Gürsel Erol: Maden sahipsiz kaldı
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Meclis'te bir kez daha Maden ilçesinin sorunlarına değindi. Maden'in geçmişiyle bugünü kıyaslayan Erol, ilçenin sahipsizlik nedeniyle adeta yok olduğuna vurgu yaparak geçtiğimiz günlerde birçok skandala imza atarak ilçeden çekilen maden firmasının oluşturduğu tahribat ve sorunları dile getirdi.
Elazığ'ın TBMM'deki sesi olan Gürsel Erol, meclis kürsüsünden yeni bir mağduriyeti dile getirdi. Bir dönemler binlerce kişinin çalıştığı bir cazibe merkezi olan Maden ilçesinin bugün adeta yok olduğunu vurgulayan Erol, ilçenin sahipsiz kaldığını söyledi.
Bir firma tarafından işçilerin ve esnafların ödemelerinin yapılmaması nedeniyle oluşan mağduriyeti ve çevresel zararları Meclis gündemine taşıyan Erol, Ak Parti Elazığ Milletvekillerinin de kendisiyle aynı fikirde olduklarını belirtti.
BÜYÜK BİR MAĞDURİYET VAR
Gürsel Erol, Elazığ'daki tüm siyasetçilerin Maden ilçesinde özel bir firmanın oluşturduğu mağduriyeti tespit ettiklerini belirterek şunları söyledi: 'Elazığ'da geçtiğimiz günlerde yaşanan bir maden ocağının, bir bakır işletmesinin bölgeye verdiği zararlar ve yarattığı ekonomik kayıplarla ilgili bir değerlendirme yapmak istiyorum. AK Parti Elazığ milletvekili arkadaşlarımız da buradalar. Onların da benim gibi düşündüğünü, bu mağduriyeti tespit ettiklerini ve Maden'e gittiklerinde halkın aynı sorunları kendilerine de aktardığını biliyorum.'
İLÇE BİR MADENCİLİK MERKEZİYDİ
Geçtiğimiz yıllarda ilçenin binlerce kişinin çalıştığı, ekonomik, sosyal ve kültürel yönden bir cazibe merkezi olduğunu vurgulayan Erol, bugün ilçe olma vasfını kaybetmeye başlamasından yakınarak şu cümleleri kurdu: 'Maden, 1800'lü yıllarda belediye olmuş, Türkiye ekonomisine büyük katkılar sağlamış bir ilçedir. Devlet tarafından işletildiği dönemlerde 4 bin, 5 bin, hatta 6 bin kişinin çalıştığı; ilçenin ekonomisine, sosyal yaşamına ve kültürel hayatına doğrudan katkı sunan bir madencilik merkeziydi. Ne yazık ki bu maden, 1990'lı yıllarda özelleştirildi ve bir holding tarafından satın alındı. Holdingin ismini özellikle vermiyorum. Ancak bu süreçten sonra Maden, ilçe olma vasfını ve canlılığını yavaş yavaş kaybetmeye başladı.'
ŞİRKET HEM DOĞAYA HEM DE İNSANLARA ZARAR VERDİ
Söz konusu firmanın her anlamda büyük mağduriyetler oluşturarak ilçeyi terk ettiğini aktaran Erol, konuşması şu ifadelerle sürdürdü: 'Ejder Bey de kısmen Madenlidir. Babası orada fırıncılık yapardı, o yılları çok iyi hatırlar. Zamanında binlerce kişinin çalıştığı bu işletmede bugün yalnızca 200-250 kişi istihdam edilmektedir. Şirket, kr oranını artırmak adına hem doğaya zarar vermiş, vahşi madencilik anlayışıyla hareket etmiş hem de geçtiğimiz günlerde ilçeye daha büyük bir kötülük yapmıştır. Sayın Bakan Yardımcım, Sayın Komisyon Başkanım; yarın bu konuyu Sayın Bakanla da görüşeceğiz. Ancak sizden ricam, Çevre Komisyonu olarak ilçeye giderek yerinde bir inceleme yapmanızdır. Bu söylediklerimin doğruluğunu, bölgenin hem fiziki hem de coğrafi koşullarındaki değişimi, çevresel riskleri yerinde gözlemlemeniz faydalı olacaktır.'
ÖZELLEŞTİRME MAĞDURİYETLERİ GETİRDİ
İlçenin gelişmesi ve kalkınması için yapılacak çalışmalara karşı olmadıklarını ancak özelleştirmelerle gelen mağduriyetlerin de bir o kadar net olduğunu vurgulayan Erol, 'Biz madenciliğe karşı değiliz, özel sektöre de karşı değiliz. Servet düşmanlığı da yapmıyoruz. Ancak yapılan her işin, öncelikle insan sağlığına, toplumsal duyarlılığa ve çevreye uygun olması gerekir. Elazığ Bakır İşletmesi, yüzyıllardır Osmanlı döneminden bu yana var olan ve bir ilçeyi ayakta tutan bir yapıdır. Ancak ne yazık ki özelleştirildiği günden bu yana sürekli sorunların yaşandığı bir noktaya gelmiştir.' dedi.
KAMU ZARARI DA VAR
Şirketin sadece çevreyi ve bölge halkını değil kamuya da zarar vererek ilçeyi terk ettiğini aktaran Erol, şu değerlendirmeleri yaptı:'Sayın Başkanım, sizin de bilginize sunmak isterim. Şirket, muhtemelen maliyetlerin artması ve kr oranının düşmesi nedeniyle, maden sahasını tamamen terk etmiştir. Şu anda orası kendi hline bırakılmış durumdadır. Ancak şirket ayrılırken işçilerin maaşlarını aylarca ödememiş, esnafa olan borçlarını kapatmamış ve ilçede ciddi bir ekonomik krize sebep olmuştur. Öyle değil mi sayın milletvekilleri? Bu bilgiler size de ulaşmıştır ve siz de doğruluyorsunuz. Peki çözüm nedir? Devletin ve ilgili bakanlıkların bu tür işletmeleri etkin şekilde denetlemesi gerekir. Ayrıca başka bir suistimal daha söz konusudur: Maden işletmesinden elde edilen gelirin önemli bir kısmı ilçenin belediyesine aktarılmalıydı. Ancak yaklaşık 15 yıldır, işletmenin kamuya ve belediyeye ödemesi gereken pay yatırılmamıştır.'
SAHİPSİZ MADEN
Devleti mağduriyetleri gidermek için hareket etmeye davet eden Erol, şu cümlelerle konuşmasını sonlandırdı: 'Bu tam anlamıyla bir soygun düzenidir. Şirket geldi, en yüksek kr oranıyla madeni işledi, sattı. Ardından madenin değerini kaybettirdi, geride devlete ve bölge halkına yalnızca bir enkaz bırakarak kaçtı. Şimdi bu tabloyu Parlamento'nun, ilgili bakanlık yetkililerinin ve Çevre Komisyonumuzun dikkatine sunuyorum. Maden şu anda sahipsiz. Madenli vatandaşlarımız zaten yoksul. Aldığı maaşla geçinen, evine ekmek götürmeye çalışan insanlardan bahsediyoruz. Devletin ve bakanlıkların bir an önce bu mağduriyeti giderecek adımlar atması gerektiğini Meclis'in bilgisine sunuyorum.'