ELAZIĞ'DA KÜLTÜR VE SANAT

Kendimizi göklere çıkarmak yerine kendi kendimizi tenkit etme ve kendi kendimize bir çekidüzen vermemize ne derseniz sevgili okurlarım!

ELAZIĞ'DA KÜLTÜR VE SANAT
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kendimizi göklere çıkarmak yerine kendi kendimizi tenkit etme ve kendi kendimize bir çekidüzen vermemize ne derseniz sevgili okurlarım!..

         İşimiz gücümüz palavra atmak.

         O kadar alıştık ki bu palavralara hiçbir gerçeği görebilme imkânımız yok.

         Bu gün sayfamın el verdiği ölçüde birkaç konuya değineceğim.

Bu konuları sizlerin bilgisine arz edeceğim. Bakalım sizler ne diyeceksiniz?..

                                 HAZAR ŞİİR AKŞAMLARI

 

         Bu konuya dünkü yazımızla da değinmiştik bu günde değinelim.

         Geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiğimiz 23.Uluslar Arası Hazar Şiir Akşamlarında istisnalar kaideyi bozmasa da tam anlamıyla sükûtu hayale uğradık.

         Şehrimizi yurt içi ve yurt dışında en iyi temsil eden böylesine devasa ve muhteşem bir organizede gerek idarecilerimiz gerekse halkımız bu etkinliğe sahip çıkmamışlardır.

Oysa bu etkinlik şehrimiz için çok önemli bir markadır.

Şehrimizin tanıtımı ve turizmi için oldukça önem arz eden bir organizasyondur. Böyle bir organizasyonda salonlar tıklım tıklım dolmalı, hatta izdihamlar yaşanmalıydı.

Ne yazık ki idarecilerimiz, halkımız ve esnafımız tarafından beklenilen ilgi ve alaka gösterilmemiştir.

Böyle bir durumda elbette ki kaybeden bu şehrin kültürü, bu şehrin esnafı ve bu şehrin idarecileri olmuştur.

 

                             DEVLET KOROSU

 

30 Mayıs 2016 günü akşamı Elazığ Devlet korosu Şef Kenan Çimtay yönetiminde İstanbul’un fethi ile ilgili muhteşem bir programı sahneye koydu.

Gerek koronun,  gerekse çok değerli solistlerimizin seslendirdiği İstanbul şarkıları o kadar dikkatlice seçilmiş ve sahneye konulmuştu ki takdir etmemek duygulanmamak mümkün değildi.

Ben burada başta koro Şefi Kenan Çimtay olmak üzere bütün ses ve saz sanatçılarımızı coşkuyla alkışlıyor başarılarının devamını diliyorum.

Ancak bu konsere gerekli ilgi ve alakayı göstermeyen evinde oturup desti izdivaç programlarını izleyen yönetici, idareci ve halkımızı da kınıyorum.

Şehrimizin kültürel yönde ufkunu açacak bu gibi etkinliklere sahip çıkılmamasını anlamakta zorlanıyorum.

Bu millet kültüre sanata bu kadar mı duyarsız hale geldi. Bunun sebeplerini bilmemiz mümkün değil.

Hani Elazığ kültürün, sanatın, şiirin, musikinin, edebiyatın başşehri idi?

Koro salonuna baktığımızda bunlara inanmak mümkün değil.

Giriş ücretsiz ve halka açık olmasına rağmen tıklım tıklım dolması gereken salonun dörtte üçü boştu.

Böyle bir duyarsızlık karşısında üzülmemek mümkün değildir.

                                              ***

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından birisi kopmuş demektir” sözü sanki bugünler için söylenmiş sözler gibi geliyor bize. 

 

                       KAYBEDİLEN DEĞERLER

 

Bizim bu duyarsızlığımız çok şeyler kaybetmemize sebep oluyor. Dönüp de çevremize baktığımızda bırakınız gençlerimizi yetişkinlerimizin bile cep telefonlarının esiri olduğunu görüyoruz. Yaşantılarının her karesinde cep telefonu var.

Okumak yok,

Öğretmek yok, 

Üretmek yok,

Kültür yok, sanat yok.

Baba parasıyla, koca parasıyla hovardalık yapıyorlar.

Kahveler, kafeler tıklım tıklım dolu.

Bu değirmenin suyu nereden geliyor belli değil…

 

                        TOPLUMSAL OLAYLAR

 

Eskiden bu şehre bir şehit cenazesi geldiğinde yer gök bayraklarla donatılır caddeler sokaklar insanlarımıza yetmez olurdu. İnsanlarımız “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sözleriyle şehri ayağa kaldırırdı.

Şimdi öyle değil.

Bir şehit cenazesi geçtiği vakit trene bakar gibi bakıyoruz.

Hiçbir tepki göstermiyoruz.

Duygularımızı şaha kaldıramıyoruz.

Sanki üzerimize ölü toprağı serpilmiş.

Eline bir avuç tuz alanın arkasına düşüp nereye gittiğimizi bile bilmeden meleye meleye gidiyoruz.

Allah sonumuzu hayreylesin.