Elazığ'da sular altında kalmış gizemli şehir: Efsanelerle dolu bu yerleşimi biliyor musunuz? İşte gizemin sırrı
Elazığ'ın Sivrice ilçesi sınırlarında yer alan Hazar Gölü, yalnızca doğal güzelliğiyle değil, suları altında sakladığı arkeolojik mirasıyla da dikkat çekiyor. Gölün güney kıyısında yer alan ve bugün büyük oranda su altında kalmış olan Batık Kent ile Kilise Adası, hem bilim dünyasını hem de tarih meraklılarını cezbediyor. Arkeolojik ve doğal sit alanı olarak tescillenen bu bölge, geçmişin izlerini günümüze taşıyan sessiz bir hafıza niteliği taşıyor. Bölgenin sırrını tarihten esinlenerek sizin için derledik. İşte tarihe düşen notlar...
Yaklaşık 2,5 kilometrekarelik bir alana yayılan bu eski yerleşim yeri, zamanla göl sularının yükselmesiyle birlikte sular altında kaldı. Ancak bazı kalıntılar hâlen göl yüzeyinden çıplak gözle görülebiliyor. Adeta bir “Anadolu Atlantis’i” niteliği taşıyan bu alan, pek çok efsaneye ve tarihi belgeye konu olmuş durumda.
TARİHİ KAYITLARDA KİLİSE VE MANASTIR VURGUSU
Tahrir defterleri, şeriye sicilleri, seyyah notları ve Osmanlı salnamelerine göre, Hazar Gölü’nün güney kıyısına yakın bir adanın tepe noktasında, 11. yüzyıldan önce inşa edilmiş bir manastır veya kilise bulunmaktaydı. Bu yapının aynı zamanda kale ya da şato niteliğinde olduğu, yani askeri ve dini işlevleri birlikte taşıdığı tahmin ediliyor. Bir dönem katholikosluk merkezi olarak da hizmet veren bu kutsal yapı, 12. yüzyıl başlarında Türklerin bölgeyi ele geçirmesiyle birlikte dini önemini kaybetmiş; ancak içinde saklandığına inanılan kutsal emanetler nedeniyle uzun yıllar boyunca saygınlığını korumuştur.
Manastırın çevresinde ise Gölcük Köyü adında, 50-60 haneden oluşan bir yerleşim alanı bulunuyordu. Bu köyün halkı, 19. yüzyıl başlarında dokumacılık, boyacılık ve terzilik gibi el sanatlarıyla geçimini sağlarken, göl kenarında tarla ve bahçelere sahipti. Ancak suların yükselmesiyle birlikte bu yerleşim kıyıya taşınmak zorunda kaldı.
EVLİYA ÇELEBİ VE SİMEON’UN NOTLARINDA ANLATILAN EFSANELER
Yüzyıl gezgini Polonyalı Simeon, göl içinde bulunan ve “Surp Nişan” adı verilen kiliseye sandalla ulaştığını, burada düzenlenen akşam ayinine katıldığını ve kendisine kutsal bir haçın gösterildiğini not eder.
Yine aynı dönemin önemli ismi Evliya Çelebi, bu manastırda altın işlemeli bir merkebin –Hz. İsa’nın veya havarilerden birinin olduğu sanılan– mumyalanarak saklandığını iddia eder. Araştırmacı İshak Sunguroğlu ise burada Hz. İsa'nın yıkandığına inanılan taş bir leğenin bulunduğunu yazar.
Zamanla göl seviyesinin artmasıyla birlikte adanın en yüksek noktasına inşa edilen kilise bile sular altında kaldı. Yıkılan yapı, bir süre göl ortasında silüet olarak varlığını sürdürdü ve ardından tamamen harabeye dönüştü.
TURİZM VE ARKEOLOJİ İÇİN EŞSİZ BİR POTANSİYEL
Hazar Gölü’nün altındaki Batık Kent ve Kilise Adası, arkeologlar için büyük bir araştırma potansiyeli taşıyor. Aynı zamanda kültürel miras turizmi açısından da değerlendirilebilecek bu alan, korunması ve bilimsel çalışmalarla desteklenmesi gerekiyor.