DERTLERİMİZDEN UTANIYORUM
Referandum sonrası tartışılmaya başlanan siyasal İslam'ın iflasını mı yazayım, en saçma dedikoduların bile itibar gördüğü bir şehir olmayı nasıl başardığımızı
Referandum sonrası tartışılmaya başlanan siyasal İslam’ın iflasını mı yazayım, en saçma dedikoduların bile itibar gördüğü bir şehir olmayı nasıl başardığımızı mı yazayım… Yoksa taşralı olmak ne demek onu mu yazayım diye düşünürken, internette bir haber okuyunca çok büyük mesele zannettiğimiz şeylerle aslında zamanı nasıl ıskaladığımızı ve medeni dünyanın ne kadar gerisinde olduğumuzu fark ettim.
Amerikalı zenginlerin başını çektiği Batılı hedonistler arasında yeni bir moda başlamış. Olası bir afet için Batılı zenginler çok pahalı sığınaklar alıyorlarmış. 1,5 ile 3 milyon dolar arası değişen sığınaklara talep çok fazlaymış. Hatta bir firmanın satışa çıkardığı sığınaklar anında tükenmiş…
Sığınaklar Yeni Zelanda’da yaptırılıyormuş. Ayrıca ABD’de Silikon Vadisi diye bilinen bölgede daha önce inşa edilen sığınaklar restore edilip satışa çıkartılmış.
Beş yıl süreyle hayatta kalacak şekilde dizayn edilen sığınaklarda ihtiyaç duyulan her şey varmış. Bir dolar milyarderi olası bir afet anında hayatta göz doktorunun kalmaması ihtimaline binaen şimdiden göz ameliyatı bile olmuş…
Haber bu şekilde zenginlik bunalımlarını anlatarak devam ediyor!
*****
Haberi okurken Türkiye’de konuştuğumuz meseleleri düşündüm. Sonra da Elazığ’ı…
Terör adamların gündeminde bile yok. İşsizlik, çarpık şehirleşme, yandaş zenginliği, imar katliamları, mezhep saçmalığı, kılık kıyafet komedisi, bebek ölümleri, çocuk gelinler, yoksulluk… Ve dahi angutluk! Hiçbiri gündemlerinde yok.
Var olan dünyada öyle bir seviyeye ulaşmışlar ki, başkaca bir dertleri kalmamışçasına olası bir afet için önlem alıyorlar…
Dünyaya ve dünya nimetlerine bu kadar bağlanmayı eleştirip olaya inanç açısından bakmak ve bu durumu eleştirmek bir tercihtir. Ama Batının geldiği seviyeyi anlayıp kısır tartışmaların saçmalığını anlamaya çalışmak da başka bir tercihtir…
Milyarlarca dolar harcayıp kuyruklu yıldıza uzay mekiği gönderen Batıyla dalga geçen küçük beyinli yaratıkların; sahabenin deve sidiği ile Peygamberimizin kanını içtiğini söylemesine bakıp siyasal İslam’ın iflas ettiğini konuşsak ne olur, konuşmasak ne olur?
Referandumda şu çıkmış, bu çıkmış… Adamlar kendi ülkelerini bırakıp uzayda koloni kurmanın peşindeler, biz halen daha kendi topraklarımızda huzuru tesis edememişiz.
Eğer yakın tarihimize ideolojik fanatizmin etkisi ile bakmıyorsanız, Ak Parti’nin bu ülkede 15 yılda iyi şeyler yaptığını görebilirsiniz. Eksiği, yanlışı muhakkak ki vardır.
Benim açımdan affedilmeyecek en büyük hatası eğitim konusundadır. Cumhurbaşkanımız bile eğitimde başarısız olduklarını kabul etti.
Deve sidiğini helal kılan kafanın yok olması için, FETÖ denen sapkınlığın ortaya çıkmasını sonsuza kadar engellemek için hiçbir şey yapmamışsanız, yapmadığınız gibi siyaseten karşınıza almaktan çekinip, desteklemişseniz… Daha çok referandum yaparız!
Nitelikli insan yetiştirmiyoruz. Acı olanı, böyle bir derdimiz hiç olmadı…
Yer altına sığınak yaptırıyorlarmış… Peh peh peh!
Ya bizim bu küçük taşramızda yıllarca Yimpaş Binası diye bir derdimiz bile oldu! Hangi sığınaktan, hangi uzay kolonisinden vs bahsediyorsunuz?
*****
Neyse…
Biz yine kendi çöplüğümüze dönelim! Konularımız nitelikli olmasa da, kabul edelim, keyifli! Nerde kalmıştık?
“Tayyip’in diktatör olması için hiçbir engel kalmadı.
Ne alakası var? Ümmet liderini seçecek, doksan yıllık reklam sona erecek!
Vekiller ne yapmış bu şehre, Allah aşkına söyleyin ne yapmış?
Hıyar tarlası ekecek alan kalmadı! Yeni bir Organize Sanayi bölgesine ihtiyaç var. Cazibeli hıyarlar yetiştirmemiz lazım!
Belediye Başkanını FETÖ’den gözaltına almışlar!
Yok yok, mali şube almış… Şeyyy, yabancılar şube almış!
Yav ne bileyim, almışlar işte!
Yalan dahi olsa, tutuyor ya, sen ona bak…”
*****
Düşün düşün, cevabını bulamıyorum… Acaba salaklık biyolojik bir sonuç mudur, yoksa bilinçli bir tercih midir?
Elinde ucuz sığınağı olan var mı?
İÇİM ACIYOR!
Bir şehir düşünün…
Siyasilerini, bürokratlarını, üniversitesini, odalarını, STK’larını, ilçe ve beldelerini… Hele de konuştuğu meseleleri…
Çok kıymetli istisnalar, kusura bakmayın ve dahi hepiniz birer istisna sayılın! Biri bu şehri ziyaret ettiğinde huzura çıkartacağımız en donanımlı kişimiz ilin Valisiyse, varın vahameti siz düşünün! O da içimizden çıkmadı. Devlet babanın lütfu. Bugün vaaarrr, yarın yok…
Şehrimin geleceğine dair haydigererim ölüyor, içim acıyor…
İhsan Tarakçı ağabey gelse de Lastikçi Feyzi Babayı ziyarete gitsek. Üç bardaklık demliğin sıcaklığı düzeltir belki ruh halimi…