Kılıçdaroğlu bir bölen mi?

Sol siyasetin önemli kalemlerinden ve azılı bir Ak Parti muhalifi olan Emin Çölaşan, Kılıçdaroğlu'na açık mektup yazarak bir bölen olduğunu dile getirdi.

Kılıçdaroğlu bir bölen mi?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

İBB’de iş alınma garantisi ya da yüklü paralarla delege avına çıkılan ve seçimi İmamoğlu’nun destek verdiği Özgür Özel’in kazanmasıyla sonuçlanan kongre, yargıya taşınmış ve gelinen noktada “mutlak butlan” noktasına gelinerek yapılan kongrenin geçersiz sayılıp Kılıçdaroğlu’nun yeniden CHP Genel Başkanlığına gelme ihtimali belirince Emin Çölaşan Kılıçdaroğlu’na açık bir mektup yazarak ve bakın neler söylemiş:

“Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, kusura bakmayın, size bir kez daha mektup yazmak zorunda kaldığım için özür dilerim.23 yıldan bu yana başımızda olan AKP iktidarı çöküşe doğru hızla yol alırken, siz devreye girdiniz. 48 yıllık gazeteciyim, bu mesleğin içindeyim... Sanırım olayları, siyasi gelişmeleri biraz olsun analiz edecek yeterliğe sahibim. Şimdi ortaya çıkan şu olayları gördükçe ister istemez eyvah diyorum.

Bir yanda yargıyı kendi ekonomik ve siyasi çıkarları için kullanan bir iktidar partisi. Öbür yanda ise hak, hukuk ve adalet kavramlarını çoktan yok etmiş olan ucube, hilkat garibesi bir tek adam rejimi...

Yarın Ankara’da partinizin ‘kayyum duruşması’ var.

Olayların tam da göbeğindesiniz.Hatta şu anda bu çarpık düzenin baş rol oyuncusu olarak siz görev yapıyorsunuz.Üzülerek söylüyorum, işlerin sarpa sarmasının en büyük nedenlerinden biri sizsiniz çünkü konuşamadınız, ağırlığınızı koyamadınız.

Kemal Bey, sizin bazı partililer tarafından piyasaya sürülen söylentilere göre İmamoğlu-Özel ekibi bu son kurultay öncesinde bazı delegelere para dağıtmış, hatta bazılarına İstanbul Büyükşehir Belediyesi kontenjanından apartman daireleri vermiş!
Bu iddiaların hiçbiri bugüne kadar kanıtlanmadı.

Ama siz suskun kaldınız. İktidar çevreleri ve özellikle adına yandaş medya denilen basın kuruluşları sizin bu suskunluğunuzdan yola çıkıp bu konuda yeniden tantana yapmaya başladı.

Şimdi onların bir numaralı boy hedefi Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel yönetimindeki CHP...

Bütün bunlar olurken, İmamoğlu dahil çok sayıda CHP’li belediye başkanlarınız tutuklanırken hiç ses veremediniz.
Herhalde şöyle düşünüyordunuz:

“İktidar ne isterse yapsın, ne derse yaptırsın. Yeter ki partide benim önümdeki engelleri devre dışı bırakıp tasfiye etsin!”
Bakınız, AKP iktidarının borazanı TRT başta olmak üzere bütün yandaş medya bülbülleri şimdi sizi savunmak için ötüyor!
Varsa Kemal Kılıçdaroğlu, yoksa Kemal Kılıçdaroğlu!

Partinin başında iken size en ağır sözlerle ve hatta hakaretlerle saldıranlar şimdi övgüler düzüyor!

Ne yazıktır ve ne acıdır ki “bir bölen” oldunuz.Bundan sonra mahkeme kararıyla olsun ya da olmasın CHP’nin başına geçseniz, hatta tam yetkili cumhurbaşkanı olsanız bile hiçbir şey değişmez.

Memleketin hele şu ortamında kendinizi boş yere yıprattınız, büyük yaralar aldınız.
Şimdi ise partinizde ‘iç kavga’ çıktı.

Gözümüz aydın!

Saygılarımla ve başarı dileklerimle efendim.”

Çölaşan’ın üslubu ne kadar naif olsa da içeriği oldukça ağır ithamlarla dolu mektubu da gösteriyor ki şaibeli CHP kongresinin yargıyla sorgulanması ve rüşvet itirafları Özgür Özel ve İmamoğlu’nun çok zoruna gitmiş.

Ortada onlarca itiraf ve belge varken ve yargı bunun peşine düşme ve adaleti sağlama gibi bir rota belirlemişken, sırf İmamoğlu projesini hayata geçirmekle görevli besleme kalemler ve kanalların yapacağı bir şey de kalmadı. Parayla satın alınan delegelerin oyuyla Genel Başkanlık koltuğuna oturma sorumsuzluğunu gösteren Özgür Özel ve çirkin siyasetin asıl mimarı olan İmamoğlu kahraman ilan edilirken, siyaseti temiz, ilkeli ve her şeyden önemlisi de milli yapmaya çalışan Kılıçdaroğlu’na neden bu kadar yüklenildiğini sanırım herkes tahmin ediyordur. 

Anlaşılan bu fonlanmadan Çölaşan da kendi payına düşeni fazlasıyla almış. CHP’li belediyelerin halkın  hizmetine  gitmesi gereken kaynaklar  ne yazık ki Özgür Özel ve İmamoğlu’nun geleceklerine aktarılıyor. Ve herkesin bildiği ve belgelerle ispat edilmiş bu bulgulara rağmen hala birileri bu hikâyeden bir kahraman çıkarma çabasına giriyorlar. 

Buradan bir kahraman çıkmaz. Çıksa çıksa kamu malını kendi şahsi siyasi ikbali için harcayan ilkesiz ve sorumsuz bir siyasetçi profili çıkar.