ELAZIĞ 'IN DAVOS TOPLANTISI
Geçtiğimiz gün alışılmışın dışında bir resme tanıklık ettik
Geçtiğimiz gün alışılmışın dışında bir resme tanıklık ettik. Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz şehrin ileri gelenlerine bir akşam yemeği vererek, “Elazığ’ın menfaatinin olduğu her yerde biriz, beraberiz ve birlikte daha güçlüyüz” mesajları verdi.
Evet özlenen tablo buydu zaten.
Yıllarca şehrin ileri gelenleri resmi toplantıların dışında keyfe keder bir araya gelip bu şehir için ‘neler yapabiliriz’ hesaplarından uzak durdu. Fikir jimnastiği yapmadık, sonra hep birlikte tribünden Elazığ’ın resmini izleyip kendi kendimize eleştiriler yaptık, hükümet kurup, hükümetler yıktık.
Dedim ya; özlenen tablo buydu. Sayın Belediye Başkanı bir ilk başlattı. Emanet edilen şehrin nasıl daha iyi yönetilebileceğini gösterdi.
Nisa suresinde aynen şöyle denir:
“Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlara hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.” (Nisâ, 4/58)
Evet, işte böyle: emanet ehil ellerde ise şehrin emanetçilerinin o emanetin en güzel şekilde nasıl korunacağının istişarelerini yapması gerekir. Her zaman, ortak paydanın şehrin çıkarları olması gerektiğini düşünürken beklediğimiz tablo karşımıza çıktı.
Sayın Yanılmaz’ın hazırladığı yemekli istişare toplantısına Elazığ Valisi Ömer Faruk Koçak, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kutbeddin Demirdağ, Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Bilgin Pişkin, ETSO Başkanı Ali Şekerdağ, Elazığ Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Ali Dumandağ, OSB Başkanı Suat Öztürk ile Elazığ Baro Başkanı Av. Adnan Demir gibi önemli isimler katıldı ve durum değerlendirilmesi yapıldı.
Ne Konuşuldu bilinmez ama bilinen o ki; çok ses getirdi bu kaynaşma.
Bu toplantının anlamı büyük ve vurgulanmak istenen gayet açık: Sayın Yanılmaz’ın yakın geleceği görmedeki gayet başarılı performansı, umarım bürokratların tamamına örnek olur.
Bir yılı dolmadan şehrin sorunlarını dert edinen bir belediye başkanı yukarda ismi yazılanları, “Yalaka” veya “Şirin” görünmek veya büyük bir eksiği kapatmak için yemeğe davet etmedi. Yara büyüktü; kapatılacak yara değildi.
Neyse….,Tek önerim gayri resmi de olsa bu tür yemek veya toplantıların periyodik olarak yapılıp, tıkanan damarların açılmasında birliktelik oluşturması.
Biz şehirde yaşayanlar yapılan hizmetlerin tamamına; bu dünyada da Mahşer Günü'nde de tanıklık edecektir.
Ben, Utanır oldum! Bir gazeteci olarak yıllardır şehrin geri kalmışlığına… Utanır oldum şehri diğer şehirlerle kıyas yapmaya, utanır oldum doğru tercih yapmadan feodal yapının kurbanı olmaya, utanır oldum aziz şehrimi 3. Sınıf iller arasında görmeye…
Evet, yapılan yemekli veya yemeksiz istişare toplantıları, şehri seven veya sevmeyenlerin karnesini hazırlayacak. Adlarını saydığımız üst düzey yöneticilerin dostlukları da düşmanlıkları da belli olacak.
Ben bu toplantıya Elazığ’ın “Davos” toplantısı adını koyacağım. Bu toplantının özümsenmesini ve hatta basına düşen görevler varsa paylaşılmasını öneriyorum.