KENDİ KÜÇÜK İŞLEVİ BÜYÜK TİROİD BEZİ!
TİROİD BEZİ NEDİR TİROİD TÜM VÜCUTTAN SORUMLUMUDUR?
Tiroid bezi, salgıladığı tiroid hormonuyla vücutta sinir sisteminden sindirim sistemine kadar heme
TİROİD BEZİ NEDİR TİROİD TÜM VÜCUTTAN SORUMLUMUDUR?
Tiroid bezi, salgıladığı tiroid hormonuyla vücutta sinir sisteminden sindirim sistemine kadar hemen hemen tüm sistem ve organların işleyişine yön veriyor.Tiroid bezi öyle böyle değil, tüm vücudun işleyişinde ciddi bir payı var. Bu nedenle tiroid bezi hastalıkları, insan vücudunun tümünü kolaylıkla etkileyebildiği için büyük önem taşıyor.Tiroid bezinin hastalıkları oldukça yaygın görülmektedir. Özellikle son yıllarda tiroid iltihaplarının artması sonucunda tiroid fonksiyon bozuklukları ve hipotiroidi orta yaş grubunda ve kadınlarda daha sık izlenmeye başlamıştır. Türk toplumunda genel olarak her üç kişiden birinde bir tiroid hastalığı bulunduğu söylenebilmektedir.
TİROİD BEZİ NEREDEDİR?
Tiroid bezi boynun ön kısmında deri altında ve nefes borusunun önündedir. Derinden yüzeye doğru uzayarak en derinde boyun omuz kemikleri, onların önünde yemek borusu, yemek borusu önünde soluk borusu, onun önünde tiroid vardır. Kelebek formunda daha çok hormon salgılayan bir organ..Tiroid bezi beyindeki hipofiz dediğimiz organın kontrolü altında çalışıyor.Vücuttaki aktif olan hormonları salgılıyor.
TİROİD BEZİNİN BÜYÜKLÜĞÜ NE KADARDIR?
Organizmanın bütün hücrelerine ve organ sistemlerine etki eden tiroid bezinin büyüklüğü 4x2x1,5 cm boyutlarındadır. Normal guatrlarda tiroid bezinin büyüklüğü 20 gramı geçmez. 20 gramı ne kadar geçerse, o oranda bir guatr varlığından söz edilir.
GUATR İLE TİROİD AYNI ŞEYLER Mİ?
Hayır. Tiroid bezi, hormon salgılayan organın adıdır. Bu organın hastalık nedeniyle büyümesinin adı ise guatr'dır.
TİROİD NODÜLÜ HİPERTROİDİ,TİROİD KANSERİ GİBİ TERİMLERİ SIKÇA DUYUYORUZ.GUATR,BÜYÜMENİN ADI İSE,DİĞER TERİMLER NEYİ İFADE EDİYOR?
Bu terimlerin fazlalığı başka organlar için de söz konusudur. Örneğin; bronşit, zatürree ve akciğer kanseri ayrı ayrı hastalıklardır. Guatr 'tiroid büyümesinin adıdır'. Tiroid aynı kıvamda büyürse buna 'tiroid hiperplazisi' adı verilmektedir. Tiroid nodülü ise, tiroid bezinin içinde 'düğüm' şeklinde bir veya birkaç sert oluşuma verilen adlardır. Nodül varsa guatrın adı 'nodüllü guatr' veya 'nodüler guatr' olur. Hipertiroidi ise, tiroidin fazla çalışmasına verilen isimdir. Tiroid bezinin yetersiz çalışmasına da 'hipertiroidi' adı verilir. Tiroid bezinde hem yapısal, hem de işlevsel hastalık biraraya gelebilir.
DEMEK Kİ GUATR DEMEKLE SADECE BÜYÜKLÜKTEN BAHSEDİLMİŞ OLUYOR.ASIL TEŞHİS İÇİN BAZI TESTLERİN Mİ YAPILMASI GEREKİR?
Evet, teşhis için yapılacak testler önce boyun bölgesinin gözle ve elle muayenesi ile başlar. Bu şekilde muayene ile ya 'guatr yoktur' denilir, veya birinci, ikinci, üçüncü derece gibi çeşitli basamaklara ayrılan tiroid büyümesinden söz edilir. Elle muayenede nodüller ele gelebilir. Gelmiyorsa nodülün hiç olmadığı söylenemez. Çünkü, 1 cm'nin altındaki nodüller ele gelmeyebilir. Elle muayenenin ardından ultrason incelemesi yapılır.
TİROİD BEZİ HASTALIKLARINDA KULLANILAN BAŞLICA TESTLER NELERDİR?
* Kan Testleri : Serbest T3 (ST3), Serbest T4 (ST4), TSH,Anti TPO Antikoru, Anti Tiroglobulin Antikoru
* Tiroid Ultrasonu : Tiroid ultrasonu, tiroid bezinin büyüklüğünü,varsa nodül mevcudiyetini ve ebadını ortaya koyar. Tiroidit gibi durumlarda spesifik görüntü verir. Tiroid kanseri ameliyatı sonrasında takip için çok gereklidir
* Tiroid sintigrafisi : Damardan radyoaktif ilaç verilerek tiroid bezinin incelenmesidir. Sintigrafi ile var olan nodülün sıcak mı, soğuk mu olduğu anlaşılır. Gebelerde kullanılmaz
* Tiroid İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi : Tiroid bezinde saptanan nodüllerin iyi veya kötü huylu olduğunu araştırmak için yapılır. Sık olarak merak edilen iğne biopsisi kötü huylu tümörlerin yayılımına neden olur mu sorusunun cevabı hayırdır, yani iğne biopsisiyle tümör yayılmaz, kolay ve güvenilir bir işlemdir
TİROİD BEZİ HASTALIKLARINDA YAPILAN KAN TESTLERİ NASIL YORUMLANIR?
Tiroid bezi hastalıklarının tanısında, sık olarak çalışılan testler serbest T3, serbest T4 ve TSH’dır. TSH ölçümünün normalden düşük olması tiroid bezinin aşırı çalıştığını gösterir. TSH düzeyinin normalden yüksek bulunması ise tiroid bezinin az çalıştığını gösterir. T4 ve T3 hormonlarının normal sınırın altında veya üstünde olması ise tiroid bezinin fonksiyonlarının normal olmadığını gösterir.Yapılan Tiroid Test Sonuçlarını incelediğimizde, Hipertiroidi tanısı için kanda tiroid hormonlarına (T4 ve T3) ve TSH düzeyine bakılır. Kanda T4 ve T3 düzeyleri yüksek, TSH ise düşük bulunursa hipertiroidi teşhisi konur.TSH düzeyinin normalin üstünde çkması halinde hipotiroidi düşünülür. Serbest T4 düzeyi ise kanda düşük bulunur. Serbest T4 düzeyi düşük, TSH düzeyi yüksek bir hastada ise belirgin hipotiroidi vardır. Ancak sadece TSH testinin yüksek fakat T4 ve T3 düzeylerinin normal olduğu durumlara ise subklinik hipotiroidi denir. Bu durum da önemsenmeli ve hasta tedavi edilmelidir.Şurası unutulmamalıdır ki; gerek hipertiroidi ve gerekse hipotiroidide ilk bozulan ve tedavi sonrası son düzelen TSH testidir. Bu nedenle,tiroid bezi hastalıklarında tanı koymada en değerli test TSH'dır.
Ayrıca anti-TPO ve anti-Tiroglobulin antikorları da tiroid bezi hastalıklarında önemli olan testlerdir. Bu antikorların yüksek olması tiroid bezi hastalığının otoimmün bir hastalık olduğunu gösterir. Otoimmün hastalıklarda, insan vücudu kendi dokusunu yabancı bir doku olarak algılayıp ona karşı reaksiyon vermektedir.Hashimoto tiroiditi olarak da bilinen bu otoimmün hastalıkta, tiroid bezinde tiroid hormonlarının yapımındaki basamaklarda kullanılan protein yapısındaki tiroglobulin (TG) ve enzim yapısındaki Tiroid peroksidaz (TPO) yabancı bir doku olarak algılanmaktadır.
İĞNE BİYOPSİ NE KADAR GÜVENİLİR ?
Tiroid bezinin elle muayenesinde veya ultrasonla kontrolünde "nodül"denilen çapları birkaç milimetre ile birkaç santimetre arasında değişen yumrular tespit edilebilir. Nodüllerin zaman içinde nasıl değiştiklerinin kontrolü ve takibi gereklidir. Çünkü düşük bir olasılık olsa da uzun vadede kansere dönüşme ihtimdigereri vardır. Bu ihtimal nodülün sıvı değil katı içerikli olması halinde ve hormon üretiminin düşük olması halinde (sintigrafide soğuk - solid nodül) daha yüksektir. Her hastaya iğne biyopsisi yapılması şart değildir. Özellikle iğne biyopsisi yapılması gerekenler; çapı 2 cm den büyük nödülü olan hastalar ve nodül çapı daha küçük olsa dahi kalsifikasyon saptanmış olan hastalardır. Tiroid ince iğne biyopsisi tiroid dokusuna doğrudan veya ultrason eşliğinde iğneler batırılarak doku alınıp incelenmesi işlemidir. Biyopsi ile takip gereksiz ameliyatları önlemek açısından faydalıdır.
TİROİD BİYOPSİSİ ZOR YÖNTEM MİDİR?
Tiroidden parça koparılmadığı için kolay bir biyopsidir. Ultrason kontrolü altında şüpheli nodüllere girilir, enjektörün pistonu geri çekilir, nodül içindeki sıvı bu şekilde emilmiş olur.Tiroid iğne biyopsisi tiroid nodüllerinin tanı ve tedavisinde kullanılan en etkili ve en hassas tetkiktir. Bir nodülde kanser olup olmadığını anlamak için mutlaka iğne biyopsisi yapılması gerekir. Diğer tetkiklerle kanser olup olmadığı anlaşılamaz.Tiroid nodülünün değerlendirilmesine ilk olarak biyopsi ile başlanmalıdır. Bu durum tek olsun çok olsun tüm nodüller için geçerlidir. Bir bezde birden fazla nodül varsa tüm nodüllerden ayrı ayrı biyopsi yapmak gerekir. Kuralımız erişilebilen tüm nodüllere biyopsi yapılmasıdır. Biyopsi yapılmayan bir nodülde kanser olmadığını hiçbir tetkik veya kişi garanti edemez. O nedenle palpasyonla (el ile) erişilemeyen nodüllere de ultrason altında mutlaka biyopsi yapılmalıdır.
PSİKOLOJİK NEDENLERLE BİYOPSİ YAPTIRMAKTAN KORKAN KİŞİLERE BİYOPSİ YAPTIRILMASI ŞART MIDIR?
Hayır. Biyopsi yaptırmayı kesinlikle reddeden bir kişi doğrudan tiroid ameliyatını seçebilir. 'Bütün tiroid nodülerinde ameliyat yapılmalıdır' demek istemiyorum. Soğuk ve iç yapısı katı nodüllerde, bir de ılık nodüllerde kanser olma ihtimali daha fazla, iç yapısı kistik olan nodülerde ve sıcak nodüllerde kanser olma ihtimali düşüktür.Tiroid iğne biyopsisi ultrason ile veya ultrasonsuz olmak üzere iki türlü yapılabilir. Büyük nodüllerde ultrasona gerek yoktur. Küçük nodüllerde ultrason yardımıyla nodülün yeri daha iyi saptanır. Tiroid biyopsisi genellikle hepinizin bildiği, kolunuzdan kan alınırken kullanılan, normal plastik enjektörlerle yapılır. Ayrı bir alet kullanılmadığı gibi ameliyat da yapılmaz. Günlük pratikte bunun bir ameliyat olduğu korkusuyla biyopsiye gelmeyen hastalar olduğu gibi aşırı stres yapan, çok heyecanlanan hastalar olmaktadır. Biyopsi yapıldıktan sonra ise bu hastalar “Çok kolaymış, boşuna korkmuşum” diyerek evine gitmektedirler.
NODÜLLERİN KATI VEYA KİSTİK OLDUĞU NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
Nodüllerin katı olanlarında istatistik olarak kanser bulunma veya kansere dönüşme riski 10-20 kat daha yüksektir.
SICAK VEYA SOĞUK NODÜLLER DE ULTRASON İLE Mİ AYRILIYOR?
Hayır, ultrason sadece yapıyı gösterir. Tiroid sintigrafisi yapılarak nodülün fazla miktarda radyoaktif madde tuttuğu görülürse, nodül hiparktif nodül, yani 'sıcak nodül'dür. Normal derecelerde radyoaktif madde tutan nodüllere normoaktif (ılık nodül), az tutanlara ise hipoaktif nodül veya soğuk nodül adı verilir.
NODÜLLERİN SICAK VEYA SOĞUK OLMASI NEDEN ÖNEMLİ?
Kansere dönüşme farkları nedeniyle nodüllerin soğuk ya da sıcak olmalarına önem veriliyor. Normal aktiviteli nodüllerde, sıcak nodüllere göre daha fazla kansere dönüşme riski bulunmaktadır. Soğuk nodüller en fazla kansere dönüşen nodüllerdir. Ayrıca katı nodüller de soğuk nodüller gibi kansere dönüşme ihtimali en fazla olan nodüllerdir.
TİROİT AZ ÇALIŞIRSA…
Tiroidin az çalışması halinde, kalp atışları yavaşlar, tansiyon düşer, cilt kurur, saçlarda dökülme yaşanır, hasta gittikçe kilo almaya başlar.
Bu hastalarda soğuğa tahammülsüzlük, aşırı yorgunluk ve uykuya meyil, kabızlık hastanın algıdurumubile yavaşlıyor.Tiroidi az çalışan hastanın vücudu ödemli oluyor, göz kapakları şişiyor .Tiroit hastalıklarına eğer tanı konulmazsa hastalık komaya ve ölüme kadar gidebilir...
TİROİT HIZLI ÇALIŞIRSA…
Tiroidin hızlı çalışmasında ise, bütün vücudun metabolizmasında artış oluyor hasta kilo kaybediyor, devamlı çarpıntısı oluyor, kalp atışlarının yükseldiğini, bağırsak hareketlerinin arttığını, hastanın bazen ishal olduğunu, ter bezlerinin çalışmasının arttığını, devamlı terlediğini, hastanın devamlı kilo kaybettiğini, bu hastalarda aşırı sinirlilik olduğunu, sıcağa tahammülsüz olduklarını, saçlarında dökülme olduklarını görebiliyoruz...
BOYNUN ÖN KISMINDA ŞİŞLİK Mİ HİSSEDİYORSUNUZ?
Boğazınızda şişlik hissediyorsanız dikkat! Boğazda meydana gelen şişlik tiroid bozukluğunun habercisi olabilir. Önde, erken teşhisin önemi çok büyük.. Şişliğin tiroid kanserine kadar gidebileceğini unutmayalım..
GUATR…
Guatr daha çok iyot eksikliğinde ortaya çıkıyor.Zehirli guatr da tiroid fazla hormon salgılıyor.Belirtilerine gelince, saç dökülmesi,titreme,kilo kaybı,kalp ritmi bozulması,kemik erimesi...Bazı hastalar boğazda baskı hissediyor Normalde tiroit bezi, dışarıdan bakıldığında görülmez ve muayene sırasında ele gelmez. Bez büyüdüğü zaman, hem muayenede ele gelir hem de dıştan bakıldığında nefes borusunun önünde görünebilir hal alır. İyot eksikliğinden ortaya çıkar.Zehirli guatr da tiroid bezi fazla hormon salgılıyor.
İyot, tiroid bezinin hormon üretmek için kullandığı hammadde olduğundan, normal bir tiroid hormonu için vücuda yeterli iyot alımı sağlanmalı. Ancak, iyotun azlığı da aşırı alımı da tiroid ve vücudumuz açısından zararlı sonuçlar doğurabiliyor. İyot bakımından zengin ürünleri şöyle sıralayabiliriz: Badem, deniz ürünleri, et, karaciğer, tavuk, hindi, fındık, ay çekirdeği, süt ve yumurta.
HAŞİMATO...
Bir kısım tiroit hastalıkları ise genetiktir daha çok, tiroidin az çalışmasının en büyük bölümünü oluşturan “haşimato” hastalığında görülüyor.Haşimato tipi tiroit hastalığında ,genetik olarak bir şekilde vücut kendi tiroidini yabancı zannediyor ve onu yok etmek için ona karşı antikor denilen maddeler yapıyor bu antikorların tiroit bezini tahrip ettikten sonra tiroit bezinin yaptığı T3 ve T4 hormonlarını daha az yapabilir duruma geliyor, ve daha az yapabilir duruma gelince tiroit az çalışma klinik tablosunun ortaya çıkıyor.
HASTALIKLAR, SÜREÇLERİ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Bazı tedaviler ömür boyu sürüyor. Haşimato tipi tiroit hastalığında tiroit bezinin eksik yaptığı miktardaki hormon, hastaya hapla dıştan veriliyor. Hasta, eksik olan hormonu tamamlayacak hapı, her gün kahvaltıdan yarım saat önce almak zorunda… Böylelikle bir sorun yaşanmıyor.
GRAVES VE GÖZ ATIKLIĞI…
Bağışıklık sistemiyle ilgili bir hastalık.Tiroit hastalıklarının bir türü de “graves”… Graves türü tiroit hastalığının, haşimatonun bir benzeri, ancak hızlı çalışan türü olduğunu belirten bu tür rahatsızlıkta vücut tiroit bezini yabancı algılayıp ona karşı antikor yapar, böylelikle tiroit bezi fazla çalışır, bu durumda hipertiorodi belirtileri ortaya çıkar.Bazen bu antikorun göz arkasına da etki ettiğini ve göz arkasındaki yağ ve kas dokusunu kalınlaştırarak şişiriyor ve bu hastaların bazen gözlerinin öne doğru atıldığını, özellikle sigara içenlerde bu göz bulguların daha ön planda olabildiğini görürüz.Bu hastaların 1,5 ayda bir kontrollerinin yapıldığını, yaklaşık 1,5-2 yıl kadar “anti tiroit” denilen bu ilaçların kullanıldığını, sürenin sonunda ilaçların kesiliyor.Bu tedavi normdigereşme sağlamazsa ya ameliyatla tiroit bezinin alındığını, ya da çalışmasını yavaşlatmak için radyoaktif iyot verilerek yapısını küçültüyoruz.
GENETİK ŞANSIZLIK…
Tiroit hastalıklarının genlerden geçen bir hastalık olduğunu belirten; ailesinde tiroit hastalığı olan kişilerin genetik olarak bu konuda şanssız olabiliyor, annesi haşimato olan bir kız çocuğunun ileride yüzde 50, erkek çocuğun ise yüzde 5 oranında hasimato olma riski var. Ailesinde tiroit hastalığı bulunan kişiler, mutlaka kontrollerini yaptırmalı. Ve antikorlar yükselmediği sürece iyotlu gıdalar almalı. Deniz ürünlerinden zengin beslenme, kişiyi sadece tiroit bezinin daha fazla büyüyüp nodüllü hale gelmesinden biraz koruyabiliyor. Anne haşimato hastasıyken çocuğunda hiçbir sorun olmayabiliyor.
“TİROİT HASTALIKLARI BAŞKA HASTALIKLARI DA TETİKLEYEBİLİYOR”
Tiroit hastalıkları başka hastalıkları da tetikleyebiliyor… Tiroit hastalıklarının bir başka boyutuna vurgu yapalım ve tiroit hastalıklarının tetiklediği rahatsızlıkları da sıralayalım.Tiroit hızlı çalışırsa kalp atışlarının yükseldiğini ve kalp atışlarının yüksekliğine bağlı olarak bir ritim bozukluğu ortaya çıkıyor. Ritim bozuklukları hastada hem kolay yorulmaya sebebiyet veriyor hem de emboli riskini artırıyor.Tiroidin hızlı çalışması kemik erimesine sebep olabiliyor ve hastalarda buna bağlı kemik kırıkları oluşabiliyor.Bunların kadınlarda menopoz sonrasında erkeklerde ise 65 yaşın üstünde bekleniyorancak genç yaşta da görülebilir.
HAMİLELİKTE TİROİT…
Hamilelikte de tiroit çok önemli… Hamilelik öncesinde gerekli kontrollerin yaptırılması gerekiyor. Aksi halde hamilelik sırasında bir takım problemlerle karşılaşmak mümkün. Hamileliğin ilk üç ayında bebeğin tiroitleri daha gelişmediği için, annenin tiroit hormonlarına ihtiyaç duyuluyor. Dolayısıyla bebeğin anneden alacağı tiroit hormonu beyin gelişimi için önemli. Annenin tiroit hormonu yetersizse, ciddi bir problem yapmayabileceği gibi çoğu yayında bahsedildiği gibi çocuğun kavrama yeteneğinde yavaşlama yapabileceği bilgisini veren tavsiyelerinin hamileliğin başından itibaren tiroitlerin dengede olması olması gerekiyor.Özellikle ilk 3 ayın içinde ilaçların küçük de olsa yan etkileri olabileceğinden tiroidi hızlı çalışan hastalara “bunu daha önceden hdigeredelim” denildiğini kaydeden hastanın ameliyat ettirilerek tiroidinin az ya da normal çalışmaya döndürüldüğünü ya da atom tedavisi verilerek tiroit bezinin tahrip edildiğini söyledi.
SON OLARAK;
Ses kısıklığı, halsizlik ve öksürük semptomlarını yaşayan kişiler mutlaka bir uzmana başvurmalı.Günümüzde TSH hormonu ölçümü ve tiroid ultrasonunun sağlık ocaklarında bile kolaylıkla uygulanabildiğini vurgulamak istiyorum..İhmalin kansere yol açabileceğini unutmayalım ve 6 ayda bir kontrole gidelim.Bu arada,her şişman olan kişi guatr değildir. Başka nedenlerle de kilo artışı olabilir. Eksik olan veya fazla olan hormonu normale getirmek gerekir öncelikle. Hastalığına,hormonal ve biyokimyasal test sonuçlarına göre tedavi ve diyet önermek lazım. Eğer diyabet hastası ise, şeker ve yağlı yiyeceklerden uzak durması, az ve sık yemesi, daha fazla hareket etmesi, egzersiz yapması önerilir.Egzersiz olarak en basiti yürümektir. Sağlıkla Kalın....TEŞEKKÜRLER...