İKİ MUSTAFA

Yüce Allah o mukaddes dinimizi öğrenebilmemiz için yeryüzüne Mukaddes kitabı Kur'anı Kerim'i indirdi

İKİ MUSTAFA
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Yüce Allah o mukaddes dinimizi öğrenebilmemiz için yeryüzüne Mukaddes kitabı Kur’anı Kerim’i indirdi. 

Kur’anı öğretmek ve İslamiyet’i yaşatabilmek içinde biz kullarına Nebiler Nebisi son peygamberimiz Hazreti Muhammet Mustafa’yı (SAV) gönderdi.

         Ona şükürler olsun.

                                                   ***

         Ve yine Yüce Allah din-i mübin’i İslam’ı yeryüzünde istiklal ve hürriyetini yaşayabilmesi içinde 20. Asrın dehası Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi bir dünya liderini yüce milletimize nasip eyledi.

Onu bize lider yaptı.

         Yine ona şükrolsun…

                                                   ***        

         Bu iki MUSTAFA’dan birisi;

         “Ümmetim, ümmetim” derken diğeri de;

“Milletim, milletim” dedi.

 Ümmet ve millet birlikteliği ise Çanakkale’yi geçilmez kılan, bu milleti Cumhuriyetle tanıştıran bir etken oldu.

         Şükürler olsun ki biz Hazreti Muhammet Mustafa Aleyhi selamın ümmeti, Gazi Mustafa Kemal’in milletiyiz.

         Onlar bizim baş tacımız, biz onlara minnettarız…

                                                   ***

         Yüce Allah bizlere Nebiler Nebisi Hazreti Muhammet Mustafa’yı peygamber olarak göndermeseydi ne Amentü’yü bilir, ne İslamiyet’i yaşar nede Yüce Kuran’dan haberdar olurduk.

         O zaman halimiz nice olurdu?...

         Cennetin kokusundan bile mahrum olur, ateşlere gark olurduk.

                                                  ***

         Yeryüzünde hiçbir vatanın, bizim vatanımız kadar,

Hiçbir dinin, bizim dinimiz kadar,

Hiçbir kitabın, Kur’anı kerimimiz kadar,

Hiçbir peygamberin peygamberimiz kadar düşmanı bol değildir.

Çünkü!..

Bu vatan yeryüzünün cenneti,

Bu kitap, son kitap,

Muhammet Mustafa (A.S) son peygamber,

İslamiyet son din,

Mustafa Kemal Atatürk ise bir dünya lideridir.

Bütün bunları kabul etmeyen ve din-i mübin-i İslam’ı ortadan kaldırmak isteyen haçlı ruhu topuyla tüfeğiyle, en modern silahlarla donatılmış en modern gemileri ve yüz binleri aşkın askerleriyle karadan, denizden ve havadan ülkemize saldırdılar.

Böyle bir dönemde savaştan savaşa koşmuş bir toplumun cepheye gönderilecek askeri bile yoktu.

Elimizde topumuz, tüfeğimiz, tüfeğimizde mermimiz yoktu.

Yiyecek lokmamız, sarılacak battaniyemiz yoktu.

Sadece kınamız vardı.

                                         ***  

Kınaladık kuzularımızın başını gönderdik cepheye, Dumlupınar’a, Sakarya’ya, Çanakkale’ye…

Orada dünyada eşi ve benzeri olmayan 20. Asrın dehası dünya lideri Mustafa Kemal Atatürk’ümüz vardı.

Aldı kanadının altına 16 ve 17 yaşlarındaki lise çağındaki kınalı kuzuları, Ahmet’leri, Mehmet’leri, Ali’leri ve Hatice Hanımları, Nezahat Onbaşıları, Kara Fatma’ları, Şerife Bacıları…

İşte bunlarla kazandı “kazanılamaz” denilen çok çetin ve çok kanlı savaşları...

                                         ***

Dünyanın süper gücü olarak Çanakkale’de mağlubiyeti sorgulanan Churchill “Anlamıyor musunuz biz Çanakkale’de Türklerle değil Allah’la savaştık ve yenildik” demesindeki hikmet o cephelerde yedi düvele karşı Bedrin aslanları ile Mustafa Kemal’in şahadete koşan askerlerinin tanımıdır... Bedr’in aslanları ile Mustafa Kemal’in askerlerinin bir hilal uğruna ölüme koşmaları, Allah yolunda savaşmalarındandır.

Çünkü!..

Bunların inancında ezan vardı, vatan vardı, bayrak vardı, namus vardı.

Halisane bir inanç, riyasız bir iman vardı.

Eğer ki!..

Bunlar olmasaydı gönderde ne bayrak olur, ne ezanlar okunurdu. Minarelerde çanlar çalar, camilerde baykuşlar öterdi.

 

                                         ***

Bu gün biz istediğimiz gibi ibadetimizi yapıyorsak, hürriyetin istiklalin zevkini tadıyorsak, diğer milli bayramlarımız gibi Cumhuriyet Bayramını da her şeye rağmen kutlayabiliyorsak bütün bunları MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’E BORÇLUYUZ. Bunu biz bilmesek de yedi düvel biliyor.

Fransızlar der ki!..”Turguıe tu dols Atatürk dıev et le restea Atatürk” yani “TÜRKİYE ATATÜRK’Ü ALLAH’A, GERİYE KALAN HER ŞEYİDE ATATÜRK’E BORÇLUDUR.”

O Atatürk olmasaydı ne dinimiz, ne namusumuz, ne vatanımız ve nede bayrağımız olurdu. Mehmet’in adı Kirkor, Ayşe’nin adı Suzi olurdu.

 

                                         ***

“Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere armağan ettiği cumhuriyet işte böyle bir inancın eseridir. Bazı gafillerin deyimi ile bir reklam arası değil o büyük lider tarafından Yüce Milletine armağan edilen namus kadar değerli bir mirastır.

Bu duyguları yaşayan bir millet olmamız ise bizim için bahtiyarlıktır.

Onurdur, şereftir, haysiyettir. 

Biz bu gün bu onuru yaşıyoruz.

Bize bu onuru yaşatanlara minnettarız.

Yaşasın milletimiz, yaşasın cumhuriyetimiz,  

Allah bizi cumhuriyetsiz ve hürriyetsiz bırakmasın,

NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE…