Ekonomi düzelecek mi?
Son yıllarda çok büyük badireler atlatan Türkiye, ekonomik olarak çok zorlu bir süreçle baş başa kaldı. Hazine ve Maliye Bakanlığı'na Mehmet Şimşek'in atanmasıyla ekonomideki olumsuz tablo verisel olarak bir iyileşme sürecini işaret etse de vatandaş bu iyileşmeyi hissetmediğinden yakınıyor.
Türkiye; Sanayide, Turizm ve Savunmada adeta destan yazan bir yürüyüşü dünyayı titreterek gerçekleştiriyor. Özellikle savunma sanayiinde atılan adımlar, dünya çapında ses getiren bir etkiye kavuşurken her yeni gün yeni bir başarıyı yeni bir umudu doğruyor.
Tüm bu alanlarda başarılı bir ivme yakalayarak Türkiye Yüzyılını vatandaşa derinden hissettiren Türkiye, ekonomi konusunda aynı başarıyı yakalamış değil. Her ne kadar açıklanan verilere göre ekonominin baş düşmanı enflasyon konusu başta olmak üzere bir iyileşme süreci görünse de vatandaşlar bu iyileşmeyi hissetmediğinden yakınıyor. Vatandaşlar her konuda çağ atlayan Türkiye’nin ekonomik olarak da refaha kavuşması için artık gerekenlerin acil olarak yapılması çağrısında bulunuyor.
MERAKLA BEKLENEN ENFLASYON RAKAMLARI AÇIKLANDI
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı. Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,55 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 28,63 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32,87 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 37,15 artış olarak gerçekleşti.
118 TEMEL BAŞLIĞIN ENDEKSİNDE ARTIŞ GERÇEKLEŞTİ
Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5'li Düzey) 2025 yılı Ekim ayı itibarıyla, 18 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 7 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 118 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.
İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE'deki değişim, 2025 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre %2,43 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %29,00 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %32,52 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %36,72 artış olarak gerçekleşti.
İTO VE ENAG, VERİLERİ NASIL?
Öte yandan, İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre İstanbul'da Ekim ayında aylık TÜFE artışı yüzde 3,31 olarak hesaplandı; yıllık enflasyon oranı ise yüzde 40,84 oldu. Bağımsız akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise Ekim ayı enflasyonunu çok daha yüksek hesapladı. ENAG'a göre, aylık enflasyon yüzde 3,74 olarak gerçekleşirken, 12 aylık artış ise yüzde 60,00 oldu.
YENİDEN DEĞERLEME ORANI YÜZDE 25,49 OLDU
TÜİK'in açıkladığı rakamlarla birlikte Yeniden Değerleme Oranı da belli oldu. Buna göre vergi, harç ve cezalar için uygulanacak yeniden değerleme oranı yüzde 25,49 oldu.
BAKAN ŞİMŞEK UMUTLU KONUŞTU
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, açıklanan enflasyon verilerini değerlendirdi. Bakan Şimşek, ekonomide pembe bir tablo çizerken şu bilgileri verdi:“Yıllık enflasyon ekimde sınırlı da olsa geriledi. 2022 ve 2023 yılsonunda sırasıyla yüzde 64 ve yüzde 65 gerçekleşen enflasyon, 2024’te yüzde 44’e ve 2025 yılı Ekim ayında yüzde 32,9’a indi. Dezenflasyon sürecinde geçici dalgalanmalar yaşanabiliyor. Son dönemde bir yavaşlama gözlense de genel tablo değişmedi. Destekleyici küresel ve yurt içi koşullar sayesinde dezenflasyonun devam etmesini öngörüyoruz. Bütçe imkânları doğrultusunda, 2026 yılı için vergi ve harçlardaki güncellemenin, enflasyon hedeflerini dikkate alarak yeniden değerleme oranından daha düşük oranda yapılması hususu gündemimizde. Kalıcı fiyat istikrarı hedefimiz doğrultusunda politikalarımızı kararlılıkla uyguluyor, enflasyon üzerindeki arz yönlü baskıları azaltacak yapısal adımları atıyoruz.”
CEVDET YILMAZ: “2026 İYİ, 2027 ÇOK DAHA İYİ OLACAK”
Öte yandan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da açıklanan enflasyon verilerinin ardından ekonomiye dair olumlu mesajlar verdi.
Enflasyonda tek rakamlı günler için 2027’yi işaret eden Yılmaz, “Ekonomi Programımız üretkenliği ve rekabet gücünü artırarak enflasyonu tek haneye indirmeye ve makroekonomik dengeyi tesis etmeye odaklanmıştır. Bununla birlikte enflasyonun düşüşünü sadece rakamların ima ettiği seviye olarak ele almıyoruz. Ekonominin tüm alanlarında verimliliği artıran, güveni ve istikrarı pekiştiren, yatırım ortamını iyileştiren ve beklentilere yön veren adımlar atmaya devam ediyoruz. Yapısal reformlar yoluyla üretim kapasitesini ve rekabet gücünü artırırken, arz yönlü politikalar çerçevesinde tarımsal üretimi destekleyecek, enerji arz güvenliğini güçlendirecek ve konut stokunu artıracak adımlarımızı devreye alıyoruz. Program doğrultusunda, enflasyonda düşüş trendinin yeniden devam etmesini öngörüyor, 2026’da yüzde 20’nin altını, 2027’de ise tek haneli seviyeleri hedefliyoruz. Türkiye ekonomisi, kamu kurumları arasındaki etkin koordinasyon ve beklentilerin olumlu yönde şekillenmesiyle, program disiplininden ödün verilmeden, dezenflasyonun kalıcı tesisinde başarıya ulaşacaktır.” şeklinde konuştu.
VATANDAŞ NE DİYOR?
Ekonominin üst düzey yönetiminden gelen olumlu mesajlar ekonominin geleceğine dair umut verirken vatandaş ise iyileşme sürecini hissedemediğinden dert yakınarak bu olumlu tablonun sahaya da yansımasını istiyor.
İşte vatandaşların görüşleri:
“EMEKLİLERİ BUDADILAR”
Vatandaş 1: Enflasyon oranlarında hiçbir iyileşme yok. İnanmıyorum. TUİK verilerine zaten kimse inanmıyor. Enflasyon yıllardır kanayan yaramız. İnşallah iyi olur, hepimiz çok istiyoruz iyi olmasını ama maalesef olamıyor. Toplum da sıkıntıda. Allah yardım etsin millete diyebilecek bir şeyim yok. Devlet memuru olarak emekliyim. Emekliler olarak bizi kökten budadılar. 20 bin TL çalışan memura verdiği tazminatı emekli memura vermedi. Hükümet olarak da söz verdiler emekliye de verilecekti. Hükümet ortağı olan lider de “verelim” dedi ama vermediler. Sonum fiyasko. Devleti bekleyen insanların elinden bir şey gelmiyor. Toplum da devleti bir baba olarak görüyor, saygı duyuyor. Yapacak bir şey yok maalesef. Vermiyor verilmeyince de bir şey olmuyor. Herkes seçimi bekliyor. Vatandaş olarak sözümüzün geçeceği yer seçim.
“ALIM GÜCÜ ARTMIYOR”
Vatandaş 2: Kasaplar olarak satışlarımız ciddi anlamda düşüş sağladı. Son bir aydır satışımız yok. Alım gücü gerçekten yok, gelen müşterilerimiz indirimli fiyat soruyor. Enflasyon bakımından alım gücü düştü. Hiçbir şekilde iyileşme söz konusu değil. Git gide daha da kötü oluyor. Bu durum hem esnaflara hem de vatandaşa yansıyor. Bayağı esnafımız burada kepenk kapattı. Bunlara da şahit olduk, biz de yeni dükkânı açtık.
“İDARE EDEMİYORUZ”
Vatandaş 3: Emekliyiz para yetmiyor. 15 bin TL para alıyoruz. 400-500 TL elektrik ödüyoruz, hiçbir şekilde idare edemiyoruz. Bir kilo domates 25-30 TL.
“AİLE EVİNDE KALMAMA RAĞMEN YETMİYOR”
Vatandaş 4: Öğrenciyim, aile evinde kalmama rağmen çok da yettiği söylenemez. Okulda kantinler çok pahalı oluyor. Dışarda kendi istediğimiz gibi harcayamıyoruz. Her türlü ters oluyor bu durum.
“SOKAĞA YANSIYAN BİR DÜŞÜŞ YOK”
Vatandaş 6: Enflasyon bana göre kesinlikle düşmedi. Sokağa yansıyan bir enflasyon düşüşü yok. Bir de enflasyonun iki çeşidi var. TUİK’e göre ve ENAG’a göre var, hangisine inanalım bilmiyoruz. Ben ENAG’a inanıyorum. Sokak enflasyonu kesinlikle düşmedi çünkü cebimizdeki 2 bin 3 bin lirayla bile markete girmeye korkuyoruz. Artı yıllara göre düşünürsek şu 200 TL ilk çıktığı zaman 132 dolar alınıyordu, şimdi 4 dolar alınıyor. Ona göre hesabını siz yapın.
“BÖYLE BİR ORTAMDA DÜŞÜŞ MÜMKÜN DEĞİL”
Vatandaş 8: Enflasyon başını almış gidiyor Etin kilosu 750 TL, sebze 40-50 TL olmuş. Böyle bir ortamda enflasyonun düşmesi mümkün değil. %15 zam hem 60 bin TL maaş alana hem de 15 bin TL alana aynı oranda veriliyor. Bu nasıl adalet? Daha yüksek maaş alana daha düşük oranlı zam yapılmalı. Böyle bir sistem dünyanın hiçbir yerinde yok. 15 bin TL maaş alan emekli kuru ekmek yese bile geçinemez. Zengin daha zenginleşirken fakir daha da yoksullaşıyor. Emekliler perişan, devir zengin devri oldu; fakir adeta yok sayıldı.
