Ölçü nedir, ‘akıl, idrak, iz’an, şuur, vicdan…’
Bütün bunların kabul edebileceği bir had (sınır) vardır.
Hadis, “Zengine farklı selam veren biri, fakire farklı bir selâm verirse,
Dinin üçte ikisini kaybetmiştir!”
Ölçü nedir, ‘insanlar arasında adaletli olmak’
İnsafı, merhameti, şefkati, iyilikleri sürekli gözetmek!
Yunus Emre, “yetmiş iki millete bir gözle baktım!”
“Yaratılanı, Yaradan’dan ötürü seveceğiz!”
Ölçü nedir, “aşırılıklardan kaçınmak”
İnancımız bizlere, ‘orta yolda olmayı…’ tavsiye eder.
“İfrat ve tefrik gibi aşırılıklar…” her zaman için zararlıdır.
Ölçü nedir, ‘sağduyu sahibi…’ olmak!
Herhangi bir konu da karar verirken de, ‘vicdanın sesini dinlemek’
Hz. Ömer (ra.), “Vallahi doğruyu söylemekten dostum kalmadı!”
Ahzab Suresi 3. Ayette ne buyruluyor,
“Allah’a güven, Allah, vekil olarak yeter.”
Doğru, dürüst, samimi, adil, iyiliksever… Bütün bunlar bizim şiarımız olmalıdır.
Talak Suresi 3. Ayette, “Allah her şey için bir ölçü kılmıştır!”
Ra’d Suresi, 8 Ayette, “O’nun katında her şey bir miktar (ölçü) iledir”
Şuara Suresi, 151. Ayette “Ve ölçüsüzce davrananların emrine itaat etme!”
Duhan Suresi 31. Ayette, “Firavundan. Çünkü o, ölçüyü taşıran bir mütekebbirdi.”
Fitne, fesat çıkaranlar, ‘ölçüyü taşıranlardır’
Bir şiirimizde şöyle diyoruz;
“Fitne, fesat, ikilik kol gezerken
İyilikler sağırlaşır, duyulmaz
Tilkiler türlü hileyle tozarken,
Nifaktan, halis niyetler duyulmaz!”
Hz. Ali (kv.), “Gerçeği, insanların ölçüleri ile değil;
İnsanları, gerçeğin ölçüleri ile tanı.”
Gerçeğe giden yol, birdir… O yol, ‘hak ve hakikat yoludur’
Cemil Meriç, “Büyük yazar, içinden gelen sesi olduğu gibi haykırandır!”
Hak olan ses, ‘kısılmamalıdır’
İrfan ocağının, ‘söz ehli’ kahramanları içimizde yaşamalıdırlar.
Sohbet meclislerinin sustuğu yerlerde, ‘ölçü de kaçar’
Demokles, “Ölçü kaçınca, en tatlı şeyler en tatsız olur”
O halde, hayatı yaşanmaz hale getirenlerde, ‘biz insanlarız’
Montaigne, “Doğru ve temiz işler her zaman ölçülü ve olgundur.
Ölçü olmayan her yerde kavga ve haksızlık vardır.”
Siyaset ilmi de, iktisat ilmi de, kendisine; ‘meşru bir zemin arar!’
Wolfgang Van Goethe, “Hiçbir şey insan için, ölçüsüz tenkit veya aşırı övgü kadar zararlı olmaz!”
Her şeyin ortası iyi, çoğu zararlıdır.
İnancımız, “yapamayacağınız şeyleri niye söylüyorsunuz?”
Ne zanla hüküm verebilir, ne de afaki olarak…
Ortak akıl deriz, şura/ istişare deriz, ‘orta yol’ deriz!
Konfüçyüs, “Davranışlarında ölçülü olanlar, pek az hata yaparlar!”
Hayatın kuralı, huzurun kaynağı, ‘ölçülü’ mutedil/ ılımlı hareket etmek.
İnancımız, ‘fitneyi uyandırmayınız’ diyor.
Çağrımız nedir, ‘fitneye gidecek yollara; kaosa meydan vermemektir.’
En’am Suresi, 152. Ayet, “Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın!”
Ölçü, ‘adaletle’ bütünleşiyor. Kantarın topu kaçarsa, vay halimize!
***
MISRALARIN DİLİNDEN
Tarih okudum, her günün anısı,
Hayata ibretlik yollar gösterir
Zoru, kolayı, çıkışıyla inişi,
Bir girift bilmeceyi gösterir
GEÇMİŞİ BİR DAHA
Geçmişi bir daha tahayyül ettim
İçimde derin bir sızı, ah çektim!
Fotoğraflara bir daha nazar ettim
Maziye duru, durgun gözle baktım
KİMLERİ AĞIRLADI
Elazığ kaldırımları kimleri ağırladı
Ayak seslerini, duyar gibi olur musun?
Yolcudur insan, garip dünyanın meçhul yolcusu
İz bırakanları, görür gibi olur musun?
Bir nesildi onlar, güzel atlara bindiler
Atlarla gidenleri, sorar gibi olur musun?
ATA OCAĞI
Ecdada, sıla-ı rahim yapalım
Gurbete dönmesin, Ata Ocağı
Toprak tohum ister, canlar muhabbet
Şefkatle dillensin, Ata Bucağı
FİTNE
Fitne, fesat, ikilik kol gezerken
İyilikler sağırlaşır, duyulmaz
Tilkiler, türlü hileyle tozarken,
Nifaktan, halis niyetler duyulmaz
HER İNSAN BİR ÂLEMDİR
Elif, ayakta
Dal, rükûda
Mim, secdede
ÂDEM
Elif, Allah
Lâm, Cebrail
Mim, Muhammed
ÂLEM
DOST YÜZÜ
Dost yüzüne bakar, sefa buluruz
Hikmet-i Huda’dan, deva buluruz
Aşk mihneti çeker, şifa buluruz
Gönül gözü ile dosta gidelim
TAŞ KESİLİR
Göğe yükselen başlar,
Kirlenirse, taş kesilir
Terk-i diyâr edilen sevgi
Hasrete nakkaş kesilir
