Bu da mı siyasi operasyon?
CHP'li Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluklar kapsamında tutuklanmasıyla birlikte bu operasyonun hukuki değil siyasi olduğuna yönelik bir kampanya başlatılmış, rüşvet ve irtikâplar perdelenmeye çalışılmıştı.
Hafta sonu Adana, Antalya, Adıyaman ve Manavgat Belediyelerine yapılan operasyon da gösterdi ki olay tamamen rüşvet ve yolsuzluk…
İşte Manavgat örneği: Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı, otel tadilatı, inşaat ruhsatı ve iskn başvurularıyla ilgili rüşvet alındığı iddiası üzerine Antalya Manavgat Belediyesi'nde soruşturma başlattı.
İl Emniyet Müdürlüğünün yürüttüğü çalışma kapsamında şüphelilere yönelik 4 aylık teknik ve fiziki takip gerçekleştirildi. Yürütülen çalışma kapsamında, Belediye Başkanı Kara'nın yeğeni H.C.G. aracılığıyla rüşvet istendiği, rüşvet alınmadan ruhsat verilmediği öne sürüldü.
Ayrıca Manavgat Belediyesi, belediyeye bağlı iştirakler ve spor kulübü üzerinden kurulan paravan şirketler aracılığıyla hizmet veya mal alımı yapıldığı, sahte faturalarla haksız menfaat sağlandığı ve şüphelilerin bu yolla yaklaşık 800 milyon lirayı üzerlerine geçirdiği iddia edildi. Belediyeye düzenlenen operasyonda, Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara ile belediye başkan yardımcılarının da aralarında bulunduğu 34 kişi gözaltına alındı.
Soruşturma kapsamında, Belediye Başkan Yardımcısı M.E.T'nin, C.C. isimli bir kişiden rüşvet aldığını gösterdiği iddia edilen görüntüler de ortaya çıktı. Müşteki C.C'nin, kendisinden ruhsat için rüşvet istenmesi üzerine polise başvurduğu, ihbarın ardından polis ekipleriyle irtibatlı şekilde, işaretli paralarla M.E.T'nin makamına giderek rüşveti verdiği, ardından polisin baskın yaptığı öğrenildi.
Görüntülerde C.C'nin Belediye Başkan Yardımcısı M.E.T'ye sehpa yanından bir çanta verdiği ve bu sırada, 'Bir de burada şey var abi. Altındaki şey.' dediği duyuluyor. Görüntülerde, M.E.T'nin 'Ne kadar var?' sorusuna C.C. 'Abi işte 100 milyon küsurluk şeyimiz çıktı. 110 bin avro.' yanıtını veriyor. M.E.T. de bunun üzerine, 'Tamam sen bir yere bir şey deme.' ifadesini kullanıyor, C.C. de 'Yok yok abi öyle şey mi olur' diye yanıt veriyor.
Bir süre sonra odaya giren Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, M.E.T'ye gözaltı işlemi uyguluyor. Odadaki çantada ne olduğunu soran ekiplere M.E.T, 'Arkadaşım yurt dışından geldi. İçki ve çikolata getirmiş.' diyor. Polis, çantadaki baklava kutusunu açmasını istiyor. Görüntülerde, M.E.T'nin açtığı baklava kutusunda avrolar görülüyor. Polisin 'Baklava olarak bunu mu aldınız? Nedir bunlar?' sorusunu önce yanıtsız bırakan M.E.T'nin, ardından 'Arkadaş hediye getirdiğini söyledi, bıraktı gitti. Açıp bakmadım. Bilmiyorum.' yanıtını verdiği duyuluyor.
Bu aleni rüşvet görüntülerine CHP lideri Özgür Özel bile kayıtsız kalamadı ve görüntülerdeki iddialara ilişkin olarak inceleme başlattıklarını, temiz belediyeciliği zedeleyen herhangi bir olumsuzluğa taviz vermeyeceklerini duyurdu.
Sen kalk aleni rüşvet al, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in oğlundan boşanan eski gelinine 30 milyonluk daireyi bir müteahhide aldır sonra da kalk bu operasyonların hukuki değil İmamoğlu'nun ve CHP'nin önünü kesmeye yönelik siyasi bir operasyon olduğunu söyle…
CHP'nin mağduriyet maskesi, son operasyonlarla yolsuzluk yüzsüzlüğüne döndü ve partinin tüm cilası ve balonu söndü.
Tartışmalı kongre ve Kılıçdaroğlu'nun hamlelerinin ardından gelinen şu ki sonbaharda yepyeni bir sol parti kurulacak ve CHP 50 yıl sonra yakaladığı iktidar fırsatını rüşvet ve para hırsı sebebiyle kaçırmış olacak.