LGS sürecinde 'Anne babaların görünmeyen sınavı'
Ebeveynlerin sınav sürecindeki tutumu, gençlerin psikolojik dayanıklılığını doğrudan şekillendiriyor. Rehber öğretmen Gözde Dinç ile LGS'ye girecek öğrenciler hakkında konuştuk.
Gözde Dinç, ”Bu yıl 8. sınıfta okuyan LGS'ye girecek bir milyon civarında öğrencinin;
Boyları aynı mı?
Kiloları aynı mı? Yani Fiziksel gelişimleri farklı.
Öfke kontrolü becerileri aynı mı?
Ödev yapmak ile ilgili sorumluluk düzeyleri? Yani sosyal/akademik gelişimleri farklı.
LGS öğrencilerinin beyin gelişimi de farklı.
11-14 yaş grubu çocukların beyin gelişimlerinde bir düzensizlik bulunmaktadır. Bu düzensizliğin nasıl olduğunu açıkladığımızda sınava hazırlanan çocuğunuza bakış açınızda değişiklik olacaktır. İnsan beyninin gelişiminde iki ana işlem vardır. Bunlardan biri gri maddedir. Gri madde yeni dallar geliştirir ve diğer nöronlarla bağ kurar ve bu bağ esnasında incelir. Gri madde inceldikçe ikinci madde olan beyaz maddede yani destekleyici dokuda artış olur. Beyaz maddenin çoğalması beynin geliştiğini gösterir. Beyaz maddedeki artış beyinde daha hızlı işlem yapma, “bir bakışta anlama”, “cevabın hızla akla gelmesi” gibi alanlarda beceri sağlar. 11 yaşına kadar hemen hemen eşit ivmeyle ilerleyen beyin gelişim hızı, 11-14 yaş arasında, kişiden kişiye büyük farklar göstermeye başlar. Beynin gelişimi bazı çocuklar için 11, bazıları için 12, 13, bazıları için ise ancak 14 yaşındayken tamamlanmaktadır. Çocuklarınız beyin gelişim hızı açısından eşitsizliğin en yüksek olduğu yaşta LGS’ye girmektedirler. Bu nedenle çocuklarınızı kendi gelişimleri özelinde değerlendirmelisiniz.
Çocuklarınıza "NEDEN"? demeyin: Neden dediğinizde beyin konsantrasyon, plan yapma, problem çözme merkezlerini kapatır ve mazeretler üretir.
Çocuklarınıza "NASIL?" deyin:
Nasıl dediğinizde; beyin ön lobunu aktive eder.
Konsantrasyon, Plan Yapma, Problem Çözme merkezi açılırdedi.
SINAV, ÇOCUKLAR KADAR SİZİN DE SINAVINIZ
Gözde Dinç, ”Günlük sorunlarınız üst üste yığılıp, patlama noktasına gelince durun.
.Mola verin.
. Çocuğunuza yansıtmayın.
.Olduğunuz yerde kalın.
.Oturun.
.Derin derin beş kez nefes alın-verin.
.10'a kadar sayın.
.Bir arkadaşınızı veya akrabanızı telefonla arayın veya birisini ziyarete gidin.
.Dergi,kitap veya gazeteye göz atın.
.Kalem kağıt alıp, düşündüklerinizi yazın.
.Sıcak bir banyo, veya soğuk duş alın.
.Yere uzanın, veya ayaklarınızı yüksek bir yere dayayın.
.En sevdiğiniz şarkıyı veya radyo programını dinleyin.
Sizin kaygınız ne kadar az olursa çocuğunuz okadar az kaygılanacaktır.
Çocuğunuzu başkasıyla değil de geçmiş performansıyla kıyaslayarak gerçekçi, akılcı hedefler oluşturun. Başkasıyla kıyaslanan öğrencinin kişiliği incinir, yara alır. Ders çalışmak istemez, boşlar.
Başarmak için çaba harcamaz. Saldırgan ya da içe dönük davranışlar geliştirir. Kendisini olumsuz, değersiz olarak değerlendirir.
Bu da öğrencide öz güven eksikliğine sebep olur. Her öğrencinin bir hayali vardır. Sizlerde bu hayali küçümsemeden yargılamadan dinleyin. Öğrenci kendisinin belirlediği ve ailesinin desteğini aldığı hedeflerine ulaşmak için daha istekli çalışır ancak, koyulan hedeflerin öğrencinin seviyesinin çok üstünde veya çok altında olmamasına dikkat edilmelidir.
"SANA GÜVENİYORUM" İFADESİNİ KULLANMAYIN. Bu ifade çocuklar tarafından "senden bekliyorum" şeklinde algılanmaktadır. Bu da olumsuz bir etki oluşturmaktadır. Bunun yerine "ne kadar emek harcadığını biliyorum, hiçbir emek karşılıksız kalmaz" daha doğru bir ifade olacaktır.
Son olarak çocuğunuz için huzurlu bir ortam oluşturun. Her ailede zaman zaman normal sayılan tartışmalar olmaktadır. Olağan tartışmalar sağlıklı iletişimin de göstergesidir. Ancak tartışmaların huzuru bozacak düzeye gelmemesine özen gösterin. Sınav döneminde sakin ve huzurlu bir aile ortamına sahip çocuklar; verimli ve başarıyla sonuçlanan bir sınav dönemi geçireceklerdir. Çocuğunuzun başarısını değerlendirirken %50 oranında payınız olduğunu unutmayın ”dedi.