Maaş artışı memnun eder mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın enflasyon ve hayat pahalılığı konusunda yaptığı açıklama umut verse de günlük hayatta ekonomik sorunlar vatandaşı canından bezdirmiş durumda. Enflasyondaki rahatlama dönemi için yılsonu işaret edilirken rakamlara yansıyacak bir düşüş olasılığı vatandaşların tedirginliğini ortadan kaldırmaya yetmiyor.

Maaş artışı memnun eder mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi konusunda yaptığı son açıklamada, "Mayıs ayında yıllık enflasyon son 3,5 yılın en düşük seviyesine geriledi. Yılsonunda enflasyonda 20'li rakamları görmeyi bekliyoruz." ifadelerini kullanırken düşüş beklentileri vatandaşların tedirginliğini ortadan kaldırmıyor. Hem enflasyonda hem de işsizlik rakamlarındaki düşüş günlük hayata, çarşı pazar ekonomisine yansımıyor, alım gücü erimeye devam ediyor.

EMEKLİ VE DAR GELİRLİLER ÜMİTSİZ

Ekonomideki özellikle enflasyon konusundaki düşüş müjdeleri vatandaşları rahatlatmıyor. Özellikle dar gelirli ve emekliler ekonomik olarak büyük çöküş yaşamaya devam ediyor. Ev kiraları konusunda ayrı bir sıkıntı yaşadıklarını belirten vatandaşlar enflasyon düşse bile rahatlayacaklarına inanmıyor.

İŞSİZLİK DÜŞÜYOR AMA…

Özellikle gençler, işsizlik rakamlarındaki düşüşün reel gerçeklerle uyuşmadığından dert yakınırken çoğu üniversite mezunu olduğu halde hatta nitelikli bölümlerden mezun olsalar bile hayatlarını rahatlıkla idame ettirecekleri kadar maaş alabilecekleri bir iş bulacağına inanmıyor. Asgari ücretle çalışıp topluma adapte olmanın güçlüğünden bahseden gençler bu ekonomik şartlarda basit hayallerini bile gerçekleştirememekten yakınıyorlar. 

ENFLASYONUN YÜZDE 20’YE İNMESİ ÇARE OLUR MU?

Vatandaşlar, yılsonunda enflasyon yüzde 20’ye inse bile refah seviyelerinin artacağına dair umutlarını yeşertemiyor. Başta kira fiyatlarındaki yükseklik olmak üzere ev ve otomobil sahibi olmanın her geçen gün zorlaştığını, öğretmenlerin yüksek puanlarla bile atanamadığını, nitelikli bölümlerden mezun olan gençlerin hayallerindeki işi bulamadığını belirten vatandaşlar tüm bu sorunların birlikte ele alınıp artık bir çare bulunmasını istiyor.

SİYASET NE DİYOR?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın enflasyondaki düşüş beklentilerini açıkladığı ifadeleri Elazığ’daki siyasi parti il başkanlarına da sorduk. Siyaset de vatandaşlarla aynı fikirde. Enflasyon düşse bile kalıcı rahatlama için büyük bir seferberlik ilan edilmesi şart. İşte il başkanlarının açıklamaları:

CHP ELAZIĞ İL BAŞKANI AV. ONUR ÖZKAN:

“CUMHURBAŞKANIMIZ İLE AYNI ÜLKEDE YAŞAMIYORUZ”

Başkan Onur Özkan ise ekonomik söylemlerle reel gerçeklerin uyuşmadığını eleştirerek şu açıklamayı yaptı:

“Sayın Cumhurbaşkanımız ekonomist olduğunu burada bir kez daha çok net bir şekilde göstermiştir ama büyük ihtimalle biz onunla aynı ülkede yaşamamaktayız. Çünkü bizim yaşadığımız ülkede ve şehirde etin fiyatından ya da herhangi birinin aldığı maaşla geçinememesinden gayet net bir şekilde bellidir. Bu anlamda söylenmiş olan sözler sadece insanların daha fazla sahaya çıkıp yürümemesi, insanları bir şekilde kandırmak amaçlı söylenmiş bir sözdür. Hepimiz aynı ülkede yaşamaktayız, hepimiz aynı geminin içerisindeyiz. Şu an bu ülkede enflasyon insanların belini bükmüş durumda. Ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devletine ait olan en büyük banknotla bir kilo et, bir kilo meyve alamıyorsanız burada enflasyon geriledi demek sadece insanların akıllarıyla dalga geçmektir.”

Maaş artışı memnun eder mi?

YENİDEN REFAH PARTİSİ ELAZIĞ İL BAŞKANI AV. ERHUN KARAKUŞ:

“ARTIK İNANCIMIZI KAYBETTİK”

Başkan Karakuş, alım gücünün azaldığını vurguladığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Biz biliyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımızın tahminleri genellikle doğru çıkar. Enflasyonun son açıklamasında belirttiği gibi yüzde 20 hatta 15 bile olabilir. Bunu en çok isteyen de milletimizdir. Son üç yılda birçok tahminde bulunuldu; ancak çoğu kez yanıldı. Enflasyon yüzde 40 olur denildi, yüzde 35 tahmin edildi, ama sonuçta yüzde 50-55 seviyelerine ulaşıldı. Bu ters yönde yanılmalar nedeniyle artık kamuoyunun bu tahminlere olan güveni sarsıldı.

Bununla birlikte üzerinde durulması gereken ikinci önemli konu da şudur: Enflasyon yılsonunda gerçekten yüzde 20 seviyelerine inse bile, şu an emeklilerimizin, asgari ücretli çalışanlarımızın ve kamu işçilerimizin alım gücü ciddi şekilde azalmış durumda. Zam pazarlıkları devam ediyor, ancak enflasyon düşse bile vatandaşın alım gücü artmayacak.

Dolayısıyla biz de temenni ediyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımızın belirttiği gibi enflasyon yüzde 20 seviyelerine gerilesin. Ancak bununla birlikte, başta emeklilerimiz, asgari ücretliler ve kamu çalışanları olmak üzere, halkımızın gerçek enflasyon oranı doğrultusunda gelirlerinin artırılması gerekiyor ki piyasa bir nebze olsun rahatlasın, nefes alsın.

Bu nedenle, Sayın Cumhurbaşkanımızın öngörüsünün gerçekleşmesini umut ediyoruz, fakat bunun yanında özellikle alt gelir grubundaki vatandaşlarımızın gelir düzeyinin mutlaka iyileştirilmesi gerektiğine inanıyoruz.”

“Bu konu, söylemle değil, eylemle ilgilidir. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, enflasyonun yüzde 19 seviyesinden yüzde 75-80'lere çıktığını hep birlikte gördük. O dönem ‘Faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur’ denilmişti; ancak bugün gelinen noktada bunun tersine döndüğü ortadadır. Faizler şu anda yüzde 46 seviyesindeyken, enflasyon resmi rakamlara göre yüzde 75 civarında. TÜİK verilerine göre bu oran yüzde 35’ler seviyesinde gösterilse de, toplum genelinde bu verilerin mevcut ekonomik gerçekleri tam olarak yansıtmadığı yönünde bir kanaat oluşmuş durumda.”

Maaş artışı memnun eder mi?

İYİ PARTİ ELAZIĞ İL BAŞKANI HABİP YAŞAR:

“SÖYLEMLER KAMUOYUNA İNANDIRICI GELMİYOR”

Başkan Habip Yaşar ise ekonomiye yönelik olumlu söylemlerin kamuoyunda inandırıcı bulunmadığını belirterek şu açıklamayı yaptı:

“2002 yılında 30 bin lira maaşla bir araç alınabiliyorken, bugün 90 bin lira maaşla bu artık mümkün değil. Ev kiraları ciddi oranda artmış durumda. Asgari ücretin 22 bin lira, emekli maaşının ise ortalama 14 bin lira olduğu bir ülkede, geçim şartlarının bu kadar zor olduğu bir dönemde enflasyonun yüzde 20’lere inmesi kamuoyuna inandırıcı gelmiyor. Toplumun büyük bir kısmı bu açıklamalara güven duymuyor.

Örneğin, 2002’de bir asgari ücretli maaşıyla 45 kilogram et alabilirken, bugün sadece 34 kilogram et alabiliyor. Yine aynı şekilde, 2002’de 19 adet çeyrek altın alınabilirken, şimdi bu sayı yalnızca 3’e düşmüş durumda. En düşük kira 20 bin liradan başlıyor ve bu tutar, emekli ya da asgari ücretli bir vatandaşın maaşının tamamına denk geliyor.

Elbette biz de enflasyonun yüzde 20’ler seviyesine düşmesini, refahın artmasını ve insanların daha rahat geçinmesini isteriz. Ancak mevcut ekonomik koşullar ve yaşam maliyetleri, bu beklentilerin gerçekçi olmadığını gösteriyor.”

Maaş artışı memnun eder mi?