1 Ağustos 218 Çarşamba günü Fırat Üniversitesi Hastanesi’ne sabah saat 8'de gittik. İki hasta muayene olacaktık. Her bölümün önünde hiç rastlamadığım büyük kalabalıkla karşılaştım. Bize sıra gelecek gibi değildi. O gün bir doktora kaç hasta düştü, her bir hastaya kaç dakika zaman ayırılabileceğini merak ediyorum. Muayene imkanı olamayacağını anlayınca taksi tuttum yeni şehir hastanesine gittim. Zira oraya gidecek otobüs ve dolmuşların nereden kalktıklarını bilmiyordum. Çünkü Doğukent'e bu ilk gidişimdi. Yeni şehir hastanesi havadar bir yerde kurulmuş gayet görkemli bir yapı, giriş kapısının önünde çay, kahve ve su dağıtılıyordu. Bu sıcaklarda çok ta iyi oldu. Vatandaşlar bol bol içip rahatladılar. Girişte lokum ve çikolata ikramları aralıksız devam ediyordu. Biraz ilerleyince oturup dinlenecek koltuklar ve masaların gayet lüks ve iyi dizayn edildiklerini gördüm. Muayene olacağımız yerleri gösteren elemanlar adım başı hastalara yardımcı oluyorlardı. Hiç sıkıntı çekmeden muayene olacağımız bölüme vardık. Ancak bilgisayarlar da sıkıntı vardı. Doktorlarında, hastalarında çok zamanını aldı. Göç gide gide düzelir derler. Her şeyin bir ilki vardır. O teşkilatta kısa bir süre de düzelecektir. Hastanenin bütün elemanları ilk iş yeri olması nedeniyle zaman içinde bina ve müştemilatını tanıyacak öğreneceklerdir. Bana göre şehir hastanesi Elazığ'ın yüz akıdır. Temizliğe çok özen gösterildiğini gözlemledim. Hastalar yerine göre türlü taşıyıcılarla konfor içinde taşınıyorlardı. Netice itibariyle güler yüzlü tatlı dilli bütün hastane elemanlarına teşekkür ediyor, şehir hastanemizin şehrimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
ZAMAN
Zaman bir deryadır ömür damlası
Kader muammadır yaşam aynası
Var olmak güzel şey dünya çok güzel
Ne acı insanın fani olması
