Karakoçan'da halkçı belediyecilik
Karakoçan'ın yasada olmayan ancak parti tüzüklerinde yer alan eş Belediye Başkanı Songül Düzgün, bu görevinden ve DEM Parti üyeliğinden ayrıldığını duyurdu.
Başkan Düzgün istifa ettiği açıklamalarda şu görüş ve eleştirileri dile getirmiş: Karakoçan Belediye Eş Başkanı Songül Düzgün kendi sosyal medya sayfasında yaptığı paylaşım:
BASINA VE KAMUOYUNA!
Karakoçan halkının özgür iradesiyle seçildiğim bu onurlu görevde, toplumsal cinsiyet eşitliğini, halkçı belediyeciliği ve şeffaf yönetimi esas alan bir anlayışla çalıştım. Ancak geldiğimiz noktada, görevimi sürdürmenin ne vicdani ne de politik olarak mümkün olmadığını üzülerek belirtmek zorundayım.
Karakoçan Belediyesi'nde inşa edilmeye çalışılan yönetim biçimi; halktan, halkın değerlerinden, eşitlikten ve katılımcılıktan uzak bir çizgide ilerlemektedir. Özellikle eş başkan pozisyonundaki şahsın;
Kadınlara yönelik açık cinsiyetçi tutumları, Kadın özgürlükçü siyaseti değersizleştiren kadın düşmanı pratikleri, Belediyeyi kişisel çıkar ve rant alanına dönüştürme girişimleri, Toplumu küçümseyen, halktan kopuk üstenci yaklaşımları, Ve halkın kültürel, ekonomik, inançsal değerlerini yok sayan tavırları benim açımdan asla kabul edilemezdir.
Ayrıca belediyede: İşçi alımlarında liyakat değil, yakın ilişkiler ve kişisel bağlantılar esas alınmış,
Ekonomik olarak avantajlı durumda olan kişilere öncelik tanınmış, ihtiyaç sahibi emekçilerin başvuruları görmezden gelinmiştir, Belediye kaynakları halkın ihtiyaçları için değil, belirli çevrelerin çıkarlarına hizmet edecek şekilde kullanılmıştır.
Bugüne kadar 'kol kırılır yen içinde kalır' anlayışıyla, yaşanan tüm sorunları partimizin örgütsel mekanizmaları çerçevesinde çözme iradesi gösterdim. Ancak bu çabaların hiçbir karşılık bulmaması ve yapıcı bir sürecin gelişmemesi beni bu kararı almaya zorunlu kılmıştır.
Bütün bu gelişmeler ve karşı duruşlardan dolayı beni görevden aldırmak için her yolu mübah gören bu şahıs, defalarca kez imza yetkisini partimize karşı' istifa ederim' tehdidiyle şantaj aracı haline getirmiştir. Son aşamada yürütülen tartışmalar sonucunda Karakoçan Belediye Eş Başkanlığı görevimden alındığım, istediğim takdirde meclis üyesi düzeyinde çalışma yürütebileceğim tarafıma bildirilmiştir. Bu karar sadece şahsıma değil, Karakoçan halkının özgür iradesine yönelmiş bir müdahaledir. Bu koşullar altında; sadece görevime değil, üyesi olduğum DEM Parti üyeliğimden istifa ettiğimi belirtmek isterim.
Bu bir geri çekilme değil, bir tavırdır. Kadınlar, gençler, emekçiler ve Karakoçan halkı için bir itirazdır.
Teşekkürüm; birlikte yol yürüdüğüm kadınlara, gençlere, belediye emekçilerine ve Karakoçan halkınadır. Mücadelemiz sokakta, yaşamın içinde, halkla birlikte sürecektir. Önümüzdeki günlerde, sürece dair daha kapsamlı bir açıklamayı kamuoyuyla paylaşacağımı belirtir, saygılarımı sunarım'
Bu açıklamaları okurken Karakoçan'da çok güzel, adil, şeffaf ve tüm kesimleri kucaklayan halkçı bir belediyecilik yapıldığını anladık. Karakoçan Belediye Başkanının siyasi baskılar yerine halkın beklentilerini ve sorunlarının çözümüne odaklandığını anladık.
Yine istifa eden eş başkanın açıklamalarından çıkardığımız sonuç şu ki Cafer Oğur, Karakoçan'da ideolojik bir belediyecilik yerine her kesimin ihtiyaçlarını gözeten, farklı fikir ve önerilere açık bir yönetim anlayışını benimsemiş ve bu doğrultuda hizmetlerini sürdürüyor.
Mensubu olduğu partinin olur olmaz istekleri yerine yasaların kendisine verdiği çerçeve içinde kalıp ilçeye eserler kazandırma derdinde olan Başkan Cafer Oğur, bu çerçevenin dışında kalan talepleri dikkate almadığı için eş başkan tarafından iftiralara ve ithamlara maruz kalmış.
Cafer Başkanı tanımayız etmeyiz. Bir kez dahi konuştuğumuz hatta selamlaştığımız vaki değildir. Ancak söz konusu istifa açıklamasından görünen ve anlaşılan şu ki Karakoçan'da ideolojik bir belediyecilik değil halkçı bir belediyecilik yapılıyor.