Ak Parti'nin hata yapma lüksü yok
Ak Parti il başkanlığı belirleme sürecinde sona gelindi. Bu hafta içinde yeni il başkanı belli olacak ve yeni yönetimini kurarak görevine başlayacak.
Bu süreçte değişik mecralarda başkanlığa en yakın isimler başlığı ile değişik isimler zikrediliyor. Her ne kadar 25 ismin aday olduğu bir yarış gibi görülse de bazı isimlerin sırf “unutulmak” sendromuna girdikleri ve kendilerinin hala var olduklarını hatırlatmak için aday olsa da bu yarışta öne çıkan ve Genel Merkezin gündeminde olan üç isim var.
Bu isimlerin ortak özelliği teşkilatçılığı iyi bilmeleri, hem tabanda hem de halkta karşılık bulmaları ve özellikle de iş ve bulunduğu görevlerde tertemiz bir geçmişi ve sicili…
Ak Parti Genel Merkezi son yıllarda şunu gördü ve yaşadı ki birilerinin referansı ile herhangi bir göreve atanan ve aday gösterilen isimler ne yazık ki partiye çok zarar verdi, tabanı partiden soğuttu ve uzaklaştırdı. Bunun sonucu olarak da oyların hızla düşmesi sonucunu getirdi.
Bu gerçeği gören Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben bile bir isim versem bunun o iş ve göreve ne kadar layık, ne kadar ehil ve toplumda ne kadar karşılığı olduğuna bakın ondan sonra karar verin” diyerek kimden gelirse gelsin referansla hareket edilmemesi gerektiğini çok net ortaya koydu.
Çünkü Erdoğan da biliyordu ki bir Bakan, bir vekil ya da partide üst seviyede bir kişi, eğer bir ismi tavsiye ediyor ve bunda ısrar ediyorsa onunla ya özel hukuk ve arkadaşlığı ya da ticari bağlantı ve ortaklıkları var. Ki bunun örneklerini hep birlikte gördük yaşadık.
Ak Parti’nin son günlerde il başkanları görevden almasının altında da bu gerçek var. Bu sebeple Ak Partinin erken seçimin an meselesi olduğu bu süreçte torpille ve tavassutla il başkanı atama lüksü yok. Çarşamba’ya dikkat…
