75 MİLYONUN EĞİTİM İLE BAĞI

15 Eylül'de başlayan eğitim öğretim yılının 1

TAKİP ET
15 Eylül'de başlayan eğitim öğretim yılının 1. dönemi 23 Ocak'ta sona eriyor. 4 ayı aşkın süredir öğrencisinden velisine, idarecisinden öğretmenine yoğun bir çalışma sürdürülüyor. Veliler çocuklarının eksiksiz bir eğitim almasını, öğretmenler daha başarılı öğrenciler yetiştirmeyi, idareciler sorunsuz bir eğitim-öğretim ortamı sağlamayı istiyorlar.

       Öznesi öğrenci olan eğitim gerçekten de çok uğraş verilmesi gereken, sabır isteyen bir alan. Düşünsenize okul binaları, etkileşimli tahtalar, spor salonları, kütüphaneler, pansiyonlar, servis araçları, çalışan personeller, idareciler, hizmetliler, öğretmenler, memurlar ve daha fazlası hep 40 dakikalık derslerin en verimli şekilde geçmesi için. Öğrencilerin iyi bir eğitim alması için. Ülkenin geleceği için…

       Son yıllarda ülke bütçesinin en büyük payı eğitime ayrılıyor. Sürekli yeni okullar açılıyor. Öğretmen alımları oluyor. Fatih Projesi uygulamaya konuluyor, müfredatlar ve ders kitapları yenileniyor. Neden daha başarılı öğrenciler yetiştiremiyoruz eleştirileri artık herkesçe dile getiriliyor. Neden sınav sistemleri sürekli değiştiriliyor soruları soruluyor. Bir çalışma nihayete varmadan değişikliğe gidiliyor deniyor. Eğitim dinamik bir yapıya sahiptir. Değişikliklerin olması elbette normal. Eleştiriler kendi içinde ne kadar haklı ise yapılanlar da bir o kadar geçerlidir.

       Neden hep şikayetçiyiz? Eğitim neredeyse her haneyi ilgilendiren bir olay. Öğretmenler, veliler, idareciler, öğrenciler, üst düzey yöneticiler… Yani uzaktan yakından herkesi etkileyen bir durum. Hele ki bu hizmet sayıca bu kadar fazla öğrenciye verilince memnuniyetsizlikler daha da artıyor. Herkesi bu kadar ilgilendiren bir konunun daha memnun edici bir duruma gelebilmesi yine herkesin gayreti ile olacaktır. Yani sadece Bakanlık, sadece öğretmen, sadece veli, sadece idareciler, sadece öğrenciler değil herkes… Bakanlık bu işi yapamıyor, idareci yönetemiyor, öğretmen istekli değil, öğrenci çalışmıyor, veli ilgilenmiyor. Herkes  suçlu demek mi yoksa herkes sorumlu demek mi? Kanaatimce bu kadar para harcanan bu alan tüm ilgililerin desteği ile daha güzel yerlere taşınacaktır. Eksiklikler elbette çok fazla. Ancak 75 milyonun isteklerini tek tek yerine getirmek neredeyse imkansız.

      Eğitim-öğretimin öte yandan konuşulması gereken daha farklı yönleri de var. Okul deyince sadece TEOG, YGS, LYS, YDS… sınavları mı akla geliyor? Evet… Her insan çocuğunun iyi bir öğretim almasını istiyor. Eğitim de yanında olsa iyi olur. Yani matematiği, fiziği öğrensin resim, müzik olmasa da olur. Gerçek bu ancak olması gereken bu değil. Hayatın öğrenilmesi gereken alanlardır okullar. Tarihi, astronomiyi, ahlak kurdigeralarını, dilini, müziği, resimi de öğreneceksin. Son zamanların tartışma konusu olan Osmanlıca'yı da öğrenmeli bence insan. Siyasi eleştirilere kapılmadan Osmanlıca öğrenmenin ne zararı olabilir?  Hele ki bu konuda bilip bilmeden olmaz 'Osmanlıca da neymiş' diyenleri de  anlamak zor.

       Konu eğitim olunca söylenecek çok şey var. Mevzuyu daha fazla  dağıtmadan 'Büyük dağın büyük dumanı olur' demek konuyu özetler galiba. Dönem sonunda öğrencilerin kendilerini değerlendirmeleri için onlara fırsat vermeliyiz. Neleri doğru yaptıklarını nerelerde eksik kaldıklarını bilmeleri gerekir. İyice dinlendikten sonra 2. döneme daha güzel başlamalılar. Bu arada aileler çocuklarıyla kaliteli vakit geçirirlerse tatilin bir anlamı olur. Çünkü onlar bizim geleceğimiz. En büyük yatırımı onlara yapmalıyız. Her insan bir dünyadır. Herkesin kendi dünyasına göre yaşadığını bilerek, onları anlayarak eğitimlerine olumlu katkıda bulunmuş oluruz…

 

Bakmadan Geçme