Elazığ'da 7. Uluslararası Dirençlilik Kongresi başladı
Fırat Üniversitesi ev sahipliğinde 7. Uluslararası Dirençlilik Kongresi'nin ilk oturumu gerçekleştirildi.
Fırat Üniversitesi ev sahipliğinde; T.C. Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim ve Afet Politikaları Kurulu himayesinde, AFAD, Türk Kızılay, İstanbul Teknik Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi iş birliğiyle 7. Uluslararası Dirençlilik Kongresi yapılan açılış konuşmalarıyla ilk oturumu tamamlandı.
Geçmişten ders alarak yeniden yapılanma ana temasıyla Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan kongrenin ilk oturumuna Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu, Türk Kızılayı Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, AFAD Afetlerle Müdahale Genel Müdürü Dr. Sadi Ergin, Fırat Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yılmaz, Türkiye Sigoorta Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Taha Çakmak, ELFED Genel Başkanı Kazım Gökhan Elgin, Kandilli Rasathanesi Müdiresi Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, JIKA Türkiye Ofisi Başkanı Daisuka Watanabe, Fırat Üniversitesi öğretim üyesi ve kongre düzenleme başkanı Prof. Dr. Kürşat Esat Almayaç, akademisyenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Kongre açılış konuşmasında konuşan JIKA Türkiye Ofisi Başkanı Daisuka Watanabe yaptığı konuşmada “ Japonya ve Türkiye uzun zamandır doğa kaynaklı afetlerin özellikle depremlerin yarattığı afetlerin zorluklarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bugün bir araya geldiğimiz Elazığ şehri, bu gerçekliğin güçlü bir sembolüdür. Japonya’da ‘talihsizliği fırsata çevirmek’ diye bir atasözü vardır. Bu felaketler gibi trajik olayların bile bilgelik ve çaba ile olumlu bir değişime dönüşeceği anlamına gelir. Bu dayanıklılığın özünü tam olarak yansıtmaktadır” diye kaydetti.
Kandilli Rasathanesi Müdiresi Prof. Dr. Nurcan Meral Özel yaptığı konuşmada “Günümüzde iklim değişikliği, kentleşme ve nüfus yoğunluğu gibi etkenler ülkemizde de doğal afetlerin etkilerini arttırmaktadır. Ülkemiz depremler, depremleri izleyen ikincil afetler gibi tsunamiler, heyelanlar, bunun yanında seller, yangınlar. Onlar da son yıllarda biliyorsunuz doğudu. Bu çoklu tehlikelerin etkisinde olup, eee, böyle bir coğrafyada yaşadığımız için bizim için dirençlilik bir tercih, bir seçenek değil, bir gerekliliktir” dedi.
ELFED Genel Başkanı Kazım Gökhan Elgin ise yaptığı konuşmada “Bizim deprem riskimiz var ve buna göre yerleşme yapmamız lazım. Buna göre hazırlanmamız lazım. Eğer biz öngörmezsek ve buna göre yerleşmezsek her depremde, her afette etkilenecek can ve mal kaybına, ekonomik kayba yol açacak ve bu da bizim sürdürülebilir gelişmemize en büyük engel olacaktır. Ben o nedenle bu tür kongrelerin, burada çalışılacak konuların, panellerin, konuşmaların çok faydalı olacağını, kamuoyu oluşturacağını gerek öğrencilerin, gerek akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşların ve halkın nezdinde de bir farkındalığa yol açacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Türkiye Sigorta Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Taha Çakmak yaptığı konuşmada
“Türkiye'nin büyük bir bölümü aktif fay hatları üzerinde yer alıyor ve bu gerçek bizlere her zaman şunu hatırlatıyor. Afetlere karşı hazırlık ve tedbirli olmak bir tercih değil bir zorunluluktur. 2023 yılında ülkemize yaşanan felaketi Rabbim bir daha göstermesin asrın felaketi sadece binalarımızı değil hayatlarımızı, ekonomimizi ve toplumsal dayanışma gücümüzü de sınadı. Çok şükür bu zorlu sınavdan da üstesinden gelerek çıktık. Ülkece bu süreçte gördük ki afetlerde mücadele edilen etkin yol güçlü bir toplumsal bilinç ve gördük ki sigortalılık bilincini artırmak dirençliğin en önemli parçalarından birisi. Çünkü; sigortalı olmak afet anında kayıpları telafi etmenin ötesinde yeniden ayağa kalkabilmenin, hayata güvenle devam edebilmenin en güçlü teminatıdır. 2023 yılında yaşadığımız büyük deprem sonrasında Türkiye sigorta olarak elimizi taşın altına koyarak gerek hasar ödemelerinde gerekse sosyal sorumluluk projelerinde depremzedelerimizin yanında yer alan vatandaşlarımızı yükünü hafifletmeye gayret ettik. Deprem bölgesinde sosyal hayatın ve sigorta faaliyetinin yeniden canlanmasına yönelik çalışmalarımıza aralıksız devam ettik. Sigortacılık sadece bir finansal faaliyet değil, vatanımıza, milletimize karşı bir sorumluluk olarak görüyoruz. Afetlerin yarattığı kayıpları telafi etmek, vatandaşımızın ekonomik hayatına yeniden tutulmasına destek olmak ve sosyal hayatı güçlendirmek için buralardayız. Biliyoruz ki dirençli şehirler güçlü bir ekonomi, bilinçli bir toplum ve sigortalık oranların yükselmesi de mümkün olacaktır. Hep birlikte daha bilinçli, daha dirençli ve daha güçlü Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz” diye kaydetti.
Fırat Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yılmaz yaptığı konuşmada “Afetlerde sadece depremlere, sellere ya da yangınlarla mücadele edilmemekte. Aynı zamanda bilinç eksikliği, plansız şehirleşme ve yetersiz hazırlıkla da mücadele edilmektedir. Bu nedenle dirençli kentler kavramı artık akademik bir terim olmaktan çıkmış, yaşamın, kalkınmanın ve sürdürebiliriliğinin temel bir şartı haline gelmiştir. Dirençli bir şehir sadece güçlü binalarla değil, bilinçli bireylerle, planlı yönetimle ve bilim temelli kararlarla inşa edilir. Fırat Üniversitesi afetlerin merkezinde yer alan bir şehirde bulunmanın sor hareket eden, bilimsel bilgi üretimini sahaya taşıyan bir kurumdur” diye aktardı.
AFAD Afetlerle Müdahale Genel Müdürü Dr. Sadi Ergin “Tabii ki dirençlik bizim için şu an müdahaleden çok daha kıymetli bir hadise. Risk azaltmayla ilgili hususlar afetin yönetiminde en büyük önceliğimiz olduğu için biz kendimizi hep müdahale olarak ikinci planda tutmayı hatta bize hiç iş düşmesini arzu eden bir ekibiz. Ne yazık ki JİKA’nın yaptığı faaliyetleri ya da uluslararası alanda risk azaltmada ileri seviyede olan ülkeleri izlemekle birçok eee hususta kendimize ödev çıkarıyoruz biz de. İnşallah risk azaltmayla ilgili ve dirençlilikle ilgili hem kongreleri hem çalışmaları hem akademik faaliyet hem de iyi risk azaltma planlarıyla illerimizdeki riskleri azaltmaya yönelik çalışmaları öncelersek müdahale ile ilgili işleri de ikinci plana o zaman bırakmış oluruz diyoruz” dedi.
Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları yaptığı açılış konuşmasında “Nice değerleri ve bağrında yaşatan bu şehir aynı zamanda büyük depremlerle sınanmış bir şehirdir. Bu buluşma hepimizin ortak sorumluluğu olan afetlere karşı dirençli şehirler oluşturma hedefi açısından son derece kıymetli bir adımdır. Zira ortak gayemiz daha güçlü, dirençli ve afetlere daha dayanıklı şehirler inşa etmektir. Bu coğrafyada depremle yaşama kültürünü edinmemiz lazım. Bizler Elazığ Belediyesi olarak 2019'dan bu yana bu bilinçle hareket ediyor, kentsel dönüşümden altyapı çalışmalarına, AFET eğitimi ve toplanma alanlarına kapsamlı bir hazırlık süreci yürütüyoruz. Afet öncesi hazırlık kavramı bizim için temel bir yönetim anlayışına dönüşmüştür. Kentsel dönüşümü bir inşaat faaliyeti olarak değil, şehir güvenliğinin teminatı olarak görüyoruz. Sadece bugünü değil, geleceğimizi de güvence altına alacak adımlar atıyoruz. Zira görevimiz sadece bugünümüzle sınırlı değil. Gelecek nesiller için de güvenli şehirler inşa etmeliyiz. Bunu da ancak toplumun tüm kesimleriyle oluşturacak ortak bilinç ve kararlılık da sağlayabiliriz. Deprem kuşağında yer alan şehrimizde ilmin ve bilimin ışığında dirençli ve güçlü bir şehir inşa etmek adına var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.
Türk Kızılayı Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz yaptığı konuşmada “Afet dediğimiz zaman aslında bir tehlike kavramı var. Afet tehlikesi özellikle Türkiye'nin bulunduğu iklim koşullarına, bulunduğu coğrafyaya baktığımız zaman çoklu tehlikelerle karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Bu bizim değiştiremeyeceğimiz faktör. Ama zarar görme riski dediğimiz zaman aslında tehlikenin yanına iki tane daha kavram geliyor. Bunlardan bir tanesi maruziyet, bir tanesi de dirençlilik kavramı. Eğer dirençliliğimizi arttırabilirsek, eğer maruziyetimizi azaltabilirsek ne kadar tehlike, afet tehlikesi olursa olsun zarar görme riskini azaltmamız son derece mümkün olacak. Bunun için aslında topyekün mücadele gerekiyor. Toplum temelli mücadele gerekiyor” diye konuştu.
Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu ise yaptığı konuşmada “Bizim toplum olarak, devlet olarak, millet olarak artık bu mülkiyet kavramına ciddi anlamda yeniden bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Şehirlerde en büyük sorun, Sayın Belediye Başkanımız da burada kentsel dönüşüm sürecinde herkesin kendi gayrimenkulünü en değerli olarak görüp hiçbir şekilde vazgeçilmez, 1 santim geri adım atılmaz olarak görüp değerlendirmesidir. Oysa vatandaşlarımız aracını her 2-3 yılda bir yenilemektedir. Perdesini 5 yılda bir yenilemektedir. Mutfağını yenilemektedir. Ama binasıyla ilgili en temel yani iskeleti maalesef tamir etme veya iskelete dikkat etme ile ilgili olarak bir dikkat ve özel içerisinde değiliz. O yüzden burada açıkçası direncin yani dirençli dediğimiz kavramın toplum tarafından benimsenmesi, sahiplenilmesi büyük bir önem taşımaktadır. hem Doğu Anadolu fay zonuna çok yakın hem de Kuzey Anadolu fay zonuna çok yakın. Dolayısıyla da afetsellik açısından oldukça yüksek bir noktadayız. Tokat ve Gölbaşı'ndaki tecrübelerden sonra Tokat'a döndüğümde Tokat'ta da Bir mobil mutfak aracı yapmıştık. Yine Elazığ'da da 5 bin kişiye ulaşabilecek mobil mutfak aracını hizmete aldık. Çünkü; onun ne kadar büyük bir önemin olduğunu bizzat yaşayarak şahit olmuştuk. Şimdi farklı bazı planlamalarımız var AFAD'ta. Sürekli olarak toplantıları yapıyoruz. Yine üniversitemizde bir protokol yaparak afet bilinci dersini Elazığ'da Fırat Üniversitesi'nde sosyal seçmeli ders haline getirdik ki bunun da ben son derece önemli olduğunu inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Açılış konuşmalarının ardından kongrenin ilk oturumu sona erdi. Kongre öğleden sonra yapılacak ikinci oturumla devam edecek . Kongre 14-15 Ekim tarihlerinde Akgün Otel’de yapılacak oturumlarla sona erecek.