Emir mi Emanet mi?
Kadına şiddet günü kapsamında birçok dernek, Kadın Meclisi, Sendika ve STK'lar açıklamalar yaptılar. Tabi en önemli açıklamalar da siyasilerden geldi.
Güç getirilebildiği için bir kadını öldürmek istenildiği açıklamalarının daha mürekkebi kurumadan yapılan bu açıklamalar oldukça önemli ve kıymetli.
Dünyada da var kadına şiddet ama sanki ülkemizde daha çok vaka yaşanıyor bu konuda. Ya da her akşam haberlerde önemli yer işgal eden çok sayıda haberden kaynaklı olacak ki biz öyle sanıyoruz ve öyle biliyoruz.
Tarafsız bir gözle bakıldığında kadına yönelik haberlerin artışıyla eş oranlı olarak kadın cinayetlerinin de sayısı artıyor. Yani bizler ne kadar çok kadına şiddet ve kadın cinayeti haberi izliyorsak, sonraki gün bu olaylar azalmıyor tersine daha da artıyor.
Kadına şiddet haberlerini görmezden gelelim, haber yapmayalım demiyoruz ama böyle de bir istatistiki gerçek var ortada.
Bu konuda iletişimcilere, sosyolog ve psikologlara iş düşüyor gibi. Kadına şiddet vakası ile kadına şiddet haberleri arasında nasıl bir ilişki var, özendirici mi yoksa caydırıcı mı, bu konuda nasıl bir yöntem izlenmeli ki vaka sayıları azalsın gibi sorular, bilimsel araştırmalarla cevap bulmalı diye düşünüyoruz.
Bir konu da şu ki bazı dernek ve vakıfların kendi alanındaki başarısızlıklarını bu tür belirli gün ve haftaya yönelik basın açıklamalarıyla örtmeye çalışmaları iyi niyetle de olsa akıbet çok hayırlı olmuyor bazen.
“Kadına Şiddete DUR“ Etkinliğinde “Kadınlar sizlere Allah'ın emanetidir” hadisini “Kadınlar size Allah'ın emridir” diye söyler ve basın bültenlerinde de bu cümleyi aynen yazarsanız emanete ihanet etmiş olursunuz. Hem de korumaya çalışırken…
Hadi kamera heyecanı diyelim buna. Demek ki çekim anında yanında bulunanlar da bu yanlışlığı ya anlayamadılar ya da doğrusunu bilemedikleri için yeniden bir düzeltme çekimi yapma ihtiyacı görmediler. Ama sonuçta, olsa da olmasa da bir basın açıklaması var ortada.