Elazığ'da üretiliyor günde sadece 2 kaşık hastalıkları söküp atıyor! Marketlerde bulamazsınız
Elazığ'da ev yapımı doğal sirke, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, enfeksiyonları önlüyor. Uzmanlar günde yalnızca bir-iki kaşık tüketmek yeterli olduğunu söylüyor. İşte detaylar…
Son yıllarda sağlıklı yaşam arayışında olan vatandaşlar, kimyasal içeriklerden uzak, ev yapımı doğal ürünlere yönelmeye başladı. Elazığ’da özellikle köylerde üretilen doğal meyve sirkeleri, hem bağışıklık sistemini güçlendirmek hem de enfeksiyonlardan korunmak isteyenlerin gözdesi haline geldi.
Elazığ’ın merkeze bağlı köylerinde ve Baskil, Ağın, Palu gibi ilçelerinde yetişen doğal ürünlerle yapılan sirkeler, sadece geleneksel bir tat değil, aynı zamanda şifa kaynağı olarak da tüketiliyor.
Evde sirke üretimi yapan Elazığlı üretici kadınlardan Zeliha A., eşi solunum yolu hastalıklarına yakalandıktan sonra doğal tedavi yöntemleri aramaya başladığını belirterek, “Köyümüzde yetişen ilaçsız meyveleri toplayıp sirke üretmeye başladım. Komşular da gelip istiyor” dedi.
Zeliha A.’ya göre en etkili sirke, ilaçsız ve doğal ortamda yetişen meyvelerden yapılıyor. “Elazığ’ın havası da suyu da temiz. Sirke yapmak için gereken her şey burada doğal olarak yetişiyor. Biz de bunu değerlendiriyoruz.”
Prof. Dr. Hamdi Temel, ev yapımı sirkelerin doğru ve düzenli kullanımının bağışıklık sistemini önemli ölçüde güçlendirdiğini belirtiyor. Prof. Dr. Temel’e göre, her gün sabahları ya da akşam yemeklerinde bir-iki kaşık sirke tüketmek enfeksiyonlara karşı doğal bir kalkan oluşturuyor. Sirkenin salatalara katılarak ya da bir bardak suya birkaç damla eklenerek içilmesi öneriliyor. Ayrıca boğaz enfeksiyonlarına karşı gargara olarak da kullanılabileceği ifade ediliyor.
Elazığ’da kış aylarında sıkça görülen üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı sirkenin etkili bir destek sunduğunu belirten uzmanlar, sirkenin içerdiği antioksidanlar sayesinde vücuttaki zararlı maddelerin atıldığını ve hastalıklara karşı direnç oluştuğunu ifade ediyor.
Prof. Dr. Temel, ev yapımı sirkelerin yalnızca soğuk algınlığına değil, aynı zamanda uzun vadede kanser gibi ciddi hastalıklara karşı da koruma sağladığını dile getiriyor.