Milletvekili Erol: Hamzabey'de su tükeniyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Elazığ'daki su sorununa dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Milletvekili Erol: Hamzabey'de su tükeniyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Elazığ’ın sesi ve mağduriyetlerin takipçisi olan, şehrimizi her platformda hem tanıtan hem de sorunlarını ve beklentilerini dile getirerek çözüm yolunda büyük bir mücadele veren CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, şehrimizi bekleyen büyük bir tehlike olan susuzluk konusunda açıklamalarda bulundu. Elazığ’a içme suyu sağlamak amacıyla büyük umutlarla inşa edilen Hamzabey Barajında yaklaşık 20 günlük su kaldığını duyuran Erol, acil eylem çağrısında bulundu.

HAMZABEY’DE SU TÜKENİYOR

Elazığ’ın içme suyu ihtiyacını karşılamak için büyük umutlar ve beklentilerle yakın bir tarihte devasa bir bütçeyle yapılan Hamza Bey Barajı’nın artık ihtiyacı karşılamadığını, barajda çok az bir miktarda su kaldığını ve kısa bir süre içerisine Elazığ’ın musluklarından su akmayacak seviyeye gelebileceğini belirten Erol, acil eylem çağrısında bulundu. Milletvekili Erol, “Büyük umutlarla inşa edilen ve 2045 yılına kadar Elazığ’ın içme suyu sorununun çözüleceğine dair açıklamalara konu olan, Elazığ Merkez, Palu, Kovancılar, Yazıkonak, Yurtbaşı, Mollakendi ve Akçakiraz’ın kullanacağı açıklanan ve bu yönde büyük yatırımlar yapılan Hamzabey İçme Suyu Hattı şuan da sadece Elazığ şehir merkezinin su ihtiyacının 3/1’ini ancak karşılandığı halde 20 günlük suyun kaldığı bilinmektedir. Merkezin su ihtiyacının dahi 3/1’ini ancak karşılayan bu baraj ilçeler ve beldelere de su vermeye başlanınca çok büyük bir içme suyu sorunuyla karşı karşıya kalacağımız ortadadır.” şeklinde konuştu.

“ACİL SU EYLEM PLANI ŞART”

Sorunun çözümü için tüm yetkilileri harekete geçmeye davet eden Erol, “Bugün bu konularla ilgili ne bir kapsamlı Meclis çalışması ne de kamuoyuna açık bir kriz planı sunulmuş durumda. Biz milletvekilleri olarak Meclis kürsüsünden bunu söylemeye devam edeceğiz ama yetmez. Elazığ’ın valisi, belediye başkanları, üniversiteleri, ziraat odaları, muhtarları bir masa etrafında toplanmalı ve bu şehir için bir “Su Acil Eylem Planı” hazırlanmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“KONUŞMA DEĞİL ÇÖZÜM BULMA ZAMANI”

Elazığ’da azalan su kaynaklarına ve şehri bekleyen tehlikelere dair görüşlerini açıklayan Milletvekili Erol, “Elazığ’da artık su ile ilgili sorunları konuşmanın ötesinde, çözüm için harekete geçmemiz gereken bir döneme girdik. Hem içme suyu kaynaklarımızda yaşanan ciddi azalma, hem de tarımsal sulamada karşı karşıya olduğumuz sıkıntılar, şehrimizi ve bölgeyi ilerleyen yıllarda çok daha büyük bir tehditle yüz yüze bırakacaktır. Buradan hemşehrilerime, yerel yöneticilere ve merkezi hükümete açık bir çağrıda bulunuyorum: Elazığ’ın su meselesi bekleyemez. Bu bir doğa sorunu değil, büyüyen bir krizdir.” şeklinde konuştu.

BU KRİZ EKONOMİK ÇÖKÜŞ ANLAMINA GELİR

Su konusunda yaşanan sorunların sadece Elazığ’da değil bölgede ekonomik bir çöküşe sebep olabileceğine dair uyarılarda bulunan Erol, “Bugün şehrimizde yağış rejimlerinin değişmesi, sıcaklıkların artması ve yeraltı sularının bilinçsizce kullanılması sonucu su seviyesi hızla düşüyor. Elazığ gibi tarıma ve hayvancılığa dayalı bir şehirde bu tablo, sadece kuraklık değil, ekonomik çöküş anlamına da gelebilir. Tarımda ürün desenimiz daralıyor, çiftçimiz sulama yapacak kaynak bulamıyor. Özellikle Baskil, Kovancılar, Palu gibi ilçelerimizde çiftçinin umudu barajlara, göletlere bağlanmış durumda. Ama o barajlar da alarm veriyor.” dedi.

“İKLİM KRİZİ HANELERİMİZİN MUSLUĞUNA KADAR İNMİŞ BİR GERÇEKTİR”

İklim değişikliği konusunda daha ciddi davranılması gerektiğini vurgulayan Milletvekili Gürsel Erol, şu sözlerle ortak akıl oluşturma ve mücadele çağrısı yaptı:
“Küresel ısınma denilen olgu artık soyut bir çevre sorunu değil; Elazığ’da her hanenin musluğuna kadar inmiş bir gerçekliktir. Ancak ne yazık ki iklim krizine karşı hâlâ günü kurtarma politikalarıyla yaklaşıyoruz. Planlama yok, önlem yok, tasarruf bilinci yok. Devletin ilgili kurumlarıyla birlikte, yerel yönetimlerin de sorumluluğu vardır. Bu sadece DSİ’nin ya da belediyenin işi değil, şehrin tüm bileşenlerinin ortak akılla yürütmesi gereken bir mücadeledir.”

“HER DAMLANIN HESABINI YAPMALIYIZ”

Her zaman olduğu gibi sadece sorunları dile getiren değil çözüm önerileri de sunan kimliğini su sorununda da ortaya koyan Erol, önerilerini şu şekilde sıraladı:
Bakınız, bu noktada çözüm aslında karmaşık değil. Ama siyasi irade, samimi niyet ve takvimlendirilmiş bir eylem planı gerektiriyor. Şehirde su kaybını önleyecek şekilde altyapı sistemleri yenilenmeli, tarımda vahşi sulama yöntemlerinden vazgeçilip, basınçlı sulama sistemleri teşvik edilmelidir. Bu sistemlerin ilk yatırım maliyeti yüksek olsa da, orta vadede şehre su kazandırır, çiftçiye verim kazandırır. Aynı zamanda içme suyu temininde alternatif kaynakların tespiti, küçük ölçekli yağmur suyu toplama sistemlerinin kent planlamasına entegre edilmesi, sanayi ve belediye atık sularının arıtılıp geri kullanımının yaygınlaştırılması artık lüks değil, zorunluluktur. “Bizim bölgemizde su boldur” anlayışı çoktan geride kaldı. Artık her damlanın hesabını yapmalıyız.

“SUYA ULAŞAMAYAN ÇOCUKLARIMIZA NE ANLATACAĞIZ?

Milletvekili Erol, açıklamasını şu çarpıcı ifadelerle sonlandırdı:
“Ben siyasi kimliğimin ötesinde bu şehrin bir evladı olarak konuşuyorum. Elazığ’da bir çocuk gelecekte suya ulaşamadığında biz o çocuğa ne anlatacağız? Sorumluluktan kaçan bürokrasiyi mi, günü kurtaran siyaseti mi, konuşup hiçbir şey yapmayanları mı? Bugünden adım atmazsak, yarın çocuklarımız bize sadece susuzluk değil, hesabını da sorar.
Su hayattır. Hayatın teminatı ise sorumlulukla alınan kararlardır. Ben buradan bir kez daha çağrı yapıyorum: Elazığ susuzluğa mahkûm edilmemelidir. Tarım, hayvancılık ve insan yaşamı için gereken her adım vakit kaybedilmeden atılmalıdır. Bugün alınmayan her karar, yarının telafi edilemez krizine dönüşür. Her konuda olduğu gibi su konusunda da Elazığ için çalışmaya, bu şehri sahipsiz bırakmamaya devam edeceğim.”