Taha Yusuf SARIGÜL

YOZLAŞMA VE DİRENEN VESAYET

Taha Yusuf SARIGÜL

    Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu güne düşe kalka geldi. Yaklaşık 100 yıllık bir geçmişe dayanan mazimiz aslında çok eskilerden gelen kadim bir devlet geleneğine sahip. Şimdiki ulusalcı Kemalistlerin yadsıdığı ve görmezden geldiği o kadim devlet geleneği ileriyi görebilmemiz için bir rehber olarak kullanılabilir.    Yaklaşık 600 yıl hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu hem İslam’ın önderliğini yapmış hem de Müslüman toplulukları bir arada tutarak Batı Emperyalizmine ve hegemonyasına karşı asil ve dik bir duruş sergilemiştir. Geçmişten ders alamayanlar geleceği iyi inşa edemezler. Geçmişten kopuk yaşarsak geleceği inşa ederken sıkıntı yaşarız be başarısız oluruz. Elbette geçmişte hatalar yapılmış olabilir. Fakat bu hatalar üzerinden geçmişi inkâr edemeyiz. Unutmamalıyız ki geçmişimiz çok iyi örnekler ve rol-modeller ile doludur. Devlet yönetimi, ekonomik yapı, üretim faaliyetleri, taşra teşkilatı yapılanması, vergilendirme sistemi, sosyal hayattaki kanun ve kurallar, hoşgörü, gayrimüslim hakları, bilimsel ve kültürel faaliyetler, mimari ve sanatsal faaliyetler gibi birçok konuda Osmanlı devlet yapılanması ve uygulamaları örnek olarak gösterilmektedir. Yaklaşık 600 yıl hüküm süren bu devlet geleneğinden sonra yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin bu geçmişten kopuk olması düşünülebilir mi? Elbette ki hayır.    Burada esas mesele Osmanlı’nın aynı zamanda hilafeti de elinde bulundurmasıydı. Yani İslam ümmetinin lideri olmasıydı. İçimizdeki batı hayranları ve aşağılık psikolojisinden kurtulamamış insanlar bunu kabullenemiyorlar. Türkiye’nin Osmanlı’dan kalan İslam bakiyesini ve mirasını devam ettirmesini istemiyorlar. Bu nedenle 100 yıldır bu ülkeyi dini ve milli değerlerinden uzaklaştırmaya çalışıyorlar.  Daha cumhuriyetin ilk yıllarında hilafeti kaldıran CHP zihniyeti camileri ahıra çevirmeye başladı. Ezanı Türkçe okutarak dini yozlaştırıp insanların itikadını bozmaya çalıştılar. Yıllarca dindarlar hor görüldü, ikinci sınıf insan muamelesi gördü. Okuma hakları ellerinden alındı. Yaşam hakları sınırlandırıldı. Türkan Saylan gibileri ‘Biz asılız’ diyerek imtiyazlı olduklarını ve ülkenin sahibi olduklarını açık açık söylüyorlardı. ‘% 90 ile de gelseniz iktidarı size vermeyiz diyordu bir başkası…    ’Batılılaşma ve modernizm adı altında dini ve milli tüm değerler ayaklar altına alındı. Cumhuriyetin ilk yıllarında Batı’nın bilimini almak yerine ahlakını ve yaşam tarzını almaya başladık ve bu bir gelenek haline geldi. Günümüze kadar Batı hayranlığı ve özentisi geldi ve tüm hızı ile devam ediyor.    Kendini milletin üzerinde gören bir zümrenin yıllardır sürdüre geldiği bu sistem artık yıkılıyor. 2002’deki AK Parti iktidarı ile başlayan ayağa kalkış hız kesmeden devam ediyor.  Nisan ayındaki referandum birçok açıdan çok önemli. Hak etmedikleri halde iktidar ortağı olma veya ülkeyi yönetme arzusunda olanların ümitlerini tamamen yitirecekleri bir referandum. Bu zihniyete en güzel cevabı yine millet verecektir. Kalın sağlıcakla…

Yazarın Diğer Yazıları