırlığına ilaç olacak öğrenci yok. Yani 4 yıllık bölümde toplam 20 öğrenci yok. Aynı durum Biyoloji, Kimya gibi bölümler için de geçerli.Yurt dışlarında üniversite reklamını yapacak yerde, yürüme mesafesindeki bir kaç lisenin son sınıf öğrencilerini gidip etkileseler, yüzlerce öğrenci kazanırlar. Hiç değilse kariyerlerini borçlu oldukları, ekmeğini yedikleri, havasını teneffüs ettikleri bölgelerine bir katkısı olur.
Üniversitelerin kuruluş amacı bölgesini aydınlatmak, öğrencileri eğitip yetiştireceği insan kaynağı ile yöreyi kalkındırmak, müreffeh bir topluma klavuzluk etmektir.
Toplum ne yayımladığınız etkisiz makalelerle ne de turistik gezili projelerle yükselttiğiniz sıralamalarınızla ilgileniyor..
Millet yaşanabilir bir ülke için “etkili insan kaynağı yetiştirme” çabanız ile ilgileniyor.”
Büyükbaş’ın bu tespit ve önerileri içinde en ilginç, isabetli ve doğru olanı ise “Toplum ne yayımladığınız etkisiz makalelerle ne de turistik gezili projelerle yükselttiğiniz sıralamalarınızla ilgileniyor” cümlesi…
TÜBİTAK destekli projelerin gezip eğlenme ve yeme içme faaliyetlerinden öteye geçmediğini hemen her fırsatta görüyor ve izliyoruz. İşin en ilginç tarafı ise TÜBİTAK gibi ciddi bir kurumun böylesine gereksiz ve bilimsellikte karşılığı olmayan projelere para aktarması.
Her aşaması maddi olarak desteklenen ancak bu parayı yerli yerinde harcamak yerine diğer kamu kurumlarının imkânlarından ücretsiz istifade edep bu paraları harcanmış gibi göstermekten öteye gitmeyen projeler öğretim üyelerinin kendini göstermeye matuf fantastik şovlarına dönüşmüş durumda.
Hem TÜBİTAK hem de Üniversiteler projeler konusunda ciddi anlamda hassas ve seçkinci olmalı, bilime ve insanlığa reel katkısı olmayan projelere prim ve geçit vermemeli.
Ve bu projeler öğrencisi olmadığı için canı sıkılıp etkinlik arayan hocaların turistik gezili, müzik eğlenceli kısır partili gün toplantılarına dönüşmemeli.