Milletvekili Işıkver: 'Düşman bile Bahçeli'nin sözüne itimat ediyor'

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Elazığ Milletvekili Semih Işıkver, Elazığ'da basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıda Türkiye'nin terörle mücadelesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, bölgesel kalkınma projeleri ve Elazığ'ın önemli gündem maddeleri hakkında kapsamlı açıklamalarda bulundu.

Düzenlenen toplantıya MHP Elazığ Milletvekili Semih Işıkver, MHP MYK Üyeleri Abdulhamit Kaya, Özmen Alp Giray Erdemir, Şuayip AK ve MHP Elazığ İl Başkanı Yunus Bal ile çok sayıda basın mensubu katılım sağladı.

Programın açılış konuşmasını yapan MHP Elazığ İl Başkanı Yunus Bal, 'Bugünkü programımızın amacı, Genel Merkezimizin başlatmış olduğu Terörsüz Türkiye sürecini anlatmak. Bu kapsamda Gaziantep'te yapılacak son toplantının ev sahibi olarak bizler de Elazığ teşkilatı olarak hem katılımcı hem de ev sahibi konumundayız. Sürecin sayın milletvekilimiz ve MYK üyelerimiz tarafından sizlere en doğru ve birinci ağızdan aktarılması amacıyla bu toplantıyı düzenledik.

Sürecin tüm saf ve temiz haliyle anlaşılması için burada anlattıklarımızın yanı sıra, sonunda söyleyeceğimi başta ifade etmek istiyorum: Bütün basın mensuplarımızı Cumartesi günü saat 12.00'de Gaziantep'te yapılacak Terörsüz Türkiye programına davet ediyoruz.' dedi.

MHP MYK ÜYESİ ÖZMEN ALP GİRAY ERDEMİR: 'MHP TARİH BOYUNCA HER SORUNUN ÇÖZÜMÜNDE BÜYÜK ROL OYNAMIŞTIR'

Programda konuşan MHP MYK Üyesi Özmen Alp Giray Erdemir şu açıklamayı yaptı:

''Hatırlarsınız, daha evvel 12 Eylül 1980 darbesinin gerekçesi şu olmuştu: Cumhurbaşkanının seçilememesi darbeye gerekçe olmuştu. Ülkemizde yaşanılan 367 krizini, Sayın Genel Başkanımızın almış olduğu inisiyatif ile Milliyetçi Hareket Partisi çözdü. Sonrasında, Başörtüsü meselesi de, Sayın Genel Başkanımızın bilge liderliğiyle yaptığı çağrı sayesinde çözüldü. Kat Sayı problemi, hepimizin malumu olduğu gençlerimizin kariyer planlarının önündeki en büyük engel olarak ortaya çıktığında, bu sorun da Sayın Genel Başkanımız tarafından yapılan çağrı sayesinde çözüldü.

15 Temmuz hain darbe girişimine ilk dur diyen Sayın Genel Başkanımızın liderliğinde Milliyetçi Hareket Partisi oldu. Sonrasında yaşanan süreçlerde, Parlamenter sistem tıkandığında, devletin daha güçlü hale getirilmesi ve yönetim mekanizmasındaki sıkıntıların giderilmesi konusunda, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi önermeleri Sayın Genel Başkanımızın bilge liderliğiyle hayata geçirildi.

Yani, Milliyetçi Hareket Partisi toplumsal her sorunun çözüm adresidir. Bugün 'terörsüz Türkiye'den bahsedebiliyorsak ve sınır içinde terör tam manası ile bertaraf edildiyse, bu Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı sayesinde olmuştur. Çünkü Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve Cumhur İttifakı ile ülkemizin terörle mücadele paradigması değişti; terörü kaynağında sınır ötesi operasyonlarla berhava ediyoruz. Allah'a hamd olsun, bütün sınır ötesi terörle mücadele operasyonlarımız başarı ile sonuçlandı.
Şimdi Türkiye'nin yeni bir şafağa ihtiyacı var. Terörün sıfıra inmesini ve terörsüz bir Türkiye'nin kalıcı olmasını sağlamak için hep beraber bu yola çıktık. Bu süreçler, il başkanlıklarımız, milletvekillerimiz, MYK ve MDK üyelerimiz tarafından yakından takip ediliyor. Milletimizin tamamı, Herkes, terörsüz bir Türkiye hedefinin gerçekliğine inanmış durumda. Bu hedefin gerçekleşeceğine inanılmasının en büyük sebebi, sözün sahibinin Sayın Genel Başkanımız olmasıdır. Bütün heyetlerimiz her yerde buna şahit oluyor; herkes 'Sözün sahibi Devlet Bahçeli ise buna inanırız ve arkasında dururuz' diyor. Sürecin takibi ve geri dönüşler de, Allah'a hamd olsun, çok güzel ilerliyor.

İnşallah, terörsüz bir Türkiye, liderimizin 1990'lı yıllarda ülkemize hedef olarak belirlediği 'lider ülke Türkiye'nin devamı olacak; süper güç Türkiye'nin mukaddimesi olacaktır. Allah'ın izniyle, dünyada yeni bir dünya savaşı konuşulurken Anadolu'da başlayan kardeşlik ateşi bütün bölgeye, sonra da tüm dünyaya yayılacak ve Anadolu merkezli medeniyet insanlığa huzur getirecektir.''

'MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ TOPLUMSAL SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNÜN ADRESİDİR'

Türkiye'nin yakın tarihindeki kritik kırılma anlarını hatırlatan Semih Işıkver, MHP'nin bu süreçlerde üstlendiği rolü şu sözlerle anlattı:

'Bu süreç Sayın Genel Başkanımızın liderliğinde, toplumsal her sorunun çözümünün adresi malumunuz, Milliyetçi Hareket Partisi olmuştur. 367 krizini hatırlarsınız. Biraz geriden alayım… 367 krizi çıkarılmaya çalışıldığı zaman Sayın Genel Başkanımızın almış olduğu inisiyatif ile Milliyetçi Hareket Partisi bu sorunun çözümünde rol oynamıştır. Daha evvel 80 darbesinin gerekçesi Cumhurbaşkanı seçimi olmuştu. 367 krizinde Sayın Genel Başkanımızın almış olduğu inisiyatif ile Milliyetçi Hareket Partisi devreye girmiştir.
Sonrasında bir sorun olarak dayatılan başörtüsü meselesinin çözümü de Sayın Genel Başkanımızın bilgeliğinde yaptığı çağrıyla sağlanmıştır. Katsayı problemi, gençlerimizin kariyer planlarının önündeki en büyük engellerden biriydi; bu problem de Sayın Genel Başkanımızın liderliğinde çözülmüştür. Parlamenter sistem tıkandığında, 15 Temmuz hain darbesine ilk 'dur' diyen Milliyetçi Hareket Partisi olmuştur. Sonrasında yaşanan süreçte devletin daha güçlü hale getirilmesi ve yönetim mekanizmasındaki sıkıntıların giderilmesi için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi önerisi de yine Sayın Genel Başkanımızın bilgeliği ile olmuştur.'

'TERÖRSÜZ BİR TÜRKİYE İÇİN YOLA ÇIKTIK'

Işıkver, Türkiye'nin terörle mücadelesine dair de önemli mesajlar verdi:

'Bugün terörsüz bir Türkiye'den bahsedebiliyorsak, sınır içerisinde terör bertaraf edildiyse bu Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı sayesinde olmuştur. Çünkü bizler terörle mücadelede paradigmamızı değiştirdik; terörün kaynağına sınır ötesi operasyonlarla müdahale ediyoruz. Allah'a hamdolsun, bütün terörle mücadele operasyonlarımız başarılı sonuçlanmıştır.

Şimdi Türkiye'nin yeni bir şafağa ihtiyacı var. Terörün sıfıra inmesi, bu kazanımların kalıcı ve daim olması, terörsüz bir Türkiye'nin gerçek olması için hep beraber yola çıktık. Bu süreçler il başkanlıklarımız, milletvekillerimiz, MYK ve MDK üyeleri tarafından yakından takip ediliyor. Her yerde, herkes terörsüz bir Türkiye hedefinin gerçekliğine inanmış durumda. Terörsüz bir Türkiye'nin gerçekliğine inanılmasının en büyük sebebi de sözün sahibinin Sayın Genel Başkanımız olmasıdır. Gittiğimiz her yerde, herkes 'Sözün sahibi Devlet Bahçeli ise biz buna inanırız ve arkasında dururuz' der. Sürecin takibi ve geri dönüşleri de Allah'a hamdolsun çok güzel. İnşallah terörsüz bir Türkiye, liderimizin 90'lı yıllarda ülkemiz için hedef olarak belirlediği 'Lider Ülke Türkiye'nin devamı olan 'Süper Güç Türkiye'nin mukaddimesi olacaktır. Allah'ın izniyle de Anadolu'da başlayan kardeşlik ateşi, bütün bölgeye ve sonrasında bütün dünyaya yayılacaktır.

HAKKRİ PROGRAMI VE DOĞU GEZİLERİ

Işıkver, MHP'nin Doğu ve Güneydoğu'da yürüttüğü çalışmalara da değindi:

'Oradaki enerji buraya da yansıdı. Biz sokakta kime dokunduysak dua ettiler. Sayın Genel Başkanımızın selamıyla gittiğimiz her yerde baş tacı edildik. Hakkri tabii ki bu konuda kritik bir şehrimiz. Burada Hakkri'nin, Şırnak'ın, Siirt'in, Elazığ'ın, Van'ın, Batman'ın bu konudaki beyanı, duruşu çok kıymetli. İnanın, Türkiye'nin batısından en az 3 kat daha fazla doğusunda bu işe sahip çıkıldığını görüyoruz. Çünkü bugüne kadar bu işin zararını biz çektik. Doğu ve Güneydoğu bölgeleri çekti.

Gittiğimiz bütün aşiretlerde –ki bugün oradaki bütün büyük aşiretlere hemen hemen gittik, bazılarını paylaştık, bazılarını paylaşmadık– hakikaten hepsi Sayın Genel Başkanımızın sözünün altına imza atıyor. Bu bizim için çok büyük bir şans. Doktor Devlet Bahçeli gibi bir siyasi partinin liderinin, bir devlet büyüğünün bugün Türkiye'de bizim başımızda olmasının çok önemli bir avantajını yaşıyoruz. Çünkü sözüne düşmanı bile itibar ediyor. Sayın Genel Başkanımızın tek sözüyle dağdan inip silah bıraktırabilecek kadar sözü muteber bir Genel Başkanımız var.'

MEGA PROJELERDE SON DURUM

Toplantının Elazığ gündemine ilişkin bölümünde Işıkver, şehrin önemli projelerini de tek tek ele aldı.

Çimento fabrikasının şehir dışına taşınması ve yeni fabrikanın kurulmasıyla ilgili süreci şöyle anlattı:
'Çimento fabrikası ile ilgili sağ olsunlar milletvekillerimiz nezaket gösteriyorlar ama biz burada bu konuyu gündeme getiren ve bu konunun gündemde kalması için direnç gösteren taraf olduk. Yani burada birilerinin bu işi sahiplenmesi lazımdı. Biz, Elazığ'ın sesinin Ankara'dan duyulabilmesi için biraz o anlamda bir çalışma yaptık. Ama beş milletvekilimiz, valimiz, belediye başkanımız sürece hakikaten gövdelerini koydular.

Bugün tabii borsaya açık bir şirket olduğu için onların zarar görmesini de istemiyoruz ama böyle 12 ay gibi, 1 ay gibi süreç içerisinde Elazığ'da bir 'Yeşil Elazığ Protokolü' imzalamayı planlıyoruz. Sayın Murat Kurum Bakanımızın öncülüğünde –ki kendilerinin Elazığ'a bıraktığı iz ortadadır, şikrdır– Elazığ'ın fahri hemşerisidir, ağabeyimizdir. Bu süreçte çok büyük katkıları vardır. Başlarken bu bir hayaldi. Bundan önce de siyasi irade defalarca ortaya konmuştu ama biz Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle bu noktaya gelebildik.
Sayın Cumhurbaşkanımız daha önce de Elazığ'da bu fabrikanın kaldırılması yönünde bir beyanda bulunmuş, bir irade ortaya koymuşlardı. Ama bir devlet büyüğü bu iradeyi ortaya koyduğu halde biz şehir olarak o fabrikayı oradan kaldıramadık. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımız da gelip burada elleriyle bu fabrikayı kaldıramazdı. Biz şimdi burada Allah'ın izniyle hem fabrikanın tamamen kapanmasının önüne geçtik hem de şehrimizde daha büyük, daha modern bir çimento fabrikasının hammadde yataklarına, hammadde ocaklarına yakın bir yerde kurulması için bir anlaşmaya vardık. Daha güzel, daha modern, daha çevreci ama daha fazla istihdam sağlayabilecek, üretim kapasitesi daha yüksek bir çimento fabrikası yapacağız. İnşallah her iki taraf da bu işten kazançlı çıkacak, krlı çıkacak.'

Kayısı üretimiyle ilgili değerlendirmesinde Baskil kayısısının hak ettiği değeri görmediğini vurgulayan Işıkver, 'Elazığ Baskil'de çıkan kayısının adı Malatya kayısıdır. Şimdi geçen gün don olayından dolayı destekler dağıtılmaya başlandı. Bizimkiler, bizim hemşehrilerimiz bizi aramaya başladı: 'Abi bizim kayısı parasını vermiyorlar, hani Malatya'ya ödüyorlar' diye. Şimdi bir kayısının adı Malatya kayısıysa devlet kayısı ile ilgili bir yatırım yapacağı zaman nereye yapar? Malatya'ya.

Biz Baskil'e hiçbir şey yapmamışız. Peki biz ne yapmışız? Biz 25 sene önce gözümüzün önünde Elazığ'da çıkan ürüne 'Malatya kayısı' demişiz. Bu pazarlama stratejisi açısından doğru bir şey değil. Türkiye'deki en kaliteli kayısı Baskil'dedir. Çünkü hem su seviyesine yakınlığı itibariyle şeker oranı en yüksek kayısı Baskil'den çıkar. Kalori oranı en yüksek kayısı Baskil'dedir. İlk yetişen kayısı da Baskil'dedir. Ama ismi Malatya kayısıdır. Şimdi bu bir cinayettir. Baskil kayısısını yeniden 'Baskil kayısı' olarak tescil ettirmemiz lazım,' ifadelerini kullandı.

Pertek Köprüsü projesine ilişkin de bilgi veren Işıkver, 'Pertek Köprüsü çok spesifik bir köprüdür. Kaskılı kablolu bir sistemle yapılacak ve Boğaz Köprüsü'nden daha uzun açıklığa sahip olacak. Boğaz Köprüsü'nün ayak açıklığı 1074 metredir. Pertek Köprüsü ise takriben 1502 metre ile Boğaz Köprüsü'nden daha büyük bir köprüden bahsediyoruz. Öncelikle projenin çizilmesi lazımdı. Yer tespiti bizden önce yapılmıştı. Bizden önceki 27. dönem milletvekillerimizin de bu konuda girişimleri vardı. Biz, bunun projeye dönüşmesi için harekete geçirdik. Bu proje de en az 1 yıl sürerdi. Şu anda da 2026'nın 6. veya 7. ayı gibi projenin bitmesi planlanıyor. Proje bittikten sonra benim öngörüm 500 ila 600 milyon dolar civarında bir maliyet öngörüyor. Bu da bugünkü Türk parası karşılığıyla yaklaşık 20 ila 22 milyar lira demektir. Proje bittikten sonra siyaset devreye girecek, bu köprünün yapımı için mücadelemizi sürdüreceğiz,' dedi.

Özel Haber

Bakmadan Geçme