Bir Filistin kahramanı: Mehmet Şevki Yazman
Tarihe damga vuran birçok Elazığlı şahsiyetten biri olan Mehmet Şevki Yazman'ın hayatı konu olduğu doktora tezinin ardından kitap haline gelerek raflardaki yerini aldı. Hem askeri kişiliği hem siyasi kariyeri hem de gazetecilik ve diğer edebi boyutlardaki kalitesiyle dikkat çeken bir isim olan Elazığlı Mehmet Şevki Yazman'ın hayatını mercek altına alan Dr. Volkan Yaşar, aynı zamanda bizzat Yazman'ın kalemlerinden derlediği Filistin'i de ayrı bir kitap haline getirerek tarihe adeta ışık tuttu.
Mehmet Şevki Yazman, Elazığ'da doğmuş ve tarihe damga vurmuş önemli bir şahsiyet olarak bilinmektedir. Geçmişte Elazığ'dan Milletvekilliği de yapan Yazman, Elazığlı olmasa da Elazığ'a olan sevgisiyle gönlümüzde taht kuran Prof. Dr. Mehmet Akif Tural danışmanlığında Dr. Volkan Yaşar'ın binlerce belge tarayarak ve büyük bir azimle yaptığı çalışma sonucunda doktora tezi haline getirildi. Haber merkezimizin bu çalışma hakkında bilgi sahibi olmasına da Eski Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı tam bir Elazığ sevdalısı Kıymetli Prof. Dr. Sadık K. Tural ve gazetemizin köşe yazarı Bedrettin Keleştimur vesile oldu. Dr. Volkan Yaşar'ın doktora çalışması büyük bir özveriyle kitap haline getirilerek raflardaki yerini aldı.
FİLİSTİN İÇİN ÇARPIŞTIĞIMIZ GÜNLER
Dr. Volkan Yaşar, aynı zamanda bizzat Filistin Cephesi'nde asker olarak görev alan Yazman'ın kendi kaleminden derlediği ayrı bir çalışmayla günümüzün kanayan yarası Filistin konusuna da ayrıca ışık tuttu. Türkiye'nin Filistin için verdiği mücadeleyi bizzat o döneme tanıklık etmiş Mehmet Şevki Yazman'ın anılarını derleyerek 'Mehmet Şevki Yazman'ın Kaleminden Filistin için Çarpıştığımız Günler' adlı eser de Dr. Volkan Yaşar'ın sayesinde raflardaki yerini aldı. Tarihe ışık tutan bu eserler, Elazığ'ın yetiştirmiş olduğu değerlerin kıymetini bir kez daha gözler önüne sererken okuyuculara adeta o dönemleri yaşatacak eserler olarak da dikkat çekiyor.
MEHMET ŞEVKİ YAZMAN KİMDİR?
Mehmet Şevki Yazman, Elazığ'da 1950-1954 IX. Dönem ve 1954-1957 X. Dönem Demokrat Parti milletvekilliği yapmış hem I. Dünya savaşında hem de Kurtuluş savaşında neredeyse tüm cephelerde görev alarak sayısız madalya ile ödüllendirilmiş, birçok dergi ve gazetede yazdığı yazıların yanı sıra anı, roman ve çeviri eserleriyle ülkemizin fikri gelişimine katkı sunmuştur.
MODERN SGK SİSTEMİNİN TEMELLERİNİ ATTI
Türkiye'de modern sosyal güvenlik sisteminin temelleri, ilk kez 1936'da kabul edilen ve 1937'de yürürlüğe giren 3008 sayılı İş Kanunu ile atılmak istendi. Ancak yaklaşan II. Dünya Savaşı, bu kanunun etkili bir şekilde uygulanmasını büyük ölçüde engelledi. Savaş yıllarında Türkiye'nin kaynakları başka alanlara kaydırılırken, iş hayatının düzenlenmesi ve sosyal güvenliğin inşası ertelenmişti. Ancak savaş sona erdiğinde dünya yeni bir düzene geçerken, Türkiye'de de çalışma hayatı yeniden şekillenmeye başladı. Artan sanayileşme ile iş gücü büyüyor, işçi sayısı gözle görülür şekilde artıyordu. Bu yeni dönemde, Türkiye'nin sosyal güvenlik kurumlarını güçlendirme ve çalışma hayatını düzenleme çabaları hız kazandı. İşte bu kritik geçiş sürecinde M. Şevki Yazman'ın katkısı öne çıkmaktadır. Albaylıktan istifa ederek 1946 seçimlerinde bağımsız aday olan ancak seçilemeyen Yazman, kısa süre sonra, 27 Temmuz 1946'da Çalışma Bakanlığı Bursa Bölge Çalışma Müdürlüğü'ne atanmış, ataması 29 Temmuz'da Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından onaylanmıştır. Bu görev, savaş sonrası Türkiye'sinde sosyal politikaların yeniden inşasına yönelik en önemli adımlardan biri olmuştur.
Yazman, yalnızca bir bölge müdürü değil, aynı zamanda kurumun yapılandırılmasında öncü bir aktördü. 1947 Mart ayında faaliyete geçecek olan Bursa Bölge Çalışma Müdürlüğü'nün kuruluş sürecine liderlik etti. Türkiye Cumhuriyeti Çalışma Bakanlığı'nın henüz şekillenmekte olduğu bu dönemde, Yazman'ın bölgedeki teşkilatlanma çabaları modern sosyal güvenlik sisteminin kurumsal temelini oluşturdu. Görevini yalnızca bürokratik sınırlar içinde bırakmayarak çeşitli gazete ve dergilerde yayınladığı yazılarla da destekleyen Yazman, kamuoyunda sosyal güvenlik bilincinin oluşmasına katkı sağladı. Böylece, Türkiye'de sosyal güvenliğin yalnızca bir devlet hizmeti değil, toplumsal bir hak olarak benimsenmesinin önünü açtı.
DR. VOLKAN YAŞAR, HAKİMİYET HABER'İN SORULARINI YANITLADI
Elazığ'ın yetiştirdiği çok yönlü bir değer: Asker, mühendis, siyasetçi, yazar… Dr. Volkan Yaşar tarafından 2024'te Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisasnüstü Eğitim Enstitüsünde doktora tezi olarak hazırlanan Mehmet Şevki Yazman'ın yaşamı, artık kitaplaştırılmış olarak okuyucularla buluşuyor. Bununla birlikte 'Mehmet Şevki Yazman'ın Kaleminden Filistin İçin Çarpıştığımız Günler' adlı kitabın da yazarı olan Dr. Volkan Yaşar ile hem bu eserlerini hem de Yazman'ın mirasını konuştuk.
SAYIN HOCAM, MEHMET ŞEVKİ YAZMAN KİMDİR?
Dr. Volkan Yaşar: Mehmet Şevki Yazman, 1896 yılında Elzığ'da dünyaya gelmiştir. Orta öğrenimini Erzincan Askeri Rüştiyesi, Erzincan Askeri İdadisi ve akabinde İstanbul Kuleli Askerî Lisesi'nde tamamladı. 1914'te mezun olduktan sonra Harbiye Mektebi'ne başladı. Bir istihkam subayı olarak I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale, Galiçya, Filistin cephelerinde ve İstiklal Harbi'nin tüm safhalarında savaştı. I. Dünya Savaşı'ndan harp madalyası, gümüş iftihar madalyası, Avusturya üçüncü sınıf muharebe liyakati askeriye nişanı ve İstiklal Savaşı'ndan istiklal madalyası sahibidir. 1927'de Yüzbaşı rütbesinde bulunduğu sırada İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Elektrik ve Makine Enstitüsüne girdi. 1931'de Yüksek Makine ve Elektrik Mühendisi olarak mezun oldu. Millî Savunma Bakanlığı dahilinde II. Dünya Savaşı yıllarında Kuleli Askerî Lisesi'nde öğretmenlik yaptı. 30 Ağustos 1945'te Albaylığa kadar yükseldi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 1950-1954 IX. Dönem ve 1954-1957 X. Dönem olmak üzere iki dönem Demokrat Parti milletvekilliği yaptı.
Akşam ve Ulus gazeteleri başta olmak üzere (sadece Akşam Gazetesi'nde binden fazla askeri ağırlıklı olmak üzere çeşitli disiplinlerde yazılar yazmıştır) Dünya, Vatan, Cumhuriyet, Yeni İstanbul, Vakit, Tan ve Zafer gibi gazetelerde köşe yazıları yazmıştır. Ayrıca Kadro Dergisi, Konya Halkevi Dergisi, Hayat Tarih Mecmuası, Tarih Coğrafya Dünyası Dergisi, Çalışma Dergisi, Türk Kadın Yolu, Yeni Tarih, Varlık ve Savaş gibi dergilerde çeşitli yazıları bulunmaktadır. Temmuz 1946-Şubat 1947 tarihleri arasında Çalışma Bakanlığı Bursa Bölge Müdürlüğü görevini yürütmüştür. I. Dünya Savaşı ve Millî Mücadele'ye ait birinci elden kaynak niteliğinde değerlendirilebilecek tarih, anı, hikye ve roman türünde kitaplar yazmıştır. Yine Franz Babinger, Otto Liman von Sanders, A. D. Mordtmann ve Reinhard Stewig gibi önemli Alman yazarların onlarca kitap ve makale çevirilerini yaparak Türkçeye kazandırmıştır. Birinci derecede Almanca diline vakıf idi ve okuduğunu anlayacak kadar Fransızca bilirdi. Askeri, idari, siyasi, edebi, ilmi, fikri ve eğitimci, dolayısıyla uluslararası bir şahsiyet olan M. Şevki Yazman, 26 Kasım 1974 günü İstanbul'da vefat etmiştir. 28 Kasım 1974 günü İstanbul Şişli Camiinde kılınan cenaze namazının ardından bir bölük asker refakatinde Zincirlikuyu Aile Kabristanında defnedilmiştir.
SAYIN HOCAM, 1- 'ÇOK YÖNLÜ BİR ŞAHSİYET, ASKER, SİYASETÇİ VE FİKİR ADAMI: MEHMET ŞEVKİ YAZMAN'IN FAALİYETLERİ (1914-1974)' VE 2- 'FİLİSTİN İÇİN ÇARPIŞTIĞIMIZ GÜNLER' ADLI KİTAPLARINIZ HAKKINDA KISACA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?
Dr. Volkan Yaşar: 1- Çalışma, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecinde ve yakın döneminde önemli bir rol oynamış asker, idareci, mühendis, siyasetçi ve fikir adamı olan Elzığ doğumlu Mehmet Şevki Yazman'ın (1896-1974) hayatı ve faaliyetlerini kapsamlı bir şekilde incelemektedir. I. Dünya Savaşı'nda (1914-1918) Çanakkale, Galiçya ve Filistin cephelerinde ve Millî Mücadele'nin (1919-1922) tüm safhalarında Yazman'ın bir istihkam subayı olarak bizzat savaşmış olmasından dolayı birinci bölümde askeri faaliyetlerini kronolojiyi ön planda tutarak ele aldık. Yazman'ın cephelerdeki gözlemleri, cephe gerisindeki analizleri çerçevesinde dönemin yaşanmışlıklarına açıklık getirmeye çalıştık. Bu bölüm sonunda Yazman'ın 1946'da Çalışma Bakanlığı Bursa Bölge Çalışma Müdürlüğü görevi ile Türkiye'de modern Sosyal Güvenlik Kurumu sisteminin temellerinin atılmasında nasıl aktif ve öncü bir rol üstlendiğini açıkladık. İkinci bölümde Yazman'ın TBMM'de IX. Dönem (1950-1954) ve X. Dönem (1954-1957) Demokrat Parti milletvekilliği faaliyetleri, verdiği önergeler, takrirler, konuşmaları detaylandırılmıştır.
Üçüncü bölümde ciddi sayıda gazete ve dergi yazıları olmasından dolayı 'gazetecilik ve dergicilik faaliyetleri' başlığı altında düşünsel katkılarını ele aldık. Yazman'ın 1930'lu yıllardan itibaren yayımladığı yazıları etrafında hem dönemin tanığı hem de fikir üreticisi olarak oynadığı rol bu bölümde ele alınmıştır. Kadro dergisinde ileri sürdüğü fikir ve düşünceleri ile bu dönemde Türkiye'nin iktisadi, teknolojik ve fenni gelişimine katkılar sağladığını ortaya koyduk. Dördüncü ve son bölümde geride bıraktığı eserlerini (tarih, roman, hikye ve çeviri eserleri) analiz ettik. Yazman'ın eserleri Türkiye'de harp tarihi ve edebiyatının gelişimine önemli ölçüde katkılar sunmaktadır. 424 sayfadan oluşan bu eseri okurken satırlar ilerledikçe göreceksiniz ki Mehmet Şevki Yazman yalnızca bir subay değil; aynı zamanda bir hafıza, bir anlatıcı ve bir milletin haysiyetli direnişinin canlı şahididir.
KİTAPTA BİRÇOK DETAY VAR
2- 'Filistin İçin Çarpıştığımız Günler' adlı bu kitapta ise, Osmanlı subayı Mehmet Şevki (Yazman) Bey'in I. Dünya Savaşı sırasında 1917-1918 yıllarında Filistin Cephesi'ne ait doktora tezimde yer vermediğim hatıralarını derledim. Anıların anlaşılırlığını sağlamak için dönemin şartlarını ve konjonktürel gelişmelerini bilimsel olarak aktardığım bir giriş bölümü oluşturdum. 216 sayfadan oluşan kitabın yayımlanmadan önce ilk okuyucularından birisi olan ve yayım sürecini de bizzat takip eden şahsen tanıdığım meslektaşım ve Emekli Tuğgeneral Sayın Ender Güner'in ifadesiyle, bu kitap aslında tarihin unutturmak üzere olduğu bir vicdanı bugüne taşıyor. Eser, bugünün Orta Doğu'sunu anlamak isteyenlere de çok şey ifade ediyor. Çünkü İsrail'in kuruluşuna, bölgedeki Arap-Yahudi ayrışmasına ve Osmanlı sonrası güç boşluğuna giden yollar bu anılarda gizli. Bir subayın hatıraları, emperyalizmin kalıcı izlerini gözler önüne seriyor ve tarihin gölgede kalmış bir sahnesine ışık tutuyor. Bugünlerde tarih konuşulurken, çoğu zaman sadece sonuçlar tartışılıyor.
Oysa tarihi anlamak, onu yaşayan insanların gözüyle mümkün. Bir milletin direncini, savaşın insani yönünü unutturmadan anlatıyor. Dolayısıyla bu sadece bir kitap değil; bir milletin hafızasını tazeleyen bir belge niteliğindedir. Cephede geçen bir gecede ekmek için yapılan mücadeleden, bir kuyu başındaki kavgalara, Arap aşiretleriyle kurulan ilişkilerden, Yahudi kolonilerine kadar pek çok detay var bu kitapta. Liman von Sanders'tan komutayı devralan Mustafa Kemal Paşa'nın varlığının cephedeki ruhu nasıl değiştirdiği ve nasıl savaşa savaşa stratejik olarak geri çekinildiği Yazman'ın satırlarında hissediliyor. Askeri disiplin, açlık, sıcak, susuzluk gibi pek çok insani ve fiziki zorluklar büyük bir içtenlikle aktarılmıştır. Falih Rıfkı Atay'ın 'Zeytindağı' adlı eseri nasıl ki bir dönemin fotoğrafını çekmişse bu kitap da aynı etkiyi bırakacak niteliktedir ve bu geleneğin yeni bir halkasıdır. Yazman'ın gözlem gücü, tasvir kabiliyeti, içtenliği ve yaşadıklarına verdiği insani tepkiler, onu yalnızca bir asker değil aynı zamanda bir tanık-yazar kılmaktadır.
TARİHE YÖN VEREN İNSANLAR VARDIR
Hocam, çalışmanızda neden Mehmet Şevki Yazman'ı tercih ettiniz?
Dr. Volkan Yaşar: Tarih, insanın doğasıyla iç içe geçmiştir. Bu yüzden insan vücudu ile bir devleti kıyaslamak yalnızca benzetme değil, bir çözümleme biçimidir. Tarihçinin görevi bu bağlantıları sezmek, geçmişin yalnızca ne olduğunu değil, nasıl olduğunu anlamaya çalışmaktır. İnsan doğasını anlamadan tarih yazılamaz. Tıpkı bir hekim gibi, tarihçi de teşhis koyar; olaylara, kırılmalara, dönüşümlere… Buradan hareketle Türkiye Cumhuriyeti'nin yakın dönem tarihine tanıklık etmiş, yukarıda saydığımız özelliklere sahip çok yönlü bir şahsiyet hakkında bu zamana kadar verilen bilgilerin bölük pörçük olması ve bilimsel bir çalışmanın yapılmamış olması, bu boşluğu doldurmak amacıyla bizi harekete geçirmiştir. Ben tarih yazarken, bir iradenin peşinde olduğumu belirtmek isterim. Çünkü bilirim ki tarihin yönü, çoğu zaman bir insanın susup susmamasına, adım atıp atmamasına, emir verip vermemesine bağlıdır.
ELAZIĞ GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ BUGÜN VE GELECEKTE DE TÜRKİYE'NİN SİGORTASIDIR
Kıymetli Hocam, Elazığ ve Elazığlılar hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Dr. Volkan Yaşar: Hakimiyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sayın Ömer Enes Yılar Bey'in de kitabın sunuş yazısında ifade ettiği gibi geçmişte, bugün ve gelecekte de Türkiye'nin sigortasıdır Elzığ. Binlerce yıldır birçok medeniyete ev sahipliği yapan, bu medeniyetlerden her birinin bıraktığı farklı izlerle yoğrulmuş nadir bir kültüre sahip olan, kendine has bir musikisiyle gönülleri titreten, Türkiye'nin en zengin mutfaklarından birine sahip olmasıyla eşsizliğini artıran kadim bir kenttir Elzığ. Mustafa Kemal Atatürk, 1937'de bu kadim toprağa 'Azığı bol il' anlamındaki 'Elazık' ismini verirken, aslında bu toprakların taşıdığı bereketi, umudu ve gücü simgelemişti. Üç tarafı surlarla çevrili, dört mevsimin ayrı güzellik kattığı, tarihi ve doğal güzelliklerin süslediği, her kesimden insanın huzur içinde yaşadığı saygın bir şehirdir Elzığ. Misafirperverliği, hoşgörüsü, samimiyeti ve cesareti ile tanınan, ülkesine ve devletine bağlı insanların yaşadığı, yiğidin harman olduğu kenttir Elzığ. Adına şiirler, türküler, şarkılar yazılmış cennet gibi bir şehirdir Elzığ. Kültür ve bilim insanları yanında siyasetçi, sanatçı ve akademisyenlerin yetiştiği bu topraklarda bilinen isimlerin yanında hala keşfedilmeyi bekleyen nice değerli şahsiyetler vardır.
Sayın Mehmet Şevki Yazman'ın tanıtımında Türkiye Cumhuriyeti tarihinin anlaşılmasına ve Elazığlıların iftihar edecekleri bir hemşerilerini tanımalarına hizmet vermiş olmaktan mutluluk duyuyoruz. Kıymetli okuyucular, uzun soluklu bir emeğin ürünü olan çalışmamın kitaplaştırılmış halini sizlerle buluşturmanın heyecanı içindeyim. Bu vesileyle geçtiğimiz ay yayımlanan her iki kitabımın tanıtımına yer vererek hem şahsıma hem de çalışmama kıymetli sayfalarında yer ayıran Sayın Ömer Enes Yılar Bey'e içtenlikle teşekkür ederim. Cumhuriyetimizin fikir hayatına, tarihi hafızasına ve yerel değerlerine katkı sunabilme gayretiyle yürüttüğüm bu yolda, doktora danışmanım Sayın Prof. Dr. Mehmet Akif Tural ve çalışmanın ilk olarak gazeteye ulaştırılıp tanıtılmasını sağlayan Eski Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Sayın Prof. Dr. Sadık K. Tural ve Elazığlı yazar eğitimci Bedrettin Keleştimur'a teşekkür ederim. Gösterilen ilgi beni daha büyük sorumluluklarla buluşturuyor. Başta gazetemizin değerli yöneticileri ve emekçileri olmak üzere tüm Elazığlılara ve okurlara şükranlarımı sunarım.