Charlie Hebdo'cular 'a rağmen ben yine Elazığlı vekil olsun derim.
Bana göre siyaset, makyajı akınca daha da çirkinleşen bir şey
Bana göre siyaset, makyajı akınca daha da çirkinleşen bir şey. Daha da ileri gidecek olursak, sorumluluk değil de, kişiye tanınan ayrıcalık gibi bir şey.
Siyasetçi insanı şartsız koşulsuz sever mi? Asla!
Bazen siyasetçi kendine oy veren seçmene gözünün içine bakarak cüzamlı muamelesi yapıp başka partiye bile geçer, sevenlerini hayal kırıklığına uğratır.
Yaşamadık mı? Yaşadık!
Neyse, Siyaset dedik de siyaset fokur fokur kaynıyor şehirde. Çaplı, çapsız herkes aday adayı olduğunu beyan ederek, şimdilik halk desteğini yanında görmek için ters taklalar atıp duruyor.
Edep yahuuu bu nasıl laf demeyin!
Artık edebin yanından geçmeyenler bile adaylık için çaba gösteriyor. Öyle isimlerle karşılaşıyoruz ki, dudaklarımız uçuklayacak gibi. 'Bu çapsızlar, kimlerle nasıl münasebet kurdu ki, hak ve hikmet yollarını toptancı mantıkla çuvdigerayıp satıyor!' diye düşünmeyin sakın.
Mevla'm nasip ettiyse, daha önce de örneğini yaşadığımız gibi, hiç tahmin etmediğimiz bir isim bile Milletvekili oluyor.
Neyse, Arap işsiz kalınca eski defterleri karıştırır derler, biz de sanki öyle yaptık.
Lakin şehirde Ak Parti'de en çok öne çıkan isimler : A.Cemil Tunç, Şuay Alpay, Zülfü Demirbağ, Metin Bulut, Ejder Açıkkapı, Yasemin Açık ve Serpil Bulut.
Beni bağışlayın ama 'Serpil Bulut' ismine takıldım. Kendisini bilime adamış, aslen Giresunlu hanımefendinin siyasi arenada boy, pos göstermesi, hem de birden bire değil sanki, hesaplı bir şekilde kendi şehrinden değil de Elazığ'dan aday adaylığını gayri resmi beyan etmesi bizleri düşündürdü.
Elazığ'ın ufkunu göremeyenler, şehrin mücadelesini kavramaktan aciz olanlar, koro halinde Serpil Bulut'un ceketini tutmuş, uyumsuz propagandasının kargalığını yaparken, A. Cemil Tunç gibi tebessümü ve sadeliği eksilmeyen, Yasemin Açık gibi cesaret ve azimle haysiyetli politikasını sürdürmüş birinin aday olamayacağını göstermek acziyet değil de nedir.
Bizler bu kez birinin çıkıp da şehrin dinamikleriyle oynamasına asla izin vermemeliyiz. 'Kim haklı, kim zavdigerı' ayırt etmeliyiz.
Elazığlı seçmen Serpil Bulut'a şans verip şehrin menfaatlerini kavuramaz. Bu çok hicranlı bir aldanış olur.
Serpil Bulut'un sahip olduğu ilmi birikim, peşin hükmü kabul etmez, Sayın Başbakanın eşi ile yakınlığı lanse edilip, diğerlerinin buz üstünde yürümesi gibi gösterilmesi yanlışın taa kendisidir.
Hani derler yaa, Şeytan alınganlık göstermesin. Ama, şehrin kaderiyle ilgili bir konuda ' Taraf olmayan bertaraf olur' ben bu konuda tarafım.
Şehrin içindeki Charlie Hebdo'cular 'a rağmen ben yine Elazığlı vekil olsun derim.
Siyasetçi insanı şartsız koşulsuz sever mi? Asla!
Bazen siyasetçi kendine oy veren seçmene gözünün içine bakarak cüzamlı muamelesi yapıp başka partiye bile geçer, sevenlerini hayal kırıklığına uğratır.
Yaşamadık mı? Yaşadık!
Neyse, Siyaset dedik de siyaset fokur fokur kaynıyor şehirde. Çaplı, çapsız herkes aday adayı olduğunu beyan ederek, şimdilik halk desteğini yanında görmek için ters taklalar atıp duruyor.
Edep yahuuu bu nasıl laf demeyin!
Artık edebin yanından geçmeyenler bile adaylık için çaba gösteriyor. Öyle isimlerle karşılaşıyoruz ki, dudaklarımız uçuklayacak gibi. 'Bu çapsızlar, kimlerle nasıl münasebet kurdu ki, hak ve hikmet yollarını toptancı mantıkla çuvdigerayıp satıyor!' diye düşünmeyin sakın.
Mevla'm nasip ettiyse, daha önce de örneğini yaşadığımız gibi, hiç tahmin etmediğimiz bir isim bile Milletvekili oluyor.
Neyse, Arap işsiz kalınca eski defterleri karıştırır derler, biz de sanki öyle yaptık.
Lakin şehirde Ak Parti'de en çok öne çıkan isimler : A.Cemil Tunç, Şuay Alpay, Zülfü Demirbağ, Metin Bulut, Ejder Açıkkapı, Yasemin Açık ve Serpil Bulut.
Beni bağışlayın ama 'Serpil Bulut' ismine takıldım. Kendisini bilime adamış, aslen Giresunlu hanımefendinin siyasi arenada boy, pos göstermesi, hem de birden bire değil sanki, hesaplı bir şekilde kendi şehrinden değil de Elazığ'dan aday adaylığını gayri resmi beyan etmesi bizleri düşündürdü.
Elazığ'ın ufkunu göremeyenler, şehrin mücadelesini kavramaktan aciz olanlar, koro halinde Serpil Bulut'un ceketini tutmuş, uyumsuz propagandasının kargalığını yaparken, A. Cemil Tunç gibi tebessümü ve sadeliği eksilmeyen, Yasemin Açık gibi cesaret ve azimle haysiyetli politikasını sürdürmüş birinin aday olamayacağını göstermek acziyet değil de nedir.
Bizler bu kez birinin çıkıp da şehrin dinamikleriyle oynamasına asla izin vermemeliyiz. 'Kim haklı, kim zavdigerı' ayırt etmeliyiz.
Elazığlı seçmen Serpil Bulut'a şans verip şehrin menfaatlerini kavuramaz. Bu çok hicranlı bir aldanış olur.
Serpil Bulut'un sahip olduğu ilmi birikim, peşin hükmü kabul etmez, Sayın Başbakanın eşi ile yakınlığı lanse edilip, diğerlerinin buz üstünde yürümesi gibi gösterilmesi yanlışın taa kendisidir.
Hani derler yaa, Şeytan alınganlık göstermesin. Ama, şehrin kaderiyle ilgili bir konuda ' Taraf olmayan bertaraf olur' ben bu konuda tarafım.
Şehrin içindeki Charlie Hebdo'cular 'a rağmen ben yine Elazığlı vekil olsun derim.