HÜDA PAR Elazığ İl Başkanı Suiçer'den Hakimiyet'e ziyaret
HÜDA PAR Elazığ İl Başkanı Metin Suiçer, Hakimiyet Haber'i ziyaret etti. Başkan Suiçer gündeme dair açıklamalarda bulundu.
HÜDA PAR Elazığ İl Başkanı Metin Suiçer ve Parti Elazığ ymnetimi Hakimiyet Haber İmtiyaz Sahibi Ahmet Toprak’ı ziyaret etti. Ziyaret kapsamında açıklamalarda bulunan Başkan Suiçer, terör örgütü PKK’nın silah bırakmasını ve Terörsüz Türkiye sürecini desteklediklerini belirtti. Suiçer aynı zamanda HÜDA PAR’ın TBMM’de bulunan 4 Milletvekilinin verdiği soru önergelerini ve içeriklerinin önemini anlattı.
“BU KARDEŞLİĞİ PEKİŞTİRİRSEK HEM KÜRTLER KAZANACAK HEM TÜRKLER KAZANACAK”
Başkan Suiçer, “Devlet Bahçeli terörsüz Türkiye sürecini gündeme aldı. HÜDA PAR olarak 2012 yılında, yani kurduğumuz yıldan bugüne kadar aynı şeyi tekrarlamıştık. Çocuklarımızın, gençlerimizin elinde kalem olması gerektiğini silah olmaması gerektiğini anlatmıştık. Çocuklarımızın, gençlerimizin mezara girmemesi için elimizden geleni yapacağımızı söylemiştik. ‘Kürt gençleri hem asker, polis kardeşçe yaşayalım birbirimizi öldürmeyelim. Kimse kimseyi öldürmesin‘ demiştik. Yani silahsız terörsüz bir Türkiye'yi ilk günden beri savunmuştuk HÜDA PAR olarak. Türklerin ve Kürtlerin kardeş olduğunu, üst kimliğimizin İslâm olduğunu söylediğimiz zaman Türkiye'de Milliyetçi kesim ‘bunlar yeşil veya yeşil PKK ya da bunlar da kürdistanı istiyorlar’ dediler. Biz bu şekilde ağır hakaretlere maruz kaldık. Diğer taraftan Kürt milliyetçileri bizlere Türkleşmiş olduğumuzu ve Türklerle iş birliği yaptığımızı, seçime de bu yüzden beraber girdiğimizi söylediler. Oysa biz, kurulduğumuz tarihten beri terörsüz Türkiye’yi destekliyoruz. Kürtlerle Türklerin kardeş olduğunu, 1071'den beri beraber yaşadığımızı, Kudüs'ün fethinde Türkler de Araplar da vardı. İstanbul'un fethinde yine Kürtler, Araplar, Türkler de vardı. Bin yıl beraber yaşadık bu kardeşliğimizin devam etmesi için terörsüz Türkiye'yi destekliyoruz. O gün bizi suçlayan Türk Milliyetçileri ve Kürt milliyetçileri bugün HÜDA PAR'ın savunduğu tezlere geldi. Bugün Türkler de Kürtler de artık terörsüz bir Türkiye için el ele verdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın da yapmış olduğu açıklamada belirttiği gibi Türkler, Kürtler ve Araplar bu ülkeyi birlikte kurmuşlar. İstanbul'u birlikte fethetmişiz. Hatta Kudüs'ün fethinden bahsetti, bu da bizi daha sevindirdi. İnşallah Kudüs ittifakı kurulur Türkler, Kürtler ve Araplar Kudüs'ün fethine de inşallah sebep olur.
Terörsüz Türkiye’nin kurulması için hükümet ve partiler Ankara’da, mecliste bir birliktelik oluşturdular. Ama Türkiye’de 50 yıllık bir terör sorunu vardı. Bu durum Türkler ve Kürtler arasında çok derin çatlaklar oluşturmuştur. Bu konuda basına ve sivil toplum kuruluşlarına çok iş düşüyor. Diğer partilere de çok iş düşüyor. Akademisyenlerimize, sanatçılarımıza, yazarlarımıza sesleniyorum. Bu kardeşliği yeniden oluşturmak gerekiyor. Aradaki derin çatlağı inşallah kaldırabiliriz. Buradan çağrımız olsun. Herkes elini taşın altına koyarsa ve bu kardeşliği pekiştirirsek hem Kürtler kazanacak hem Türkler kazanacak. Büyümek istiyorsak bunu yapmak zorundayız” dedi.
“ÇİFTE VATANDAŞLIĞI OLAN İSRAİLLİLERİN TÜRK VATANDAŞLIĞI İPTAL EDİLSİN”
HÜDA PAR Milletvekillerinin TBMM’de verdiği soru önergelerinden de bahseden Başkan Suiçer, “Hüda Par’ın 4 tane Milletvekili var. Mecliste grubumuz olmadığı için Milletvekillerimizin yılda bir kere önerge verme hakkı var. Bizler bu konuda birinci önergemizi Türkiye’de çifte vatandaşlığı olan İsraillilerin gidip İsrail’de mazlum Gazze halkına saldıran ve onları katledenler için verdik. Onların Türkiye’deki vatandaşlığının kaldırılması, mal varlığına el konulması ve el konulan malların da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na devredilmesini ve gençlerimizin evlendirilmesi için kullanılmasını istedik. Ve bu İsrailli vatandaşlar buradan ne acıdır ki Fas'a gidiyorlar. Müslüman bir ülkeye, Fas'a gidiyorlar. Oradan da İsrail'e geçip askerlik yapıyorlar. Bazı haberlere göre sekiz bin, bazılarına göre on bin kişinin orada savaştığından ve askerlik yaptığından bahsediliyor. Bunların açığa çıkarılması için, vermiş olduğumuz önerge doğrultusunda mutlaka araştırma yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu, ülkemizin geleceği açısından büyük önem taşıyor.
Örneğin, son olarak İran'daki İsrailli ajanların yaptığı tahribatı hepimiz gördük. O yüzden Türkiye'nin bu meseleye daha fazla önem vermesi, bu yapıların üzerine daha kararlı bir şekilde gitmesi gerekiyor.
İkinci önergemiz ise sahada karşılaştığımız bir başka soruna dairdir. Sahada geziyoruz, vatandaşlarla konuşuyoruz. Herkesin şikayet ettiği konulardan biri de ailenin korunması meselesidir. Bu kapsamda, ailenin kurulması ve korunmasıyla ilgili bir önerge sunduk. Türkiye'de LGBT propagandası ve cinsiyetsizleştirme faaliyetlerinin dışarıdan finanse edildiğine inanıyoruz. Bu LGBT derneklerinin Avrupa'dan ve Amerika'dan çok büyük destekler aldığı ve bu etkilerin aile yapımıza kadar indiği kanaatindeyiz. Bunu sahada da net bir şekilde gözlemliyoruz. Bu nedenle bu konuyla ilgili de bir önerge verdik.
Bir diğer önergemiz de, malumunuz, Leman dergisinin Hz. Muhammed’e (s.a.v.) yönelik karikatürlü hakareti üzerineydi. Bu olaydan bir hafta önce, dini değerlere hakaret edenlerin beş yıla kadar cezalandırılması yönünde bir önergemiz vardı. Şu anda bu önerge Meclis'te bekliyor. Diğer partilerin de bu önergelere destek vereceğine inanıyoruz. Hatta şunu da söylüyoruz: İlla ki HÜDAPAR’ın önergesi olması şart değil. İsterseniz AK Parti ya da başka bir parti getirsin; biz yine destek vereceğiz. Amacımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Bu konuda samimi bir çalışmamız var” şeklinde konuştu.
“RABBİM BİR DAHA BÖYLE HAİN DARBE GİRİŞİMLERİNE FIRSAT VERMESİN”
HÜDA PAR Elazığ İl Başkanı Metin Suiçer açıklamasını şu ifadelerle sonlandırdı: “Bugün 15 Temmuz. O hain darbenin 9. yıl dönümü. Ne acıdır ki, dokuz yıl önce bu geceydi… Dışarıdan desteklenen ve Türkiye'nin içinde örgütlenen hain bir yapı, 251 şehit verdirdi bize. İki binden fazla vatandaşımız da gazi oldu. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyoruz.
Türkiye’nin ekonomik kaybı bir şekilde telafi edilebilir. Ancak, o günlerde Türkiye’nin beyin takımını kendi okullarına çekerek, en zeki öğrencileri yurtdışına götüren bu yapının, ülkemize verdiği en büyük zarar beyin göçü oldu. Bu, Türkiye için büyük bir kayıptı. Rabbim bir daha böyle hain darbe girişimlerine fırsat vermesin”