Ana dili ananın ak sütü kadar helaldir.
Dil: Asla geriye akmayan bol kaynaklı akarsuya benzer. Geçtiği yerlerden sağından solundan katılan derelerle çoğalır. Nehir olur, ırmak olur. Denize ulaşıncaya kadar akar akar dil denizde umman olur derya olur. Dil milletlerin öz kimliğidir. Yaylalarda ki türlü çiçeklere benzer. Onun için yaylalar çok güzeldir. O rengarenk çiçeklerle dolu yaylalar bu yüzden sevilir. Etnik kökenleri yaylaya güzellik veren o türlü çiçeklerdir. Onun için zenginliğimizdir.
Bir de her devletin devlet dili vardır. Bu dil devletleri bir bayrak altında toplayan o devleti millet yapan ulus dilidir. Diğer devletler böyle bilir böyle tanır. Bir örnek verecek olursak vatanı Almanya vatandaşı Alman dili Almanca. Bu örneği çoğaltabiliriz. Bizim de öyle vatanı Türkiye vatandaşı Türk dili Türkçe bu bizim devlet kimliğimizdir. Çünkü her etnik kökene göre devletler isim almazlar. Dil devletlerin de kimliğidir. Öz kimliğimizi tarihte ilk defa Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk vermiştir.
Milletçe minnettarız. Zira nüfus cüzdanlarımızı yani kimliklerimizi Cumhuriyet döneminde aldık. Şehirler, kasabalar, beldeler dağ köylerine kadar okula kavuştu bilinçli bir toplum olmaya başladık. Dilimizi yaşatan şairlerin ozanların geleceğe uzanan hem yazı hem türkü olarak nesilden nesile ulaşan hoş sedalarıdır. Manilerimiz, ninnilerimiz, folklörümüz, türküler ve acılarımızı yansıtan mayalarımız uzun havalarımız dilimizi yarınlara taşır.
Etnik kökenler: Devlet çınarının kökünden gövdesinden aldığı kuvvetle dört bir yana uzanan ana dallarıdır.
