'Köylüm Olur'
Bazı çevrelerin anlamsız mikro milliyetçilik banallığına karşın Fırat Üniversitesi rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Fahrettin Göktaş'ın ilimiz için bir şans ve kazanım olacağını cesurca yazan ilk ve tek gazete Hakimiyet oldu.
“Elazığlı bir isim yok muydu?” gibi sıradan ve kahve ağzı cümlelerine karşın; “Biz çok Elazığlı rektör gördük kendi yakın çevresine kadro açmaktan ve üniversiteye intisap ettirmekten öte bir proje geliştirmeyen” tezlerimiz ile Prof.Dr. Göktaş’ın ufku ve vizyonunun çok farklı ve ileri olduğunu ifade ettik.
Diş Hastanesini, okulların yeri olduğu için değil o bölgenin başta trafik olmak üzere her açıdan yaşanacak yoğunluğu daha da çok artıracağı ve birkaç yıl sonra o bölgeden araçla geçmenin çok mümkün olamayacağı gerekçesinden hareketle o bölgeye yapılmasına itirazımız dışında Prof.Dr. Göktaş’ın bugüne kadar yaptığı atılım ve hamleleri hem olumlu ve başarılı bulduk.
Rektör Göktaş’ın, üniversitenin yeniden yapılanması, atadığı isimlerin isabetli olması yönünde de olumlu tepkiler aldık. İşinin ehli olmakla birlikte mütevazı, insani ve medeni ilişkileri yüksek isimleri rektör yardımcısı, dekan, bölüm başkanı ve idari birimlerde görevlendirmesini takdir ettik.
Ancak hatır-gönül adına yapmak zorunda kaldığı bazı atamaların da sorun yaşattığını duyduk ve üzüldük.
Bunlardan biri de çok üst düzey bir yöneticinin “köylüm olur, iyi biridir” özel ricası ile basın danışmanı yapıldığı iddia edilen Fırat Üniversitesi İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Veysel Şahin.
Bundan aylar önce bir öğrencisini ambulansla hastaneye sevk edilecek derecede dövüp darp ettiği, öğrenciler ile arasının iyi olmadığı yönünde bazı iddialar gündeme gelmiş, ancak çok da üzerine gitmemiştik.
Aynı hoca ile ilgili son günlerde ortaya atılan iddia ise daha vahim.
Sosyal medyada gündem olan iddia ise Doç. Dr. Veysel Şahin’in, yine akademisyen olan eşi Aysuda Şahin tarafından yazılan “Dede Korkut Hikâyelerinde Yapı” konulu akademik tezi, “Dede Korkut Anlatılarında Kurmaca Yapı” adıyla intihal etmesi ve kendi adıyla yayınlaması.
Akademi ve Üniversite camiasında hoş karşılanmayan; yapıldığı, onaylandığı ve kabul edildiği üniversiteyi ciddi anlamda itibarsızlaştıran bu tür konuların, son zamanlarda başarıları ve aldıkları ödüllerle gündeme gelen Fırat Üniversitesi’nde yaşanması üzücü ve düşündürücü.
Olayın bir başka ve Rektör Prof.Dr. Fahrettin Göktaş açısından önemli olan tarafı ise bu akademisyenin bizzat rektör basın danışmanı olarak görevlendirilmesi.
Kurumlararası ilişkiler ve yöneticiler arasında uyumlu bir çalışma sergilemeye önem veren ve belki bunun bir vesilesi ve somut adımı olarak tek özelliği üst düzey bir yöneticinin köylüsü olduğu iddia edilen akademisyeni basın danışmanı olarak atanması, hem Rektörümüz hem de son aylarda iyi bir çıkış yakalayan Fırat Üniversitemizi zora sokmuştur.
Fırat Üniversitesi, bu tür olaylar yerine başarılarıyla gündeme gelmeli ve hatır-gönülle yapılan atama iddiaları ile değil liyakatli isimlerle hedefe odaklanmalı.


