5. Parti Ve Muhalefet
Demokratik rejimlerde iktidar kadar muhalefet de önemlidir
Demokratik rejimlerde iktidar kadar muhalefet de önemlidir. Özellikle ülkemizde muhalefet, karar mercilerinin kilit taşlarındandır. Durum bu kadar önemliyken muhalefetin kendisine verilen görevleri görmezden gelmesi ya da bu görevi yanlış idrak etmesi ülkemizi bir muhalefet sorununa gebe bırakıyor.
1 Kasım sonrasına bir bakalım. Halk Ak Parti'ye %49,5'lik oy yüzdesiyle iktidar olma hakkını verirken geriye kalan yüzde ise kendini temsil edenlere muhalefet olma hakkını verdi.
Bu sonuçları iyi değerlendirmek gerekiyor.
Muhalefetin çıkan sonuçlara bakıp bizi iktidar yapmadılar o zaman biz de sorumluluk almayız anlayışına girmesi yanlış olur.
Muhalefet etmek yabana atılacak bir görev değildir.
Sonuçlara göre her iki kişiden biri iktidara diğeri ise muhalefete görev vermiş durumda. Hatta muhalefetin temsil ettiği kitle az da olsa iktidar partisinden fazla.
Durum böyle olunca muhalefetin de tıpkı iktidardaymış gibi çalışması ve ülkeyi ileri taşımak için görev yapması gerekiyor. Bütün sorumluluğu iktidara bırakıp her yaptığını eleştirerek karşı çıkarak bir yere varılmayacağını defalarca gördük. Halk bunu istemiyor ve istemediğini de 13 yıldır yapılan bütün seçimlerde gösterdi.
Bu doğrultularda partilerin yapması gereken bazı şeyler var. Öncelikle Ak Parti'nin muhalefeti ciddiye alması gerekiyor. Bunun için de muhalefetin ciddi olduğunu ispatlaması lazım.
CHP'nin söylemlerine bir bakalım. Hem başkanlık sistemi hem de yeni anayasa için hiçbir açık kapı bırakmıyor. Durum böyle olunca insanın sorası geliyor, hani demokrasiden ve özgürlükten bahsediyordun? Neden halkın vereceği karardan bu kadar korkuyorsun? Madem halkın kararına saygı duyacaksın o zaman referanduma neden karşı çıkıyorsun?
HDP'nin artık kendine bir çekidüzen vermesi gerekiyor. Artık belirli bir etnik sınıfı temsil etmekten vazgeçmeli halkın kendilerine verdikleri görevi en iyi şekilde analiz edip 7 Haziran öncesindeki Türkiyelileşme politikasına geri dönmelidirler. HDP'nin çok büyük bir sorumluluğu var aslında terör ve terörün neden olduğu sorunların çözümü aynı zamanda barış için bütün partilerden çok daha fazla çalışması gerekiyor.
MHP de zorlu bir süreçten geçiyor. Çok detaylı bir özeleştiri şart. Kaybedilen oyların neden kaybedildiğini etraflıca tartışmaları gerekiyor. Tabanın AK Parti'ye çok yakın olduğunu ve MHP'ye gönül veren insanların bu partiden büyük beklentileri olduğu bir gerçek. Bu doğrultuda MHP'li bütün vekiller çok iyi çalışmak zorunda.
Bundan sonraki süreçlerde gerek iktidarın gerekse muhalefetin çok dikkatli olması gerekiyor. Halk her ikisine de bu uyarıyı açık ve net yaptı. Muhalefetin artık her şeye karşı olan tavrını bir kenara bırakıp titiz bir denetçi ve çalışmaya zorlayan bir yapıya kavuşması gerekiyor. Parti içi sorunlarını süratle çözüp görevlerinin başlarına dönmeleri gerekiyor.
Bütün bunların yanında 1 Kasım öncesi Abdullah Gül öncülüğünde 5. Bir partinin oluşacağı söylentileri uzun süre gündeme gelmişti. Şimdi söylentilerin hedefinde muhalefet var.
CHP, MHP ve HDP'nin içinde partilerinin politikalarına karşı çıkan vekiller mevcut. Bu vekiller ilerleyen dönemlerde birleşip yeni bir parti oluşturur mu bilinmez.
Ancak bir lider değişimi gerekiyorsa da bunun yapılması lazım. Kimsenin koltuk sevdasına düşüp kişisel çıkaralar doğrultusunda hareket etmemesi gerekiyor. Çünkü bu ülkenin kaliteli bir iktidara ihtiyacı olduğu kadar kaliteli bir muhalefete de ihtiyacı var.
Eğer ortada bir başarısızlık varsa herkes oturup bunun üzerinde düşünmelidir ve hatanın nereden kaynaklandığını bulmalıdır. Bu durum ilerleyen dönemlerde nasıl sonuçlar doğuracak hep beraber göreceğiz.
1 Kasım sonrasına bir bakalım. Halk Ak Parti'ye %49,5'lik oy yüzdesiyle iktidar olma hakkını verirken geriye kalan yüzde ise kendini temsil edenlere muhalefet olma hakkını verdi.
Bu sonuçları iyi değerlendirmek gerekiyor.
Muhalefetin çıkan sonuçlara bakıp bizi iktidar yapmadılar o zaman biz de sorumluluk almayız anlayışına girmesi yanlış olur.
Muhalefet etmek yabana atılacak bir görev değildir.
Sonuçlara göre her iki kişiden biri iktidara diğeri ise muhalefete görev vermiş durumda. Hatta muhalefetin temsil ettiği kitle az da olsa iktidar partisinden fazla.
Durum böyle olunca muhalefetin de tıpkı iktidardaymış gibi çalışması ve ülkeyi ileri taşımak için görev yapması gerekiyor. Bütün sorumluluğu iktidara bırakıp her yaptığını eleştirerek karşı çıkarak bir yere varılmayacağını defalarca gördük. Halk bunu istemiyor ve istemediğini de 13 yıldır yapılan bütün seçimlerde gösterdi.
Bu doğrultularda partilerin yapması gereken bazı şeyler var. Öncelikle Ak Parti'nin muhalefeti ciddiye alması gerekiyor. Bunun için de muhalefetin ciddi olduğunu ispatlaması lazım.
CHP'nin söylemlerine bir bakalım. Hem başkanlık sistemi hem de yeni anayasa için hiçbir açık kapı bırakmıyor. Durum böyle olunca insanın sorası geliyor, hani demokrasiden ve özgürlükten bahsediyordun? Neden halkın vereceği karardan bu kadar korkuyorsun? Madem halkın kararına saygı duyacaksın o zaman referanduma neden karşı çıkıyorsun?
HDP'nin artık kendine bir çekidüzen vermesi gerekiyor. Artık belirli bir etnik sınıfı temsil etmekten vazgeçmeli halkın kendilerine verdikleri görevi en iyi şekilde analiz edip 7 Haziran öncesindeki Türkiyelileşme politikasına geri dönmelidirler. HDP'nin çok büyük bir sorumluluğu var aslında terör ve terörün neden olduğu sorunların çözümü aynı zamanda barış için bütün partilerden çok daha fazla çalışması gerekiyor.
MHP de zorlu bir süreçten geçiyor. Çok detaylı bir özeleştiri şart. Kaybedilen oyların neden kaybedildiğini etraflıca tartışmaları gerekiyor. Tabanın AK Parti'ye çok yakın olduğunu ve MHP'ye gönül veren insanların bu partiden büyük beklentileri olduğu bir gerçek. Bu doğrultuda MHP'li bütün vekiller çok iyi çalışmak zorunda.
Bundan sonraki süreçlerde gerek iktidarın gerekse muhalefetin çok dikkatli olması gerekiyor. Halk her ikisine de bu uyarıyı açık ve net yaptı. Muhalefetin artık her şeye karşı olan tavrını bir kenara bırakıp titiz bir denetçi ve çalışmaya zorlayan bir yapıya kavuşması gerekiyor. Parti içi sorunlarını süratle çözüp görevlerinin başlarına dönmeleri gerekiyor.
Bütün bunların yanında 1 Kasım öncesi Abdullah Gül öncülüğünde 5. Bir partinin oluşacağı söylentileri uzun süre gündeme gelmişti. Şimdi söylentilerin hedefinde muhalefet var.
CHP, MHP ve HDP'nin içinde partilerinin politikalarına karşı çıkan vekiller mevcut. Bu vekiller ilerleyen dönemlerde birleşip yeni bir parti oluşturur mu bilinmez.
Ancak bir lider değişimi gerekiyorsa da bunun yapılması lazım. Kimsenin koltuk sevdasına düşüp kişisel çıkaralar doğrultusunda hareket etmemesi gerekiyor. Çünkü bu ülkenin kaliteli bir iktidara ihtiyacı olduğu kadar kaliteli bir muhalefete de ihtiyacı var.
Eğer ortada bir başarısızlık varsa herkes oturup bunun üzerinde düşünmelidir ve hatanın nereden kaynaklandığını bulmalıdır. Bu durum ilerleyen dönemlerde nasıl sonuçlar doğuracak hep beraber göreceğiz.