2026 ekonomide kader yılı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2026 bütçesini 'istikrarın teminatı' olarak tanımlarken, enflasyonun 2026'da yüzde 20'nin altına, 2027'de ise tek haneye ineceğini açıkladı. Ancak 2026 sadece teknik verilerden ibaret olmayacak bu yıl ekonomide atılacak adımlar, hem dar gelirli ve emeklilerin uzun süredir beklediği rahatlamanın kapısını aralayacak hem de gelecek seçimlerinin kaderini belirleyecek.
Pandemi süreciyle başlayan ekonomideki kötü gidişat o günden bugüne toparlanamadı. 2025 yılı geçmiş yıllara oranla nispeten daha iyi geçse de özellikle emekli ve dar gelirli vatandaşlar ağır bedeller ödemeye devam ediyor.
Bu doğrultuda gözlerin çevrildiği TBMM Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi görüşmeleri başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yaptığı sunumda bütçeyi “istikrarın teminatı” olarak tarif ederken, ekonomik programın 2026’da dezenflasyon sürecini güçlendireceğini ve enflasyonun gelecek yıl yüzde 20’nin altına, 2027’de ise tek haneye ineceğini açıkladı. Yılmaz’ın sunumu, Türkiye ekonomisinin yeni bir dönemece girdiğinin işareti olarak yorumlanırken, 2026’nın sadece bütçe teknikleriyle değil, toplumsal beklentilerle de şekilleneceği açıkça görülüyor.
Son birkaç yılda ağır bedeller ödeyen emekliler ve dar gelirli kesimler, artık sürdürülebilir bir rahatlama talep ediyor. Ekonomide atılacak her adımın bir yüzünün bütçe dengeleri, diğer yüzünün ise halkın mutfağı olacağı bir yıl bizi bekliyor.
HATA PAYI YOK
Ayrıca 2026’nın ekonomik performansı, Türkiye’nin gelecek siyasal haritasını da belirleyecek. AK Parti açısından bu dönemde yapılacak en küçük bir hata bile seçim sonuçlarına doğrudan yansıyabilecek durumda. Yıllardır cebinde beklettiği “kırmızı kartı” çıkarmaya hazır bir seçmen profili varken, hükümetin 2026’daki ekonomik adımları hem risk hem fırsat barındırıyor.
Bütçe maratonu resmen başlarken, Meclis’i sert tartışmaların ve hararetli görüşmelerin beklediği şimdiden anlaşılıyor.
YILMAZ’DAN 2026–2027 ENFLASYON MESAJI
Cevdet Yılmaz, sunumunda dezenflasyon sürecinin güçlendiğini, fiyatlama davranışlarının yakından izlendiğini ve 2026’da enflasyonun yüzde 20’nin altına gerilemesini hedeflediklerini vurguladı.
2027’de ise tek haneli enflasyona ulaşmayı programlarının temel hedefi olarak açıkladı. Yılmaz, 2026 bütçesinin “istikrarı gözeten, refahı hedefleyen ve emeği koruyan” anlayışla hazırlandığını belirterek, kalıcı refah için kararlı adımlar atılacağını söyledi.
EKONOMİDE KRİTİK EŞİK
2026 yılı Türkiye ekonomisi için sıradan bir takvim yılı olmayacak. Bu yıl ekonomik göstergelerde yaşanacak iyileşme ya da yaşanabilecek bir sapma, 2027’ye yönelik beklentilerin yönünü tamamen değiştirecek.
Özellikle emekliler ve dar gelirliler açısından 2026, telafi yılı olarak görülüyor. Son dönemde bütçe disiplininin bedelini en ağır şekilde ödeyen kesimlerin artık nefes alma beklentisi var. Hükümetin bu beklentileri ne ölçüde karşılayacağı, toplumun geleceğe dair güven algısını da şekillendirecek.
SİYASİ SONUÇLARI OLACAK
2026’daki ekonomik tablo, gelecek seçimlerin en önemli belirleyicisi olacak. AK Parti için artık hata payının son derece düşük olduğu bir döneme giriliyor. Ekonomide atılacak her adımın karşılığı, doğrudan sandığa yansıyacak.
Halkın cebinde beklettiği “kırmızı kart” metaforu hiç olmadığı kadar güçlü. Bu nedenle hükümet açısından 2026, yalnızca bir ekonomik program değil aynı zamanda siyasi bir risk yönetimi süreci anlamına geliyor.
BÜTÇE MARATONU BAŞLADI
TBMM Genel Kurulu’nda başlayan bütçe görüşmeleri, iki hafta boyunca aralıksız devam edecek. Parti liderlerinin yapacağı konuşmalar ve tartışmalar şimdiden dikkatleri Meclis’e çevirmiş durumda.
2026 yılı için hazırlanan bu bütçe, teknik detaylarının ötesinde hem ekonominin yönünü belirleyecek hem de siyasetin tansiyonunu artıracak. Bütçe maratonu, sert ve hararetli günlere kapı aralayacak gibi görünüyor.
