Fırat Üniversitesi'nden dünyada ilk: Einstein'ın teorisi kanıtlandı
Fırat Üniversitesi (FÜ) Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Yakuphanoğlu, Albert Einstein'ın Nobel ödülünü kazandığı foton teorisini deneysel olarak kanıtlayan bir cihaz geliştirdi. 'Kuantum parçacık algılayıcı' adı verilen ve tamamen yerli imkânlarla üretilen sistem, fotonları enerji dalga paketçikleri şeklinde görünür hale getirdi. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenen cihaz, dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor.
Fırat Teknokent’te kurduğu Yüksek Teknoloji şirketinde çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Yakuphanoğlu, cihazın ışık huzmesinden çıkan fotonların madde içerisinde dalga paketçikleri halinde yayıldığını bilgisayar ekranına aktarabildiğini belirterek, “Bu cihaz sayesinde fotonik teknolojilerin önü açıldı. Elektronik sistemlerin yerini artık fotonik sistemler alabilir. Geliştirdiğimiz cihaz tamamen bize ait ve bu özellikte başka bir sistem dünyada yok” dedi.
“EİNSTEİN’IN TEORİSİ İLK KEZ DENEYSEL OLARAK KANITLANDI”
Yakuphanoğlu, fotonik sistemlerin önemine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Einstein, 1905’te foton teorisini ortaya koyarak Nobel ödülü aldı. Ancak bu teori bugüne kadar deneysel olarak gözlemlenememişti. Biz, fotonun dalga-parçacık yapısını gerçek anlamda gösterebilen yeni bir sistem tasarladık. Geliştirdiğimiz cihaz sayesinde fotonu gözle görebildik ve bir ortama aktarabildik. Böylece foton teorisini ispatlamış olduk. Bundan sonra elektronik aygıtların yerini fotonik sistemler alacak. Bu da yüksek katma değerli ürünlerin önünü açacak.”
“TAMAMEN YERLİ ÜRETİM, DÜNYADA EŞİ YOK”
Ürünün bütün bileşenlerinin yerli imkânlarla geliştirildiğini vurgulayan Yakuphanoğlu, “Cihazımızın gerçek işlevini göstermek ve dünyada tek olduğunu ispatlamak için Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvurduk ve patent aldık. Artık bu teknoloji tamamen bize ait. Dünyada bu özelliğe sahip başka bir cihaz yok. Elektronik kart tasarımlarından tüm parçalarına kadar kendi imkânlarımızla üretim yapabiliyoruz. Yerli üretimin en büyük avantajı, olası ambargo durumlarında dahi ihtiyaç duyulan teknolojiyi kendimizin üretebilmesi. Bu sayede farklı alanlarda yeni ürünler geliştirmek mümkün olacak” ifadelerini kullandı.