NEDEN EĞİTEMİYORUZ?

Eğitim, insanlara doğruluğu, güzelliği, iyiliği, adaleti, insanlığı öğretir

NEDEN EĞİTEMİYORUZ?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Eğitim, insanlara doğruluğu, güzelliği, iyiliği, adaleti, insanlığı öğretir. Bir bakıma kötülüğü, çirkinliği ve haksızlığa da ortadan kaldırır. Ülkemizdeki eğitimli sayısının da gün geçtikçe artmakta olduğu bir gerçektir. Dolayısıyla eğitilmiş insan oranı açısından birçok ülkeden iyi durumdayız diyebiliriz.

Peki eğitilmiş insan unsuru bakımından iyi bir yerde olmamıza rağmen, neden toplumumuzda ciddi bir takım sosyal, ekonomik ve psikolojik travmalar yaşanıyor? Neden ülkemizde eğitilmiş insanların işledikleri suçlar gün geçtikçe artıyor? Ülkemizde meydana gelen cehalete bağlı olaylarla, eğitilmişlerden kaynaklanan bazı olayların karşılaştırmalarını yaptığımızda ürperten bir manzarayla karşılaşıyoruz. Töre cinayetleri, terör ve bazı hırsızlık olaylarının cahil kesim arasında daha yoğun olduğu, buna mukabil, bankaları ve emniyetin adını kullanarak yüksek eğitimli insanlar da dahil insanların birikmiş paralarını dolandıranlar, ilaç yolsuzluğu yapanlar, para için tasarlanarak işlenen cinayetler, internet dolandırıcılığı, kadın veya küçük çocuk tacizleri gibi bazı vahim olayların eğitim düzeyleri yüksek insanlar tarafından yapıldığı ortaya çıktı. Yüksek eğitimlilerin en az düşük eğitim alanlar kadar  eşlerine şiddet uyguladığı da bir başka gerçek. Televizyon, internet ve gazete haberlerinde hemen her gün bu tür haberlere rastlamak mümkün.

Problemler gittikçe büyüdüğüne göre eğitim sistemimizde bir tıkanma söz konusu olmalı. Tabii eğitim sistemi denince de sadece okullarda verilen eğitim anlaşılmamalı. Eğitimin tarafı olan ebeveynlerden, çevreden, okuldan ve eğitim sisteminin başındaki sorumlulardan oluşan ortak bir kitle anlaşılmalı. Eğitimin tarafı olan veya eğitimin sistemi içerisinde bulunan bazı kesimlerde aksaklıklar var demektir. Esasen bu aksaklıklar hepimizin zaman zaman karşılaştığı bir takım aksaklıklardır. Bazen anne baba ilgisizliği, bazen öğretmen ve okul idaresi ilgisizliği, bazen çevrenin duyarsızlığı, bazen de sistemdeki bazı yanlışlıklar, bireylerin hata yapma ihtimalini artırmaktadır.

Kanaatimiz odur ki ülkemizde yaşanan travmaların temelinde eğitimin pozitivist anlayışla bu millete dayatılması yatmaktadır. Eğitilen birey inanç ve maneviyat atmosferinden uzak olarak eğitilir ve yetiştirilirse, problem yaşanması kaçınılmaz olur. İşte ODTÜ’de meydana gelen olaylar buna en güzel örnek. Orada küçük bir mescitte namaz kılmak isteyen kendi sınıf arkadaşlarına tahammül etmeyen, onların inançlarına saygı göstermeyen kişiler bu tezimizi doğrular nitelikte.  

Bireyi, bir şeyi yanlış yapmaktan ancak, inanç, ahlak ve vicdan gibi olgular alıkoyabilir. Dolayısıyla eğitim sistemi içerisinde bireyi kötülük yapmaktan alıkoyacak erdemler olmadığı zaman her şeyin mubah olduğu bir zemine doğru bireyi yönlendirir. O zaman da “bu dünyaya bir defa gelinir ve ne yaparsam yanıma kar kalır” felsefesiyle hareket edilir.

Eğitim eğer, hem fen bilimleri hem de manevi bilimlerle birlikte yürütülürse bugün yaşanılan bazı ciddi travmaların önüne geçilmiş olunacağını düşünüyoruz. Aksi takdirde ülkemizdeki bir takım olumsuzlukların yaşanmasını engellemek oldukça zorlaşacak ve cinayetler, hırsızlıklar, tacizler, dolandırıcılıklar yapılmaya devam edilecektir.