Çürümüş Kafaların Çürüttüğü Araçlar
Ulusal basına da intikal eden bir haber, milli servetin nasıl heba olduğunu ortaya koydu.
Elazığ'da çeşitli sebeplerden ve özellikle de borçlardan dolayı hacizli duruma düştüğü için trafikten çekilen yüzlerce araç ve motosiklet yediemin otoparkında sahipleri tarafından alınamadığı için çürümeye yüz tutuyor.
Havadan çekilen görüntüler araç mezarlığını anımsatırken, araçlar arasında lüks otomobillerin ve iş makinelerinin de bulunması dikkat çekiyor. Otoparktaki araçların değerinin ise yaklaşık 500 milyon lira olduğu ifade ediliyor.
Mevcut yasa ve mevzuatlara göre borçlar ödenmediği ve hacizler kalkmadığı sürece bu araçlar sahiplerine teslim edilmiyor. Ve birçoğu yıllardan beri alanda bulunduğu için çürümeye terkedilmiş durumda.
Yeni Türkiye Yüzyılının kanunları da bu yüzyıla uygun olmalı. Evet insanlıktır ve herkesin başına ticari olarak olumsuzluklar gelebilir, iflas edebilir, icralık olabilir ve bundan dolayı da alacakları bunlara haciz koyabilir. Bu olayları hiç kimse yaşamak istemese de hayatın gerçekleri sizi bu cenderelere atabiliyor.
Yasa koyucular, bu milli servetin yediemin parklarında çürümesini izlemek yerine yeni düzenlemeler getirilebilir. Örneğin araçların sahibiyle görüşerek haciz kaldırma imkânı olup olmadığı sorulabilir, yoksa bunu açık artırma ile satılarak bundan elde edilecek paranın bir bankada döviz olarak bloke edilmesi sağlanabilir. Bu yapıldığı takdirde hem araçlar çürümeden ve hurda olmaktan kurtulur hem de mahkeme sonucuna göre bankada bloke edilen paranın değeriyle de araçların sahibi korunmuş olur.
Bu formül geliştirilebilir ya da farklı alternatifler ortaya konabilir. Yeter ki Türkiye Yüzyılını kendine mihver yapıp ortada gezip makamlarını korumak adına siyasilerin etrafında pervane olan bürokratlar yerine sorunlar karşısında çözüm üreten beyinler iş başına gelsin ya da getirilsin. Son söz: Bu araçları çürüten, çürümüş beyinli bazı bürokratlardır.