Z KUŞAĞI HAYRANLIĞI

Seçme ve seçilme yaşının 18'e indirilmesinin ardından tüm siyasilerin hedefinde Z kuşağı var. 2000 yılından sonra, özgürlükler, gelişmiş şehirler, sosyal alanda problemleri çözülmüş ve dünya ülkeleri arasında önemli bir yere ve saygınlığa yükselmiş bir Türkiye'ye gözünü açanların talepleri, Y kuşağından oldukça farklı.

Z KUŞAĞI HAYRANLIĞI
TAKİP ET Google News ile Takip Et

80 ve 90’lı  yılların kaos, kargaşa, yokluklar, kuyruklar ve geri kalmışlığın tüm zorluklarını yaşayıp 2000’li yılların müreffeh Türkiye'sinin  geldiği süreçleri iyi bilen ve hakkı teslim eden Y kuşağına karşın Z kuşağının sınırsız talepleri bazı siyasilerin iştahını kabartmış olacak ki, CHP Genel Başkanı iktidara gelmeleri halinde YÖK'ü kaldıracaklarını, üniversitelere özerklik sağlayacaklarını, Y kuşağına da Z kuşağına da seslenerek YÖK denen darbe kurumunu kaldıracağını söylemiş.

Üniversitelerin bilimsel özerkliğe sahip olacağını, üniversite hocalarının kendi rektörlerini kendilerinin seçeceklerini ve idari özerklik olacağını da eklemiş.

Bu cümleler elbette gençlerimiz adına ışıltılı ve heyecan verici olabilir. Üniversitelerin özerkliğinin ne anlama geldiğini belki Z kuşağı bilmez ama Kılıçdaroğlu’nun çok iyi bilmesi lazım. Karşı siyasi görüşten hiçbir öğrencinin barındırılmadığı gibi kurtarılmış bölge ilan edilerek devletin varlığını reddeden ve 12 Eylül öncesi her gün onlarca gencin öldürüldüğü günlere bir özlem duymak, ülkenin kalkınma ve gelişme hızının önüne mayın döşemektir.

Üniversitelerimiz siyaset değil bilim yuvasıdır. Kendi görüşlerinin hakim olmadığı ve sadece eğitimin kalitesinin yarıştığı üniversiteleri despot olarak niteleyip, Gezi eylemcilerine katılan gençlerin taleplerine tercümanlık ve hatta öncülük yaparak demokrat ve özerk üniversite adı altında yeni kamplaşmanın önünü açmak çarpık bir bakış açısıdır.

Kılıçdaroğlu’nun asıl derdi geçtiğimiz günlerde ağzından kaçırdığı gibi seçimle değil, sokakları karıştırarak Ak Parti hükümetini düşürmek ve iktidar olmak.

Olur mu peki? Dışarıdaki hain ve düşmanlarımız ile içerideki işbirlikçilerinin ittifakıyla buna yaklaşabilirler. Ancak halkımızın sağduyusu buna asla müsaade etmez.