OLMADI ŞEHİR MERYEM DAĞI'NA TAŞINSIN!

Geçenlerde konuyla alakalı bir makale okuduğumda Çimentaş Çimento Fabrikası'nın şehirden taşınmayacağına dair düşüncelerim oldukça perçinlendi

TAKİP ET
Geçenlerde konuyla alakalı bir makale okuduğumda Çimentaş Çimento Fabrikası'nın şehirden taşınmayacağına dair düşüncelerim oldukça perçinlendi.

 

Oysa üzerine yıllardır çimento toprağı serpilerek ölüm katılığı kıvamına getirilmiş Elzığ halkı, ansızın titremiş ne güzel de kendine gelmişti… Memleketin büyüğünden küçüğüne büyük bir çoğunluk sözbirliği etmişçesine 'Evet' demiş, zehirlenmek istemediğini tüm ulusa haykırmıştı. Ölüm iyiliği derler ya! İşte bu bir atımlık barutu bundanmış meğerse… Televizyonlardan, gazetelerden halka seslenişler, akil heyetlerinin oluşturulması, meydanlarda imza kampanyaları, ziyaretler, miting ve eylem organizasyonları bu ciddi konuyu, bakanlar kuruluna taşımıştı da… Ya sonuç?

 

Okuduğum makaleye gelince; bu konuyla ilgili -genel manada- oldukça dikkat çeken önemli anekdotlar var.

 

Araştırmacı yazar, '2016 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 2,9 oranında büyürken, inşaat sektörü yüzde 7.2'lik büyüme ile lokomotif oldu.' diyerek, nihayetinde sözü çimento sektörüne getiriyor ve şu bilgileri sunuyor okuyucuya…

 

Türkiye'nin Çimento üretiminde Avrupa'da 1'inci, dünyada 4'üncü, ihracat pazarında ise 3'üncü sırada olduğunu vurguluyor.

 

Ülkede üretim yapan 66 adet çimento fabrikasının geçen yıl ulaştığı 100 milyon ton çimento kapasitesinin, 68,2 milyon tonunu iç pazarda tükettiğini geri kalan kısmını da ihraç ettiğini dile getiriyor. En çok çimento ihracatı yapılan ilk 5 ülkeyi de Suriye, Amerika, İsrail, Libya ve Yemen olarak sıralıyor.

 

2018 yılında çimento kapasitesinin 110 milyon tona, 2019 yılında ise 115 milyon tona ulaşması beklendiğini, yaklaşık 30 milyon ton kapasite fazlası öngörülürken, sektör dışı oyuncuların yeni çimento fabrikaları yatırımlarına yönelmelerini (Seza Çimento gibi), bölgesel teşvik modelinin desteğine bağlıyor ve bu konuda yeni fabrikaların kurulacağından söz ediyor.

 

Türkiye'nin çimento sektöründe üst ligde oynamasını, çimento fiyatının düşüklüğüne bağlıyor yazar…

1 ton çimentonun fiyatı; Türkiye'de 40 Euro'ya satılırken, üretim kapasitesi yüzde 30'a kadar düşen Avrupa ülkelerinde bile 60 Euro'nun altına düşmediğinden bahsediyor.

 

Çimento yatırımlarını artıran İran ve Suudi Arabistan'ın ihracatçı olarak uluslararası pazarlara açılmasının ve Türkiye'nin ihracatında önemli bir yeri olan Kuzey Irak'ın da çimento fabrikaları kurmasının en çok Türkiye'yi etkileyeceğine dikkat çekerek iç pazar dinamiklerinin öneminin artacağından dem vurarak gerek üreticiye gerekse yatımcıya birçok öneriler sunuyor devamında...

 

Mesela otoyollarda asfalt yerine beton kullanılmasını öneriyor bununla ilgili yine rakamsal değerler koyuyor ortaya.

 

Kullanılan malzeme türüne göre bir metrekare yol maliyetinin; betonda 22,5 TL, kilit parke taşta 24 TL, asfaltta ise 36 TL olduğunu;

 

2016 yılı itibarıyla Karayolları Genel Müdürlüğü'nün sorumluluğundaki toplam 66 bin km'lik otoyolunda, beton yolların oranının binde 14'de kaldığını,

Bu oranın ABD'de yüzde 5, Avusturya'da yüzde 75, Belçika'da yüzde 50, Almanya'da yüzde 25 düzeyinde seyrettiğini önemle vurguluyor.

 

Ayrıca 28 milyon ton belediye çöpünden 7 milyon ton alternatif yakıt üretilip, çimento fabrikalarında kullanılmasının mümkün olduğunu ifade ediyor. Bu durumda da sektörün enerji maliyetlerinde yılda yaklaşık 300 milyon dolar tasarruf öngörüyor.

 

Yazar, çarpıcı tespitlerine devam edip gidiyor böylelikle…

 

                                              *****

'Savaşa Hayır! Kahrolsun Amerika! Kahrolsun İsrail! serzenişlerine sakın ha aldanma!' dedi Sakdigerı Mustafa ve devam etti.

Bak göri misin, sistem ağını nasıl da örmüş? Bunların hepsi birbirine kuyruğundan bağlı. Savaş bunların geçim kaynağı geçim... Zavdigerı halk da kalkmış çimento zehir saçi, şehirde istemik, Meryem dağına taşınsın diye feveran edi… Hani eylem yapilerdi? Fabrikanın önüne yatak serilerdi? Noldu?

Ele top bizden çıktı, bakanlar kurulunda deyip işin içinden sıyrılma yok… Bak! sahan söliyem… Kendisini başkalarının kurtarmasını bekleyen kişiler yalnızca kölelerdir.

 

Yav tamam, tamam… He, he… Madem ki fabrika yerinde kali, herkes topu taca ati... Olmadı, Şehir Meryem Dağına taşınsın…

 

Bakmadan Geçme