Başkanlık Sistemi Meclise mi Geliyor?

Adalet ve Kalkınma Partisi Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım'ın 'Sürekli güçlü bir siyasi iradeyi oluşturacak bir sis

Başkanlık Sistemi Meclise mi Geliyor?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Adalet ve Kalkınma Partisi Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım’ın “Sürekli güçlü bir siyasi iradeyi oluşturacak bir sistem değişikliği Türkiye'nin vazgeçilmez bir ihtiyacıdır" ibaresi başkent kulislerini hareketlendirdi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında başkanlık sistemi ile ilgili yeşil ışık vermesi AK Parti’de hareketliliği oluşturdu.  Millet için örnek bir davranış sergilemesi ve sistemin iyice kısırlaştığı bu dönemlerde gündeme başkanlık sistemini getirmesi aslında devlet anlayışının sağlam iradesine sahip bir Genel Başkan olduğunu ifade edebilirim.

Bu anayasa değişiklik teklifi ya 367'yi aşarak kanunlaşacak, ya da 330'un üzerinde kalarak referanduma sunulma teklifi siyasi hattı iyiden iyiye rahatlatacak konumdadır. Elbette mevcut sistemin güçlendirilmesi şarttır. Tabi MHP’den gelen bu teklif CHP ve HDP’den olumlu olmayacağı aşikar. Ama İster 367, ister 330, her iki onayı da sonunda elbette halkoyuna sulanacaktır. Yani son sözü yine millet söyleyecek.

15 Temmuz sonrası böyle bir sistem değişikliği halk nezdinde kabul edilir mi edilmez mi bunu zaman gösterecek. Lakin bu konuda çok dikkatli olmak gereklidir. Farklı bir ayrışmaya girmeden sistem üzerinden halkı bilinçlendirmelidir.

Başkent kulislerinde konuşulan MHP ile AK Parti arasında yaşanan yakınlaşma her ne kadar MHP’nin AK Parti çıkarlarını oluşturuyor dese de ben buna katılmıyorum. Aksine MHP’nin özellikle 15 Temmuz sonrası puan kazandığını düşünüyorum. Puan kazanması bir yana memleketin menfaati söz konusu ise ne desek boş…

Sürekli güçlü bir siyasi iradeyi oluşturacak bir sistem değişikliği Türkiye'nin vazgeçilmez bir ihtiyacı olduğunu düşünüyorum ve umut ediyorum ki; bu sistem kilitlenen kapıyı açacaktır. Son on yılda Türkiye'de başbakanlık makamının yetkisiz ve güçsüz olduğu ileri sürülemez. Kaldı ki, iktidarın kişiselleşmesi ve otoriterleşmesi, hükümet sistemi sorunu değil, demokrasi sorundur. Bunu iyi okursak elbette çıkış yönümüzü rahat buluruz.

Hülasa, Türkiye'de de, parlamenter sistemin işleyişine yapılan olağanüstü müdahaleler sistemi tıkadığında, sistem değişiklikleri gündeme gelmiştir. Eğer 2007 yılında Cumhurbaşkanı seçimi tıkanmasaydı, bu gün Cumhurbaşkanını hala Meclis seçiyor olacaktı. O halde sistemdeki bu ve buna benzer tıkanıkların çözüm yolunu Başkanlık sitemi olduğunu düşünüyorum. Rabbim ülkemiz için hayırlı olanı nasip etsin, birliğimizi, dirliğimizi bozmasın. Bozmak için uğraşanlara da fırsat vermesin…