ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIYOR
BAŞAK MERAL GÜNDÜZ/Apandisitin en önemli belirtisi karın ağrısının, başka rahatsızlıklarla karıştırılması dolayısıyla istenmeyen sonuçlar yaşanabildiği bildirildi.
Özel Doğu Anadolu Hastanesi doktorlarından Op. Dr. Feridun BAYSAL kış aylarında karın ağrısı şikayetiyle daha fazla karşılaşıldığını söyledi.
Apandisit oluşumunun büyük oranda, organın iç kısmının tıkanmasından kaynaklandığını belirterek sorularımızı yanıtladı;
APANDİSİT NEDİR?
Körbağırsağın apandis denen solucansı uzantısının iltihaplanması apandisit olarak bilinir. Çok sık rastlanan ve özellikle yetersiz tedavi sonucu yol açacağı tehlikeli komplikasyonlardan ötürü korkulan bir hastalıktır. Günümüzdeki antibiyotik olanaklarına karşın bu ikincil hastalıkların en ağın peritonit yani karın zarı iltihabıdır. Apandis içinden besinlerin geçmediği küçük bir bağırsak çıkıntısıdır. Hareketli ve esnek bir boru biçiminde olan bu çıkıntı kalınbağırsağın başlangıç bölümü olan körbağırsağa, incebağırsakla birleşme yerinin hemen gerisinde bağlanır. Genellikle eğik biçimde gövde eksenine doğru uzanır. Bu normal konumunun dışında leğen içine, karaciğer altına ya da sol böğüre doğru da yerleşebilir. Alışılmış yerinin dışında bulunan apandisin iltihaplanması, belirtileri değerlendirmede ve hastalığın tanısını koymada güçlükler yaratır. Apandisin anatomik yapısında üç katman göze çarpar. Dış yüzeyi seröz (sıvı içeren) bir zar örter. Bunun altında kas katmanı ve en içte de lenf dokusunca zengin, girintili çıkıntılı bir mukoza yer alır. Lenf dokusunun bolluğundan ötürü apandise "bağırsak bademciği" de denir.Apandisit en sık 30'lu yaşlarda görülmektedir. Çocuklarda ise 4 - 6 yaşlarında daha sık rastlanmaktadır. Apandisitin belirtilerinin başında karın ağrısı gelir. Ağrısı 4 ile 6 saat sürer, çoğalma ve azalma gösterebilir ancak tamamen yok olmaz. Bazı hastalarda ağrı karnın üst ve orta kısmında başlar ve sağ alt kısma doğru yer değiştirir. Bazı hastalarda ise sağ alt kadranda başlayıp orada kalır. Apandisit ağrısı sırtta, sağ ve sol kasıkta, mesane üstünde hissedilebilir.
NEDENLERİ NELERDİR?
Apandisin iç boşluğu çok dardır. Bağırsak florasında bulunan bütün mikroorganizmalar burada da yaşar. Apandis genellikle bu mikroplara karşı yeterince dirençlidir. Ama bazen çoğalan mikroplar hastalık yapıcı özellik kazanır. Böylece apandisin iltihaplanma süreci başlar. Mikropların hastalık yapıcı özellik kazanmalarını sağlayan en önemli olay, apandis iç boşluğunun tıkanarak körbağırsakla bağlantısının zayıflamasıdır. Mikropların burada durağan biçimde kalmasıyla apandis duyan iltihaplanır. Tıkanmanın birçok nedeni vardır. Bunlar arasında yoğun mukus tıkaçları, bağırsak solucanları, apandisin çok uzun olması, duvarlarında hareketi zorlaştıran köşelerin bulunması ya da kiraz gibi meyvelerin takılı kalan çekirdekleri sayılabilir.
GÖRÜLME SIKLIĞI;
Antibiyotiklerin yaygın biçimde kullanıma girmesiyle apandisit olgularının sayısı azalmıştır. Gene de bütün cerrahi girişimlerin yüzde 2 si apandisit nedeniyle yapılmaktadır. Bebeklik çağında ender görülen apandisit, çocukluk ve özellikle ergenlik çağında çok sık ortaya çıkar. Daha sonra görülme sıklığı azalmakla birlikte her yaşta gelişebilir ve her iki cinste de eşit oranda görülür. Bazı hastalarda akut apandisit kendiliğinden geriler. Ama olguların yarısında bu krizler yineler ve kesin tedaviyi gerektirir. Hastalığın akutla kronik arası ve kronik biçimlerinden de söz edilir. Akutla kronik arası olgular çok ender değildir. Buna karşılık kronik apandisite düşünüldüğünden çok daha az rastlanır; hatta kronik apandisit tanısının birçok olguda sağlam bir temeli yoktur.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Apandisitin belirtileri deneyimli bir hekimi bile tanı koymada zora sokabilir. Akut apandisit özellikle çocuklarda iştah kaybı, bulantı ve kusmayla başlar. Ateş hastalığın tipik bir belirtisi değildir. Koltuk altından ölçüldüğünde hiçbir zaman çok yüksek çıkmaz. Ama makattan alınan vücut sıcaklığı her zaman daha yüksektir. Ağrı en önemli belirtidir. Birkaç kez kusmayla birlikte sancı biçiminde ortaya çıkar. Önceleri aralıklı gelen ağrı gittikçe şiddetlenir ve süreklilik kazanır. Apandisit ağrısı göbek çevresi ve karın üstü bölgelerinde başlar; daha ender olarak bütün karında duyulur. Daha sonra karnın sağ alt bölgesine kayar. Ağrının göbek ile böğür kemiği ön dikeni arasındaki bu yeri çok tipiktir. Bazen şiddetle başlayan ağrı daha sonra hafifler. Bu durum yanıltıcıdır; hastaya rahatsızlığının bittiği duygusunu verir. Oysa ağrı azalırken akut krizin öbür belirtilerinde gerileme görülmezse, örneğin, hızlı olan kalp atışları yavaşlamaz, kas sertliği çözülmezse bu durum apandisitin en korkulu komplikasyonu olan karın zan iltihabının geliştiğini gösterir. Hastanın muayenesi sırasında kolayca akut apandisit tanısına varılabilir. Karnın sağ alt bölgesinin elle muayenesinde kasların korunma amacıyla kasılması sonucu sertlik görülür. Belirli noktalara bastırılması şiddetli ağrı verir.
APANDİSİT TİPLERİ ;
Belirtilerin şiddeti ve hastalığın ağırlığı yalnız apandis iltihabının niteliğine bağlıdır. Akut apandisitin başlıca üç tipi vardır: Mukuslu, irinli ve kangrenli. Cerrahi uygulamada en sık mukuslu apandisite rastlanır. Mukus salgısının arttığı bu tipte apandis iyice iltihaplanmış, gergin ve büyümüştür. Üzerindeki periton ise alışılmış parlaklığını yitirerek hafif matlaşmıştır.
Mukuslu apandisit hastalığın en hafif tipi olmasına karşın, zamanında müdahale edilmezse irinli apandisite dönüşebilir. İrinli apandisitte, apandis iç boşluğunda ve duvarında biriken irin birçok apse odağı oluşturur. Bu apselerin ülserleşerek apandis dışına açılmasıyla kaçınılmaz olarak periton iltihabı gelişir. Akut apandisitin irinli tipinde körbağırsak ve incebağırsak bağlantı bölgesi gibi apandis yakınındaki bağırsak bölümleri de iltihaplanır.
Son olarak, apandis damarlarının pıhtıyla (tromboz) tıkanması sonucunda kangrenli apandisit gelişir. Başka bir deyişle, apandis gelen kanın ve dolayısıyla oksijenin azalması, doku ölümüne (nekroz) ve apandisin bağırsaktan kopmasına yol açar. Kopan apandisin ve körbağırsağın içindekiler kayın zarı boşluğuna yayılınca çok ağır bir peritonit oluşur.
APANDİSİT Mİ KARIN AĞRISI MI?
Apandisitte ağrı önce tüm karında, daha sonra karnın sağ alt bölgesinde şiddetli bir şekilde hissedilir.
Apandisitten söz açıldığı zaman birçok kişi bu organın yerini karın bölgesinde tam olarak göstermeye çalışır. Oysa apandisit apandis denilen, kalınbağırsakla incebağırsağın birleşme yerinde bulunan bir organın adıdır. apandisit sonucunda oluşan ağrının önce tüm karında hissedildiğini, daha sonra karnın sağ alt bölgesine yerleşerek, uykudan uyandıracak, yolda yürümeyi zorlaştıracak kadar şiddetli bir şekilde hissediliyor.“Apandisit iltihaplanıp şiddetli ağrılara yol açmaya başlayınca hemen doktora gitmeyi ve acilen ameliyat olmayı gerektirir. İlaçla tedavi edilmesi diye bir durum söz konusu değildir. Apandist genellikle şişmeye başlıyor. Halk arasında patlama denilen durum ortaya çıkıyor. Çevre dokulara iltihap yayılıyor. Ardından da tüm karın içine yayılıyor. Eğer delindiyse hastanın taburcu edilmesi yaklaşık bir haftayı buluyor. Bu süreçte de daha fazla antibiyotik alınması gerekiyor. Şayet tanı gecikirse ve apandisit patlarsa ileride karın içinde yapışıklıklar oluşuyor ve bu durum kadınlarda kısırlık nedeni. Bu nedenle acil ameliyat edilmesi gerekiyor.
BULANTI VE İŞTAHSIZLIĞA DİKKAT;
Çocuklarda ve yaşlılarda tanı gecikebiliyor. Çocuklar dertlerini anlatamıyor, yaşlılar da ifade etmekte sıkıntı yaşıyor, patlıyor” diyor. Apandisit ameliyatlarının yüzde 90’ın üzerinde laparoskopik yöntemle yapılıyor tanı koyarken bazen bulguların yumurtalık kistleriyle karışabiliyor.
Apandisit ağrısının diğer karın ağrısına neden olan hastalıklardan ayırt edilmesi büyük önem taşıyor. Hastaların bunu ayırabilmesi mümkün değil.
APANDİSİT NASIL BAŞLAYIP GELİŞİYOR?
Apandisitte, gün içinde genel bir karın ağrısı oluşuyor, bu ağrıya hafif bulantı, iştahsızlık da eşlik ediyor. Ağrı sağ kasık bölgesine odaklanıyor. Kişi yürürken sıçrıyor, sağ kasık bölgesinde aşırı bir ağrı duyuyor. Ağrı kişiyi gece yarısı uykudan uyandıracak kadar şiddetleniyor. Bu nedenle ağrı kesicilerin çok kullanılmasını istemiyoruz. Çünkü ağrı kesici kullanılması belirtileri ortadan kaldırıyor. Geçmeyen karın ağrıları söz konusu olduğunda ağrının apandisitten kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilmesi lazım.
HASTALIK GİDİŞİNE BIRAKILIRSA, YANİ TANISI KONMAZ YA DA HASTA AMELİYATA İZİN VERMEZSE NASIL BİR GELİŞME GÖSTERİR?
Bazı iyi huylu olgularda ağrı, kusma ve ateş birkaç gün içinde kendiliğinden azalır ve hasta o an için kendini "iyileşmiş" hisseder. Ama "o an" geçicidir, çünkü kolayca atlatılan bu ilk krizi kaçınılmaz olarak ikincisi izler. İkinci krizin ortaya çıkış zamanı değişkendir ve arada geçen süre hastalığın kronikleşmesine yol açacak ölçüde uzayabilir. Bu iyi huylu olguların dışında bazen de 3. ve 4. günlerde periton tepkisi gelişir. Bunun sonucu olarak böğür çukurunda elle hissedilen, sınırları belirsiz, oval bir kütle belirir (plastron). Yatakta dinlenme, karna buz koyma ve antibiyotik tedavisiyle plastron birkaç haftada geriler. Bir başka olasılık da apandisitin yaygın peritonit gibi ağır hastalık durumuna doğru gelişmesidir. Yaygın karın zarı iltihabında belirtiler çok şiddetlidir; ağrı bütün karında duyulur, kusma sıklaşır, hıçkırma belirir ve ateş 40 C ye kadar çıkar. Hasta endişeli, sıkıntılı, solgun, yüz hatları gerilmiş görünür; dudaklar ve özellikle dil kurumuştur. Acil girişimde bulunulmazsa hasta ölür.
APANDİSİT AĞRISININ BAŞKA RAHATSIZLIKLARLA KARIŞTIRILABİLİYOR DOĞRU MU?
Apandisit ağrısı genellikle mide - bağırsak iltihabı, kadın hastalıkları, safra kesesi ve pankreas iltihabı gibi diğer hastalıklarla karıştırılabiliyor. Karın ağrısı teşhisinin net konulabilmesi için hastanın 24 - 48 saat kontrol altında tutulması gerekiyor.