KİLİSE EVLERDE KORKUTAN RAKAMLAR

Son yıllarda her ne kadar dinler arası diyalog çağrıları yapılsa da bu konuda temel amaç hristiyanlığın tüm dünyada yaygınlaşmaya çalışmasına zemin hazırlamaktır

TAKİP ET
Son yıllarda her ne kadar dinler arası diyalog çağrıları yapılsa da bu konuda temel amaç hristiyanlığın tüm dünyada yaygınlaşmaya çalışmasına zemin hazırlamaktır. Bu yolla sadece 'Allah katında tek din İslam' olmadığını sempatik tavırlarla islam dünyasına empoze etmektir. Ve bu proje bizzat Vatikan tarafından organize edilmektedir. Bugün dünyanın her köşesinde misyonerlik faaliyeti yapılmaktadır.

 

Misyonerlik faaliyeti Hristiyan geleneğinden gelen belirli metotları kullanarak Hristiyanlık değerlerinin yayılması ve diğer insanların, Hristiyanlaştırılması için yapılan sistematik faaliyetlerdir. 'Misyonerlik = Hıristiyanlığı yayma faaliyetleri'

 

Misyonerler gittikleri ülkelerde yerli halkların güvenini kazanmak için genellikle, insani yardımlarla, eğitim, sağlık, zirai teknolojilerle yerli halka sözde yardımcı olmak şeklinde çalışmaktadırlar. Misyonerlerin sağlık alanında kullandıkları en etkili meslek doktorluktur. Doktorluğu bir hristiyanlaştırma vasıtası olarak görmüşlerdir. Misyoner doktorlar tedavi ettiği hastalar aracılığı ile müslümanlar arasında propaganda yapma imknı sağlamışlardır. Vatikanın yürüttüğü bu faaliyetlerde yapmak istedikleri şey, kitlelerin kültürünü ve kimliğini değiştirmek tüm dünyayı hristiyanlaştırmak olarak belirtebiliriz.

 

Kılıçlarla İslam dünyasını yıkamayacağını anlayan Vatikan bu işi sinsi olarak yapmaya başlamıştır. Bunun için faaliyetlerin en fazla yapıldığı yerler okullar olmuştur. Kadın kulüplerinde, yatılı kolejlerde, Fransızca ve İngilizce ders verilen yerlerde ve kitapçılarda başlıca çalışma sahalarıdır.

 

Bu genel bilgileri sunduktan sonra Türkiye' deki misyonerlik faaliyetleri ile ilgili resmi kayıtlarda görülen bazı çarpıcı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yine 2004 yılında 'Türk Silahlı Kuvvetleri Misyonerlik Raporu' başlıklı raporda '2005 sonu itibarıyla 50 bin Müslüman Türkün dinini değiştirmeyi, 2020'de Türkiye nüfusunun yüzde 10'unu Hıristiyanlaştırmayı hedeflendiği belirtilmiştir.  Ermeni, Rum ve Yahudi azınlıklarıyla diğer yerleşik Hıristiyan vatandaşlarımıza ait resmen ibadete açık 269 adet kilise ve 34 adet havra bulunmaktadır. Bu sayılar dikkate alındığında, gayrimüslim vatandaşlarımızın ibadetlerini ve dini ayinlerini ibadethanelerinde yapmalarında herhangi bir sorun yok. Buna rağmen misyonerlerin tanınmış ibadet yerleri dışında apartman katları, işyerleri kiralamak ve satın almak yoluyla ibadet, ayin, dini tören ve beyin yıkama merkezleri olarak kullandıkları gözlemleniyor' denilmiştir. Rapor ile AKP hükümeti uyarılmıştır. Raporda, misyonerlik faaliyetlerinin önlenmesi için yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu vurgulanmıştır.


2005 yılında Emniyet ve TSK Misyonerlik tehdidi ile ilgili raporları hükümete sundukları dönemlerde, Türkiye'deki kilise ev sayısının 40.000 olduğu bilgisi yaygın olarak birçok medya da yer almıştı. 2012 yılına gelindiğinde kilise ev sayısının 55.000 olduğu ifade edilmektedir. Nitekim gazeteci yazar Banu Avar, Türkiye' de 54 binin üzerinde ev kilisesi olduğunu kaydetmiştir (Av.Lütfullah Önder. 11 Ocak 2013. Yeni Mesaj Gazetesi).

28 Mart 2008 tarihinde Radikal Gazetesi'nde Tolga Akıner'in misyonerlikle ilgili yaptığı araştırmada '1998 yılından bu yana (2001'e kadar) ücretsiz dağıtılan İncil sayısı 8 milyonu aştığı belirtilmiştir. İstanbul`da bazı radyo istasyonlarından Türkçe Hıristiyanlık propagandası yapıyorlar.  Bu yayınevleri bölücü nitelikli Türkiye haritaları yayımladıkları halde haklarında herhangi bir işlem yapılmadı. Son bir yılda İstanbul`da 19 kilise açıldı. Üstelik bu kiliselerin açıldığı yerlerde Hıristiyanlar da yaşamıyor, denilmiştir.

Ekonomik sıkıntı yaşayan vatandaşlar iş ve para vaadiyle Hıristiyanlaştırılıyor. Her sorun `fırsat` olarak değerlendiriliyor. Örneğin Kürtler, misyonerlerin ulaşmak istediği kitleler arasında.'  Kürtlere ve Alevi vatandaşlara yönelik misyonerlik faaliyetleri de dikkat çekicidir. Hedef kitlelerinde öğrenciler, kimsesiz ve yoksul ailelerin çocukları ile işsiz ve reşit olmayan gençler bulunuyor.

Dini bilgilerden yoksun, sosyal ve ekonomik yaşantıları nedeniyle dini açıdan tereddüde düşmüş ve kendilerini boşlukta hisseden gençler de misyonerlerin yakın markajında. Ayrıca azınlık statüsünde görünenler veya kendilerini böyle tanımlayanlar, iç çatışma ve terör ortamında yaşayanlar ve deprem, sel felaketi gibi doğal afetlere maruz kalan insanlar, misyonerlerin hedef kitlesi içinde yer almaktadır.'  Daha geniş bilgi için (Cezmi koç, Gençler İçin Yeni Bir Tuzak 'Kilise Evler' habername.com.).

 

Misyonerlik faaliyetleri geçmişte yaşanan haçlı zihniyetinin bir benzeri olarak şu güzel vatanın topraklarında İslam dininin tüm izlerini silmek olarak özetleyebiliriz. Basiretli milli ve manevi değerleri yüksek bazı yöneticilerimiz bu vahim sonucu tahmin ettiklerinden dolayı son yıllarda okullarda din dersinin zorunlu okutulması, Kuran'ı Kerim dersinin seçmeli olması, değerler eğitimi gibi bazı önemli adımların atılmasına öncülük etmişlerdir.

İlimiz içinde acaba kaç tane kilise ev var merak ediyorum gerçekten…

Vesselam…..

 

Bakmadan Geçme